Mahmut Ali C. Körosmanoğlu

Mahmut Ali C. Körosmanoğlu

Sinema ve tarım

Sinema ve tarım

Çağı anlayamayan çağın sorunlarına da çözüm üretemez. Bu çağ görünür olmanın makbul olduğu göze hitap eden bir çağ. Görünür olurken gösterim araçlarını çok iyi kullanmak gerekir ki başat olabilesiniz, etkin olabilesiniz. Çünkü günümüz insanının kültür kaynağının %90’nını tiyatro, sinema, tv dizileri ve sosyal medya oluşturmaktadır. Bugün insanlar, özellikle de çocuklar ve gençler üzerinde sinemanın, tiyatronun, dizilerin, çizgi filmlerin, bilgisayar oyunu ve sosyal medyanın çok ciddi etkileri olduğu bilimsel bir hakikat.

Bunun en büyük delillerinden biri, beynelmilel Yahudi kitabında Henry Ford sinemanın Amerikan toplumu üzerindeki etkisini anlatır. Burada Amerikalıların Yahudi bir merkez tarafından filim ve tiyatro aracılığı ile nasıl değiştiğini anlatır.

Henry Ford, “Beynelmilel Yahudi” kitabında sinemanın Amerikan toplumu üzerindeki etkisini, toplumsal tahribatın boyutunu pek çok örnek vererek açıklar. Amerikan toplumunun “Yahudi bir merkez” tarafından film ve tiyatro aracılığıyla nasıl değiştirildiğini, tahrip edildiğini uzun uzun anlatır kitabında.

Bizler maalesef sinemayı ve diğer gösteri alanlarının önemini hala kavrayamadık. İlk etapta bir eğlence aracı olarak gördüğümüz televizyon, sinema ve diğer dijital gösteri alanları toplumsal değişim ve dönüşümü sağlayan aygıtlar oldular.

Sinemanın etkisi ve toplumu yönlendiren gücü ile ilgili olarak milli sinema ya da beyaz sinemanın öncülerinden bu ülkenin yetiştirdiği çok değerli yönetmen Mesut Uçakan ile bir hasbihalimizde şu tarihi anekdotu anlatmıştı.

1.Körfez savaşı esnasında dönemin ABD başkanı George Bush, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüşmek için Türkiye’ye geliyor. O zamanın gündemi körfez krizi ve Amerika’nın Türkiye’ye uyguladığı tekstil kotası o yıllarda Türkiye’nin ABD ‘’ye desteği karşılığında Musul ve Kerkük’ü alacağı söyleniyordu. Bu konu o görüşmede gündeme geldi mi bilemem. Ama Özal’ın öncelikli derdi kotaların kaldırılarak tekstil satışımızı artırmak, ihracatımızı yükseltmek. Bu görüşmede Özal tekstil kotasını gündeme getirince George Bush “O mesele kolay, ben esas başka bir konuyu görüşmek için geldim” diyor.

Körfez krizinden de, körfez savaşından önemli ne olabilir? O kadar yolu neyi görüşmek için gelmiş olabilir?

“Sinema…”

Çok ilginç değil mi sinemanın gündeme gelmesi…

Evet, ABD başkanı George Bush’un tek bir gündemi var; Amerikan sineması. Diyor ki ”Sizin meclise bir kanun teklifi gelecek. Konu yabancı sinemalar hakkında. Siz onu geri çekin. Meclise gelmesin, böyle bir teklif yasalaşmasın”

Neydi o teklif?

1.Yabancı filimler de Türkçe dublaj yapılmayacak, altyazı olacak. Televizyonlarda filimler altyazılı olacak.

2.Sinema salonlarında en az %25 yerli filim oynatma zorunlu olacak.

Burada bu iki maddenin temel sayiki kültür erozyonunu engellemek, yozlaşmanın önüne geçmek. Çünkü bu filimler ile çok ciddi değerlerin bozulması ve kimlik bunalımına yol açıyor.

Bunlar olunca ne olacaktı. Öncelikle bu filimler toplumun ekseriyeti tarafından kabul görmeyecekti.

