Konya’nın Kültür Çınarları: Seyit Küçükbezirci

Ömer Tokgöz

Konya kültürüne ve irfanına hizmet eden birçok değerli bilgi emekçisi insanlar bulunmaktadır. Özellikle Tanzimat döneminden bugüne sözlü sohbet ve bilgilerin yerini yazılı materyaller almıştır. Klasik edebiyatın unsurları olan şiir yoluyla divan yazmak, mesnevi oluşturmak, masal gibi ögelerin yanı sıra modern anlatım teknikleri olan hikâye, roman ve gazete bünyesinde fıkra yazarlığı ön plana geçmiştir.

Bu kişiler bazen diplomalı, mektep medrese mezunu ve üniversite eğitimi almış bir kısmı ise çarıklı erkan-ı harp olarak Konya irfan meclislerinde temayüz edip ön plana çıkmışlardır. Bu değerli köşe taşı insanlar herhangi bir makam, mansıp ve ücret için değil Konya kültürünü yaşatmak için var olmuşlardır. Daha önce yetişip tevarüs ettikleri bilgi ve birikimleri ile Konya yaşantısı hakkında ellerinden geldiğince yazıp çizmişlerdir. Adeta ayaklı birer kütüphane olarak ivazsız ve garazsız birer irfan neferi olmuşlardır.

Kimdir bunlar denilirse sosyal alanda Konya kültürüne mesleki birikimleri, edebiyat, tarih, folklor, spor ve Konya musikisi alanındaki çalışmaları ile temayüz etmiş kişilerdir. Bu kişiler gönüllü olarak eserler vermiş, kitapları, sazı ve sözü ile hizmet eden irfan ehli insanlardan bahsediyorum. Konya bu anlamda birçok gönül ve kalem ehli insan çıkaran kadim ve münbit bir irfan ocağıdır.

Dört ay önce yazdığım Zeki Oğuz yazısında: “Elhamdülillah bu vadide hazırlanacak bir listede bu isimler kadar değerli birbirinden kıymetli çalışmalar yapan onlarca kişi sayfalarca yer tutar. Yaşayan ve vefat eden bu irfan neferi ustalar ve üstatların bazılarına yetiştim ve tanıştım ve rahle-i tedrislerinden geçtim. Özellikle “araştırma disiplini noktasında rahmetli Gazeteci Yazar İhsan Kayseri” üstadımı ve “yazarlık mecrasında ise rahmetli Gazeteci Yazar ve mütefekkir Seyit Küçükbezirci” üstadımı rol model olarak alıyorum. Kendilerinden feyz aldığım, sohbetlerini dinlediğim bu üstatlardan vefat edenlere yüce Mevla’dan rahmet dilerim. Yaşayanlara ise sağlıklı ömürler ve yaptıkları çalışmalar için teşekkürü bir borç bilirim. Kendilerine eriştiğim ve el aldığım için kendimi her zaman şanslı hissederim.” şeklinde bir girizgah ve izahat yapmıştım. (https://www.yenihaberden.com/kultur-cinarlarimiz-zeki-oguz-15733yy.htm)

Bu bağlamda Konya Aşığı bir duayen Gazeteci, Folklor uzmanı, fikir ve kültür insanı olan merhum Seyit Küçükbezirci üstadımı vefatının altıncı sene-i devriyesinde rahmetle anıyorum. Kendisini tanıyalım: Gazeteci, folklor uzmanı, Araştırmacı Yazar, Konya aşığı bir çelebi ve beyefendisidir. (15.04.1942-11.12.2018) Konya’da doğdu. Hacıveliler sülalesinden Yusuf Efendi ile Fatma Hanım’ın oğludur. Akif Paşa İlkokulu ve Konya Ticaret Lisesinin ardından Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu (1966).

1956 yılında Ticaret Lisesinin ikinci sınıfında iken edebiyat öğretmeni, folklorcu-yazar Cahit Öztelli’nin rehberliğinde folklor araştırmalarına başladı. İlk folklor araştırması, “Konya Folkloru” başlığı ile 1958 yılında Öz Demokrat Konya gazetesinde tefrika edildi. Bunu 1959 yılında aynı gazetede “Konya Türküleri” tefrikası takip etti.

