Siyaset Bilimci ve Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz, Türk İslam medeniyetinde çeşmelerin sadece su içilen bir su yapısı ve hayır amaçlı vakfedilen yerler olmanın yanı sıra toplumsal ve sosyal dokuyu belirleyen kültürel bir anlam haritası oluşturduğunu söyledi. Konya’nın tarihi çeşmelerinden olan Türkmen çeşmesinin bir buçuk asırdır Konyalılara hizmet verdiğini, ancak son yıllarda kötü durumda olduğunu söyledi.
ESTETİK DURUŞU İLE DİKKAT ÇEKİYOR
Türkmen çeşmesi özelinden bakıldığında İslam inancından neşet eden vakıf ürünü olan eserler hem mimari bir anıt hem de kolektif sosyal yardımlaşma örneği olduğunu söyleyen Tokgöz, şu şekilde konuştu; “Sade, gösterişsiz ama ihtişamlı bir estetik duruş ile çeşme dikkat çekmektedir. Çeşme, türbe, han, hamam, medrese vb. vakıf eserler maddi bir kaynağı veya mülkiyetin gelirlerini kamu yararına vakfetme etme işlemi dini bir amaçla hayır hasenat yapma, şimdiki ve sonraki kuşaklardan bir hayır duası alma ve Allah razı olsun duası almak adına yapılırlar.
ÇEŞMELER HAYIR AMAÇLI SU ESERİDİR
Tokgöz, aynı zamanda gelecek kuşaklara bir mimari yapı armağan ederek fani dünyada bir hayırlı iz bırakmak ve ismini yaşatma girişimidir. Bir yönüyle de varlıklı kişilere örnek olup benzer adımları atmaya teşvik işlemidir. Mali kaynakları insanların yararına ücretsiz olarak ve eskilerin deyimiyle ivazsız ve garazsız olarak yani kimseden bir beklenti içine girmeden ve bir kuruş ücret istemeden ve almadan toplumsal kullanıma vermenin sistemli ve düzenli adıdır.
İslam dinindeki kamuya faydalı eser yapma ve sadaka olarak harcama uygulaması özgün bir modeldir. Modern iktisat biliminde artı değer olarak ifade edilen ekonomik zenginliğin toplumla paylaşılması anlamına gelmektedir. Üstelik bir vergi veya zor alıma değil doğrudan varlıklı kişilerin şahsi birikimlerini gönüllü olarak toplumsal fayda için harcaması demektir.
Bu anlamda vakıf eserleri ile toplum yararına gelir aktarılması ve kolektif mülkiyet haline getirilip halka doğrudan ücretsiz hizmet üretilmektedir. Bugün sıradan bir markette birkaç liradan satın alınan bir bardak suyun günler, aylar ve yıllar boyunca parasız olarak bedava çeşmelerden akıtılması muhteşem bir uygulamadır. Türk İslam medeniyetinde çeşme ekseninde kapitalizm veya başka bir ekonomik sistemden daha fazla toplum yararına çalışılmaktadır dedi. Bu yönüyle çeşmeler Türk İslam medeniyetine özgü bir kurumsal yapıdır. Toplumsal gelirin kolektif olarak kamu yararına bölüşülmesi ve herkesin faydasına sunulması anlamına gelir. (https://www.yenihaberden.com/konyadaki-mahalleye-damga-vuran-5-asirlik-cesme-1807334h.htm)
KOYUNOĞLU MÜZESİ YANINDA MAHZUN BİR TARİHİ ÇEŞME
Tokgöz, 19. yüzyılda yapılan Türkmen çeşmesinden 146 yıldır tatlı su içildiğini söyleyerek kentsel dönüşüm ile birlikte boş bir arazide kaldığını belirtti. Daha önce bir binanın duvarında payanda olarak bulunan tarihi Türkmen çeşmesinin bu yüzden yıprandığını ve özellikle yan ve arka duvarlarında göçme ve yıkılma olduğunu aktardı. Kar, yağmur sularının çeşme yapısına zarar verdiğini belirten Tokgöz çeşmenin ivedilikle restore edilmesi gerektiğini söyledi. Tokgöz, “Çeşmelerin bakım ve onarımı için vakfiyeleri bulunmaktadır. 1923 yılından itibaren çeşmeler belediyelere devredildiği için tamir ve bakımı yerel yöneyimler ve Koski tarafından yapılmaktadır.” dedi.
Karatay ilçesi, Kerim Dede Mahallesi, Koyunoğlu Sokağıʼndaki bir konutun cephesinde yer alan çeşme, kitabesine göre Türkmen Hacı Ahmetzade İbrahim tarafından H 1297/M 1879-80 yılında yaptırılmıştır. Yapım malzemesi olarak kesme taş ve mermer kullanılan çeşmenin saçağında, sonradan ilave edildiği anlaşılan, betonarme döşeme saçağı, üzerinde tuğla örgülü balkon tasarlanmıştır.