Toplumda çok az kişi altyazılı film seyreder, bu filimler çok tercih edilmez, sadece özel ilgisi olanlar seyreder. Hal böyle olunca bu filmlerin reytingleri düşük olduğu içinde çok fazla tercih edilmeyecektir. Bu durum Amerikan filim endüstrisinin pek hoşuna gitmez.

Bush’un ülkemize sadece ekonomik kaygılarla geldiğini düşünmüyorum. Bu görüşmenin içeriğinde çok daha derin gerçekler var. Çünkü sinemanın toplumları etkilemek, değiştirmek ve dönüştürmek diye bir fonksiyonları var. Filimler Türkçe dublaj olduğu için toplumu direk etkiledi. Kendi dilinden olduğu için kendi gibi gördü ve içselleştirdi. İnsanlar filmlerde, dizilerde gerçekle algıyı ayırt edemiyorlar. Bu bakımdan sinema ve dizilerin toplum üzerinde bıraktığı gerçeklik etkisi ile insan davranışlarını yönlendirebilmekte bun sayede de yeni yaşam tarzı meydana getirmektedir. Bu bakımdan filimler insanların anlam değer dünyasında farklı bir düşünce evreni oluşturabilmektedirler. Filimler insanın algısına, hayata bakış açısına değer yargılarına yön vererek insanlar üzerinde kendi istediği şekilde yeni bir anlam değer dünyası oluşturabilmektedir.

Geldiğimiz noktada bu yabancı filimler başarılı olmuştur ve maalesef toplumu dönüştürmüş ve değiştirmiştir. Son zamanlarda yapılan bu milletin değerlerine ters olmayan içerikler üretilmiş, özellikle tarihi filim ve dizilerle bu tahribat tamir edilmeye başlanmıştır.

Televizyonun özelde de sinemanın seyirci üzerinde yeni anlamlar inşa etmesini tarımı sevdirmek, teşvik etmek, yönlendirmek için etkili bir araç olabileceğini düşünüyoruz.

1960 li 70 li hatta 80 li yıllarda ziraat fakültelerinin çok yüksek puanlarla öğrenci alması o dönemlerde Yeşilçam’da çekilen ziraat mühendislerinin başrollerde olduğu filmlerdendir desem abartmış olmam. Ben Uludağ üniversitesi ziraat fakültesinde okurken Zeki Metin Turan diye çok değerli bir hocamız vardı. O daha önce tıp fakültesini kazanmış ama, O orayı bırakmış ziraat fakültesinde okumuş. Ziraat fakültesinin popülaritesi o yıllarda en üst seviyede. O yıllarda belki ziraat mühendislerine ihtiyaç duyuluyor, kamuda ve özel sektörde aranan bir meslekti. Ama filmlerin başrollerinde ziraat mühendislerinin olması bu mesleği daha popüler hale getirmiştir. Üniversitelerdeki okulların puan durumu o mesleğin popülaritesi ile ilgilidir. Bir dönem Ziraat Mühendisliğinin popülaritesi yüksekti o yüzden Ziraat fakültelerinin puanları yüksekti, en yüksek puanı alanlar oralara gidiyordu. Bir zamanlar makine mühendisliğinin popülaritesi yüksekti o yüzden makine mühendisliği fakültelerinin puanları yüksekti, en yüksek puanı alanlar oralara gidiyordu. Yani okul ve meslek seçiminde popülaritenin etki çoktur. Sinema da bu popülaritenin motoru durumundadır. Öyle ise tarımın geleceği bu mesleğin birazda popülaritesinin artmasına bağlı. Biz bunu sinemayla da yapılacağını düşünüyoruz.

Tarımı özendirici filimler diziler yapılabilir. Bu devlet eliyle olduğu gibi özel şirketler tarafından da yapılabilir. Özellikle büyük firmaların filim masrafları vergilerinden düşebilir.

Çocuklar için tarımı sevdirici, yönlendirici ve teşvik edici çizgi filimler yapılabilir. Gençlere yönelik tarımı sevdirici, yönlendirici ve teşvik edici kısa vidolar ve sosyal medya içerikleri yapılabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Arşivi
SON YAZILAR