1960 yılında arkadaşları ile birlikte Umut adlı kültür ve sanat dergisini yayımladı. Aynı yıl ilk kitabı Issız Yuvalar/Konya Türküleri yayımlandı. 1958-1962 yıllarında, Yeni Konya, Zaman, Sabah, Öz Demokrat Konya, Umut, Özlem, Anahtar gibi gazete ve dergilerde folklor ve sanat üstüne araştırmaları, fıkraları, köşe yazıları ve şiirleri yayımlandı. Vefat ettiği 2018 yılına kadar çeşitli Konya gazetelerinde köşe yazıları, araştırma yazıları ve baş yazılar yazdı.

Seyit Küçükbezirci’nin köylü kalkınmasıyla ilgili araştırma eserlerinin yanında Issız Yuvalar/Konya Türküleri (Konya 1960), Konya Halkbilimi/Folklor Güldestesi (Konya 2006; 2009), Konya Merkez Türküleri (2006), Konya Folkloru (2013) gibi halkbilime dair eserleri yayımlandı. Gazetelerde tefrika edilmiş uzun hikâye, deneme ve röportajları ise şunlardır: Kanla Yazı Yazanlar/Cinciler (röportaj), Sarhoşlar, Dilenciler, Oy Deli Deli (deneme), Sarışın Bulutlar (deneme), Yenilmiş İnsan Mükremin (uzun hikâye), roman olarak Ayrıt Tekkesi. Sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler aldı. Küçükbezirci, uzun yıllar Konya Fikir, Sanat Kültür Adamları Birliği Derneği’nin bir dönem de Konya Turizm Derneği’nin yönetim kurulu başkanlığını yaptı. (https://www.konyapedia.com/makale/2940/kucukbezirci-seyit)

2000 yılında memuriyet gereği 10 yıllık Ankara mesaisinden sonra Konya’ya döndüm. Seyit Küçükbezirci üstadım ile Türkiye Yazarlar birliği Konya Şubesi ve Sille’de yapılan Konya Aydınlar Ocağı programlarında tanıştım. Vefatına kadar yazmış olduğu tüm gazete yazılarını okudum. Hediye ettiği kitaplarını okudum. Aradan geçen çeyrek asır içinde rahmetli İhsan Kayseri ile birlikte Seyit Küçükbezirci’yi kendime rol model olarak aldım.

Merhum üstadım Seyit Küçükbezirci Konya aşığı ve sevdalısı olarak bilinir. Konya’yı çalarlar ve Konya'da bulunmayı kaybederim diyerek 16 yaşında başladığı gazetecilik kulvarında ve politikada kendisine yapılan teklifleri hep bir kenara bırakmıştır. Yaptığımız söyleşide kendisine merhum başbakan Bülent Ecevit tarafından yapılan danışmanlık teklifini ve önerilen makamları Konya'dan ayrılmamak adına kabul etmediğini söylemişti. Seyit Küçükbezirci kooperatifçilik, üretim çiftlikleri, gazetecilik ve Konya kültürü alanında ekol ve Konya'nın zat-ı nadir-ül emsal bir bilge şahsiyeti ve ayaklı kütüphanesidir.

Seyit Küçükbezirci üstadım ile vakti zamanında kendileriyle 3-4 saat süren ve yüksek lisans tezi formatında yaptığımız bir derin sohbet gerçekleştirdim. Karşılıklı bir üstat ve tilmiz atmosferinde soru cevap ile yakın dönem Türk siyasal hayatı, 1980 öncesi politik fraksiyonlar ve Konya'nın sosyal ve kültürel hayatı üzerine tadına doyulmaz sohbeti hiçbir zaman unutmadım. 1933 yılında açılan Konya Cumhuriyetin 10.yıl anıtının çok partili hayata geçtikten sonra niye kaldırıldığını ve 1970’li yıllarda nasıl kaybedildiğini kendisinden öğrenme imkânı buldum.

Bu sohbette 1980 öncesinin kardeş kavgasını ve çatışmalarını nasıl yorumladığını sordum. 1970' li yıllardaki gibi silah ve şiddet ile politika yapılması yanlış olmuştur. Silahla devrim ve vatanseverlik yapılmaz ancak kardeş kavgasına yol açılır ve öyle oldu demişti. Bu tür bir kalkışmaya gençliğin heba edileceği ve vatana zarar verileceğini savunarak hep itiraz ettiğini belirtmişti.

