Obeziteye yakalanan Konyalılara çözüm önerileri

Obeziteyle başa çıkmanın aslında çok zor olmadığını söyleyen Diyetisyen Hatice Altunsoy, önerilerde bulundu.
Obeziteye yakalanan Konyalılara çözüm önerileri

Obeziteyle başa çıkmanın aslında çok zor olmadığını söyleyen Diyetisyen Hatice Altunsoy, “Obezite, vücut kitle indeksinin otuzun üzerinde olmasına denilir. Bunun 40’ın üzerinde olmasına Morbid obozite diyoruz. Obeziteyi etkileyen çevresel ve genetik faktörler var. Genetik faktörün olmasına rağmen aslında en büyük tetikleyici unsur çevresel faktörler, yani yaşam tarzımız. Yaşam tarzımızın giderek bozulması obeziteyi tetikleyen en önemli faktörlerden birisi. Genetiğinizde obez durumu olsa da olmasa da çevresel faktörlerle obeziteyi tetikleyebilirsiniz. Obezite bir hastalıktır ve başka hastalıklara da sebep olabiliyor. Tansiyon, şeker, kardiyovasküler (kalp, damar) ve genetik hastalıkları tetiklediği gibi en çok kanseri tetikliyor. Birçok kanser türevinin obeziteden dolayı tetiklendiği görülüyor“ dedi.

cevresel-faktorler-obeziteyi-tetikliyor-2.jpg

'HER ANLAMDA YÜK'

Altunsoy, “Obezite kişiye hem psikolojik olarak hem de fizyolojik olarak bir yük. Psikolojik olarak dış görünüşlerinden rahatsız olurken, fizyolojik olarak da birçok hastalığa sebep oluyor. En önemlilerinden biri de obezite dediğimiz hastalık kişide depresifliği tetikliyor. Günümüzde kötü beslenme, hareketsiz yaşam ve obeziteyle beraber kişilerdeki ruh durumu çok depresif. Sağlıklı bir yaşam tarzı için önerdiğim en önemli noktalardan birisi hareket. Hareketsiz bir toplum olduğumuz için sadece obezite değil şeker, kardiyovasküler hastalıklar eklem problemlerini daha fazla görüyoruz. Bu yüzden ilk olarak hareketi artırmalıyız. İkinci bir faktör ise olabildiğince evden beslenmeliyiz. Evde yapılan her şey dışardan aldığımız paketli ürünlerden daha sağlıklı. Dışardan beslenmek yerine biraz daha ev yapımına yönelmeliyiz“ ifadelerini kullandı.

obezite-ve-saglik-uzerindeki-etkileri.jpg

SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENMEYLE HER ŞEY MÜMKÜN

“Obezitenin tek bir çözümü olmadığını belirten Altunsoy, “Yaşam tarzı değişikliğine gitmek gerekiyor. Öncelikle hareketi arttırmak sonrasında dengeli ve sürdürülebilir beslenmeyi öğrenmek, dışardan yemek yiyebiliriz fakat dengeyi sağlayarak. Hayatta sürdürülebilir yaşamı öğrendiğimiz sürece Obezite rahatlıkla tedavi edilebilir. Gözlerini korkutmalarına hiç gerek yok çünkü obezite tedavisi deyince akla gelen tamamen kısıtlama kesinlikle yok. Biz kişilere sürdürülebilir beslenme modelini öğreterek hayatı boyunca nasıl dengeli beslenmesi gerektiğini, nasıl sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini öğretiyoruz“ diyerek tedavinin zor olmadığını belirtti. Altunsoy, “Kişiler kendileri kısıtlı diyetler yapmak yerine bir uzmana başvururlarsa eğer obezite çok kolay tedavi edilebilir. Obezite, kişideki bağırsak hareketliliklerinin bozulmasına sebep oluyor. Mutluluk hormonu dediğimiz serotonin bağırsaktan salgılanıyor. Kişi Sağlıksız beslendiği için bağırsak dengesi bozuluyor ve mutluluk hormonu daha az salgılanıyor. Bu yüzden kişilerde obeziteyle birlikte depresiflik durumu oluşuyor. Tedavi süreci uzun olacağı için kişilere psikolojik destek gerekir. Bir psikolog artı diyetisyen çalıştığında daha hızlı sonuç alınıyor“ ifadelerini kullandı.

cevresel-faktorler-obeziteyi-tetikliyor-1.jpg

SOSYAL MEDYADAN UZAK DURUN!

Tedavi sürecinde sosyal medyadan uzak durulması gerektiğini belirten Altunsoy, “Öncelikle toplumda çok fazla beden algı problemi var, zayıf insanlarda da var kilolu insanlar da var. Sosyal medyada gördüğünüz hiç bir insan size örnek olamaz. Ortalama bir kiloya sahipseniz düşünmeniz gereken öncelikle sağlığınız olmalı. İnsanlarla kendimizi karşılaştırmamalıyız. Bunları yaptığımızda inanın ki toplumda daha iyi yerlere ulaşacağız. Ekran karşısında geçirdiğimiz süre arttıkça yemek yeme olayımız kontrolsüz hale geliyor. Danışanlarıma da ilk önerim sosyal medyayla aralarına mesafe koymaları gerektiği. Obezite en çok ergenlik yaş grubunda görülüyor“ dedi.

sosyal-medya-2-2.jpg

Obeziteyle birlikte çocuklarda çekingenlik, sosyalleşme, kendilerini beğenmeme, özgüven düşüklüğü olabileceğini belirten Altunsoy, “Ailelere önerim çocuğunuzun kilo problemi varsa lütfen destek alın çünkü ergenlik döneminde daha fazla kilo alacak. Çocukluk dönemi çağı çok önemli, bir an önce destek alınması gerekiyor. İlk olarak Kendi yaptığımız hataları gözden geçirerek ise başlamalıyız. Evde yemek yiyin ve hareketi arttırın. Bunları yaptığınızda iyileşmeleri göreceksiniz. Obezite oranı erkeklere göre kadınlarda çok daha fazla. Kadın vücudu hormonal dengesinden dolayı yağlanmaya müsait bir vücut. Dengeli beslenme hayatımızın her noktasında olmalı. Obezite, çözümlenemeyecek bir problem değil sadece doğru uzman eşliğinde kendinizi çok sıkmadan sürdürülebilir beslenmeyi öğrenmek gerekli. Hareketi arttırmak büyük fark yaratacak. Sosyal medyada geçirilen zaman yerine kendimize vakit ayırırsak tedavi süreci zor değil“ ifadelerini kullandı.