Mehmet Topuz

Mehmet Topuz

Sel Geldi… Kütük Yok

Sel Geldi… Kütük Yok

Malûmunuz başlıktan atasözüne dair bir çıkarımda bulunmuş ve tarihten süzülüp gelen sözlerin nispeti değerinde gündelik olaylar içerisinde bir değer taşıdığını üç aşağı beş yukarı gün içerisinde kullanmışlığınız vardır. Olayların dünya denkleminde istediğiniz gibi olma ihtimali ya da geçmişten bu yana yaşanılan durumun süregeldiği durumlardaki değişiklik beşeriyette bir şaşkınlık ve kaygı düzeyini artırdığı gerçeği hep süregelmiştir.

İklim şartlarının değişmesi hususunda, her on yılda bir, yüz yılda ya da bin yıllık sürede değişime uğraması gayet doğal… Doğal olmayan taraf ise daha çok beşeriyet merkezli bir anlayışın kütüğün gelip gelmemesiyle iştigal olmasıdır. Kütüğün sel ile beraber gelmediği durumların tespitini yapma anlayışına sahip olmak, beşeriyetin kendi içindeki değişim ve dönüşümünden doğanında nasibini alması kaçınılmaz olması, şaşkınlık ve kaygı düzeyini artırması beklenilen bir durum olması gayet sakin karşılanması gerekmez mi?

Dünya kütüğü içerisinde yüzyıllık değişim ve dönüşümün buzul çağlarından sıcak dönemlere kadar iklim şartlarında değişkenlik elbette söz konusu… Bugün konuşulan küresel ısınma şartlarının ekseriyetle beşeriyet merkezli faaliyetlerin etkisiyle oluştuğu bilim insanlarının yıllardır ifade ettikleri kavramlar ve insanlığın doğa üzerindeki değişim ve dönüşüme yönelik adımları kendi içinde irdelenmesi gereken ayrı bir konu başlığı…

Yüzyıllık değişim ve dönüşüm içerisinde iklimlerin yer değiştirdiği ekvatoral iklim şartlarının kuzey ve güney yönlü etki alanının genişlemesi durumu gibi ifadeler de bugün dünya kütüğünde yerini alan ifadeler… Bu son ifadenin içeriği dünyanın eksen eğikliği merkezli bir düşünceyle birlikte ifade edilmesi gerekir ki şayet eksen eğikliğinin artması gibi bir durumu da ortaya çıkarmak ve bu tezi öne sürmek, doğal denklemi tamamen altüst eder.

Basit anlamda konunun özgül ağırlığını, sürece ve yeryüzü şekillerine indirgediğimizde, nemli hava kütlesinin rüzgârlarla beraber bir noktadan başka bir merkeze doğru ilerlemesi bir dağ yamacı boyunca yükselip yağış olayının gerçekleşmesi, ya da rüzgârın karasal iklim şartlarının yaşandığı alanlarda buharlaşma hızını artırıp su buharının yoğuşması yağış ihtimalini artırmıştır. Tabi burada ifadelerin tamamını bir yörenin yeryüzü şartlarını dikkate almak ve kar erimelerinin yaz mevsiminde gerçekleşmesi durumu, buharlaşmayı artırması gibi birçok faktöründe etkisini göz ardı etmemek durumun daha iyi kavranmasını sağlayacaktır. Güneşin deklarasyon açısına kadar bir çok faktör dünyanın iklimsel değişiminde etkiye sahiptir. Etkinin tepkiyi oluşturma süreci elbette doğaldır.

Diğer taraftan selin kütük getirme ihtimaline alışmış olmak aslında, beklenenin dışında beklenmeyen bir durumla karşılaşılması, ilk etapta yapılacak işin, aslında sele kapılmaktan geri durmak, olacaktır. Sel sularına bağlı taşkın olayları, drenaj alanlarının tertibi ve düzenlenmesine yönelik adımların hızlı ve gerçekçi kararların alınması ile olumlu bir sonuca bağlanabilir. Bu alanların yerleşime kapatılması, drenaj alanlarının tespiti ve bu yönde kararlı adımlar ve sel suları ile verimli taşınmış alüvyon niteliğinde ki bu verimli topraklarında tarım alanlarında istihdam edilmesi ve toprağın geri dönüşümü arazinin verimini artıracaktır.

Bura da iklim şartlarının etkisi, yeryüzü şekilleri ve bilimsel görüş ve düşüncelere yer vermek, yerleşim alanlarının tespiti ve bu yöndeki çalışmalar tedbir niteliğinde elbette önemli...

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Topuz Arşivi
SON YAZILAR