Seyit Küçükbezirci Gazi ve Mareşal Mustafa Kemal Atatürk hayranı idi. Atatürk’ün Konya ziyaretleri ve babalığı Sedirler’li Hüseyin Ağa hakkında yayınlar yapmış biriydi. Selçuklu sultanlarına sahip çıkılmasını ve anılması gerektiğini vurgulayan biriydi. Şehrimizin 2.Mevlânası diye bilinen alim ve fazıl insan Hacı Veyiszade Hocaefendi’nin de iyi bir hayranıdır. Siyasal partilerin dar kalıplarına sığmayan gerçek bir Cumhuriyetçi ve sosyal demokrattır. İnançlı bir samimi mümin ve Konya sever bir kültür adamı, fikir işçisi ve proje adamıdır. (https://www.memleket.com.tr/ustanin-anisina-26386yy.htm)

1999 yılında Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı ile Üniversite TV’de yaptığı bir söyleşide zannımca internet klasik medyayı ortadan kaldırır mı? sorusuna da teşmil edilecek bir değerlendirme yaparak: “Ben bir gazetenin sadece haber için alındığına katılmıyorum. Gazete bir bütündür. Haber, bu bütünlüğün önemli bir parçasıdır. Haber, yorum, köşe yazıları, magazin, hikâye, roman, öykü, bulmaca vb. öğeler bu içerikte bulunmalıdır. Bence bu unsurları içinde bulunduran gazete, gazetedir. Ayrıca televizyon ilk çıktığında, gazeteleri öldüreceğinden korkulmuştu. Ben buna inanmıyordum. Gazeteleri, televizyon öldüremez; bu görüldü. Fakat gazete yöneticileri, bir kusur arıyorlarsa suçu kendilerinde aramalılar. "Gazete gibi gazete", dolu dolu gazete verirlerse gayet iyi de satarlar. Sözgelişi televizyon bir "ekmek" ise gazete "su"dur. Her ikisi de gereklidir.” demektedir. (19.02.1999 Konya Basın Tarihi Üzerine Seyit Küçükbezirci ile sohbet, Selçuk İletişim.01.02.2000, sf:147-161)

Konya ile ilgili her şeyi yazan bir insan olarak Seyit Küçükbezirci aynı zamanda Konya’nın doğal güzelliklerini, yeşilliğini, baharın gelişini, iğdesini, akasyasını, dimnit üzümünü de anlatan bir insandır. Konya ağzıyla organik bitkilerini, Menteşeli türküsünde vücut bulan gara dakım ve ehliz Konya kadınını da anlatan bir folklor dehasıdır. Bahar Konya’da iğde çiçeği demek başlıklı yazısında: “Bir ‘Selam’ yolladılar, size… Üstümde kalmasın, vebalinden korkarım… Güneyiğin, acı marulun, taze ısırganın, dede sakalının, ebe gümecinin, taze pancar yaprağının selamı var size. Herhalde ‘‘Getiren, götüren sağ olsun’’ diyeceksiniz; ‘Eski Konyalılar’ gibi… Ama içinde ‘sitem’ gizli bir selam fısıldar gibi” demektedir. (https://www.memleket.com.tr/bahar-konyada-igde-cicegi-demek)

Konyalı olan ve bende Konyalıyım diyen herkes Seyit Küçükbezirci’ye ait Konya folklorü kitabını ve diğer eserlerini mutlaka okumalıdır. Üstadımın gazete köşe yazılarını okumak ise Konya tarihi, kültürü, siyaseti, folkloru ve Konya’nın sorunları hakkında geniş bir ufuk turu kazandıracaktır. Öz ve hakiki bir Konya insanı bu yazılarda mutlaka kendini, ahd-e vefayı ve her yönüyle Konya’yı gösteren şaşmaz bir pusula bulacaktır.

Seyit Küçükbezirci üstadımın isminin bir ahd-e vefa örneği olarak Konya merkezde bir kültür merkezine veya bir sokağa verilmesi isabetli olacaktır. Bu noktada Konyanın kadim mahallelerinden olan Araplar mahallesini yerel basında en çok ele alan kişi Seyit Küçükbezirci’dir. Araplar mahallesinde doğmuş biri olarak isminin mahallesinde bir sokağa verilmesi aziz hatırasını yaşatmaya vesile olacaktır. Şair ve yazar Behçet Necatigil “kitaplarda ölmek” başlıklı şiirinde: her şey “parantezin içindeki çizgide açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti Kapanır, parantez.” O şimdi kitaplarda bir isim ve soyadı” derken Seyit Küçükbezirci şairin vurguladığı ve çok şey anlatan o kısa çizgiden bir destan üretmiş insandır vesselam.