Macit Uluçamlıbel
Macit Uluçamlıbel Ne söylesek boş…

Ne söylesek boş…

Yıllar önce yazdığım bazı yazılara göz gezdirdim. Sürekli aynı konularda dert yanmışım durmuş durmuş gençlerle ilgili çalışmalar yapılması lazım demişim. Eğitim sistemimiz gençleri başka dünyalara götürüyor sonra çok geç olur demişim. Eğitimcilerimizde sosyal medya kurbanı oluyorlar bu işin sonu iyi değil demişim. Demişim de demişim… Bunları tek söyleyen de ben değilim tabi. Ekonominin de iyi olduğu dönemde ülkemiz her alanda öylesine hızlı ilerleme kaydetti ki, özellikle sosyal medya kullanımının yeni nesilleri nasıl etkileyeceği konusunu daha kavrayamadan yeni nesilleri de kendimizi de o döngünün içinde bulduk. Bu süreçte İnfluencer, yayıncı, fenomen gibi yeni meslekler (!) birden bire hayatımıza girmiş oldu. İnternet üzerinden büyük paralar kazanan ve bu paraları kazanmak için bir eğitime bir diplomaya ihtiyaç duymayan daha vahimi bu kazançlardan sonra değişen hayatlarını da herkesin izlemesi için sisteme dahil eden kitleler yeni kitleleri de bu sisteme sürükledi. Gençler yıllarca okuyarak ya da çalışarak bir meslek sahibi olsalar dahi bu kazançları bu yaşamları elde edemeyecekleri düşüncesiyle sürekli ceplerinde taşıdıkları ve ceplerinde taşıdıkları cihazla içine girebilecekleri yeni dünya için hayaller kurmaya başladılar. Toplumsal ve ailevi değerleri ayaklar altına alan bu yeni dünyanın yaşantısı alışılagelmişin çok uzağında. Aileler çocuklarına herhangi bir baskıda da bulunamıyorlar artık…

Höt desen soluğu rehberlik hocasının yanında alan çocuklar duyuyoruz. Evde ailesi kızdı bağırdı çağırdı diye karakolda soluğu alan çocuklar duyuyoruz. Yasalarla kendilerini güvence altına alan gençler kendilerince özgürlük olarak adlandırdıkları yaşam standartlarıyla kendi dünyalarını kurmaya çalışıyorlar. Ve asla ama asla onlara hatalarını, yanlışlarını anlatamıyoruz. Eğitimsiz, işsiz güçsüz kaldıklarında da sistemi, toplumu ve ailelerini suçluyorlar. Haklılar… Hepimiz suçluyuz…

Yıllar önce bu işin buralara varacağını düşünüp önlem almalıydık. Bunları neden yazdın Macit diyenler olacaktır…

Gündemden dolayı yazdım…

İç çamaşırı benzeri kıyafetlerle sokaklarda dolaşanları engelleyemeyiz bunu anlayalım diye yazdım.

Bunu yıllar önce o gençlerin beynine adap, edep kavramlarıyla sokamadıysanız bugün onun kıyafetine karışamazsınız bunun için yazdım. Geç kaldık, bunu söylemek için yazdım. Her kanalda dönen dizilerde karakterler ne giyiyorlarsa onu giyiyor gençler. Normalleştirdiğimiz tepki göstermediğimiz çıplaklıkla karşı karşıya kalınca neden şaşırıyoruz ki…

Hasan Hüseyin hoca kendince duruşunda haklı olabilir, videoyu defalarca izledim muhtemelen o tartışmanın önü de vardır videosuz kısmı da dinlemek lazım diye düşünüyorum. Keşke Hasan Hüseyin Hoca “Sizi başka bir hekim arkadaşa yönlendireyim” diyerek “hasta seçme” hakkını sessiz sedasız kullanmış olsaydı…

Mal bulmuş mağribi gibi Hasan Hüseyin hocaya saldıranlara bakınca ne anlatmaya çalıştığımı daha iyi anlayabilirsiniz. O genç kızımızın kıyafetine karışmak, onu yargılamak hele hele teşhircilikle suçlamak hiçbirimizin haddine değil. Hastanın doktor seçme hakkı var, doktorun da hasta seçme hakkı var tartışmasının da uzağındayım bunu uzmanları açıklasınlar. Lakin işin içine kamera çekiminin girdiği olaylar genelde sansasyonel konulara evrilmeye müsait, planlı, programlı mevzular olabiliyor.

Değişen dünyada kendimizi muhafaza etmekten başka bir seçeneğimizin kalmadığı dönemdeyiz. Gençlerimize el birliğiyle insan vücudunun en güzel şekilde en değerli madenden daha değerli olduğunu anlatmalı ve bu güzel değerli şeyi muhafaza etmenin öneminden bahsetmeliyiz. Anlatabilirsek vücudun çıplaklığının teşhircilik olduğunu anlatmalıyız. Bunu zorla bağıra çağıra yapma imkanımız yok…

Zor zamanlar, zor işler… Aşağısı sakal yukarısı bıyık…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Macit Uluçamlıbel Arşivi

Olması gereken olmalı…

03 Ekim 2025 Cuma 00:02

Masallar diyarı…

05 Eylül 2025 Cuma 00:00

Bu konu çok mühim…

22 Ağustos 2025 Cuma 00:01

Olur mu olur…

15 Ağustos 2025 Cuma 00:01

Gündeme dair…

08 Ağustos 2025 Cuma 00:01

Yanan sadece ağaç mı?

01 Ağustos 2025 Cuma 00:04

Yazıyoruz lakin…

25 Temmuz 2025 Cuma 00:00

Bir 15 Temmuz daha geçti…

18 Temmuz 2025 Cuma 00:01

Geri sayım bitiyor…

11 Temmuz 2025 Cuma 00:00

Gündeme dair notlar…

04 Temmuz 2025 Cuma 00:01