‘KİTABELER ESERLERİN KÜNYESİDİR’
Tokgöz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Türk İslam kültüründe kitabeler mimari eserlerin künyesidir. Yaşayan kültürel mirası bizlere anlatan duvar panolarıdır. Çeşmede hem edebi bir sanat olarak şiire yer verildiğini hem de kim tarafından hangi amaçla yapıldığına dair iki kitabe yer alıyor. Kitabeler İslam medeniyeti çevresinde gelişmiştir. Özellikle Türk İslam kültürünün temel bir ögesi olarak kitabe demek edebiyat sanatı ve künye bilgileri içeren ve mimari eseri bize tanıtan barkod demektir. Bilindiği gibi günümüzde firmalarca yapılan ürünlerde barkod şifrelemesi yapılır. Bu sayede üretilen ürünler ve tüketilen ürünler için bir rehber olarak bilgiler herkesçe görülmektedir. Mimari eserlerde yer alan kitabelerde bize aynen ürün barkodu gibi mimari eserin tanıtımını yapmakta ve şifrelerini vermektedir. Şifreyi çözmek için dönemin kültürüne, o zamanların Türkçesine aşina olmak gerekir. Kitabeler ve içerdikleri bilgiler, edebi sanatlar ve şiirler ile o günün tanıtım levhaları ve taşa yazılmış onlarca yıl boyunca kamuoyuna yayın yapan kalıcı duvar panolarıdır.(https://www.yenihaberden.com/konyadaki-bu-cesmeye-unlu-asik-siir-yazmis-1813102h.htm)
Türkmen çeşmesinin dekoratif kemerinin üstünde dört satırlık kitabeye yer verilmiştir.
Vasiyyet eyledi Türkmen Hacı Ahmed-zâde
İbrâhîm Kerîm dede mahallesinde çûn bir çeşme
İhyâsı Mahalle eşrâfının dahî himmetleri var olsun
Sene bin iki yüz doksan yedide bitti inşâsı
(1297)
Kitabenin Anlamı
Türkmen Hacı Ahmet-zade İbrahim
(Efendi)’nin vasiyetiyle, 1879 yılında Kerimdede
Mahallesinde mahalle eşrafının da
yardımlarıyla bu çeşme yapıldı.
Çeşme, Koyunoğlu Sokak üzerinde Şehitlik Anıtı’nın kuzeyinde bulunur. Eser, kitabesine göre Türkmen Hacı Ahmet Zade İbrahim tarafından H. 1297/M.1879 yılında inşa edilmiştir. Yapım malzemesi düzgün kesme Sille taşı ve mermerdir. Alınlık ve saçakta tuğla ve beton malzeme kullanılmıştır. Çeşmenin üst örtüsünde saçak beton malzemeli olup, bitiş noktasında tuğladan korkuluk yapılmıştır. Saçağı taşımak için iki tane demir eli belinde tasarlanmıştır.
Çeşme taşınmaz tek cepheli, sivri kemerli, duvara bağımlı bir sokak çeşmesidir. Kemerin oturduğu ayaklar silmelerle hareketlendirilmiştir. Musluk aynası daire formunda rozet şekilde vurgulanmıştır. Yalak izlenmekle beraber sekiler ortadan kalkmıştır. Musluk aynasında, kare bir taş içerisinde, gülbezek şeklinde dairevi süslemeye yer verilmiş; musluk aynasının üzerinde de sivri kemer formunda taslık nişi düzenlenmiştir. (https://www.konyapedia.com/makale/3617/turkmen-cesmesi#:~:text=)
Çeşmenin sivri kemerinde münavebeli olarak kahverengi ve beyaz renkli taşlar kullanılmıştır. Zemin kotunun zamanla yükselmesine bağlı olarak sekiler günümüzde ortadan kalkmışsa da yalak bölümü hâlen izlenebilmektedir. Çeşme Konyadaki bir çok tarihi çeşmede olduğu gibi Sille taşı ve Gödene taşından müteşekkildir.
Siyaset Bilimci ve Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz son olarak şu değerlendirmeleri yaptı: 1879 yılında hizmete giren 146 yıllık tarihi Türkmen çeşmesi ivedilikle ilgili ve yetkili kurumlar tarafından onarılmalıdır. Çeşme üzerine kitabesini, yaptıran kişiyi ve mimari özelliklerini açıklayıcı bilgiler içeren barkot konulmalıdır.
Çeşme Türk İslam kültüründe mahallenin merkezi olan cami gibi çeşmeler de halkın ortak kullanım alanı ve bir araya geldiği ortak bir mekandır. Çeşme suyu uzaklarda olan kaynak sularından getirilir idi. Çeşme yaptıranlar arkalarında bir hayır ve dua kapısı olsun diye vakıf olarak yaparlar idi. Çeşme başında nefeslenip, elini yüzünü yıkayanlar yaptıran hayırsever için Allah razı olsun demeyi unutmazlar idi. Kimsenin aklına bunu kapitalist bir kazanç unsuru olarak gelire çevirmek ve insanlara para ile satmak gelmemiştir. Bu bağlamda tarihi kültürel miras unsuru olan çeşmeler hakkında farkındalık kültürünü artırmalıyız. Bu eserlere zarar verenleri kameralarla kontrol edip, caydırıcı unsur olarak yasal tedbirler alınmalı ve idari para cezaları ve hapis cezaları ivedilikle uygulanmalıdır.
Başta tarihi çeşme, cami, türbe, han, okul ve kütüphane gibi tüm tarihi eserler hakkında ortaya çıkan bilgi eksikliğini gidermek üzere bir kitabe okuma seferberliği başlatılıp hepsine açıklayıcı barkod konulmalıdır. Kitabesi, tarihi, yaptıran hayırsever kodlanmalı ve ilgili web sayfasında kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır. Tarihi eserler hakkında yapılacak ihbar ve öneriler için 7/24 açık olacak şekilde müşterek alo bilgi hattı ve mobil ihbar uygulamasına geçilmelidir.