Ahmet Atılgan

Ahmet Atılgan

ÜMMET YENİDEN DİRİLİYOR

ÜMMET YENİDEN DİRİLİYOR

Siyaseti yakından izleyen, ama siyaset dışında duran çok sayıda insan 15 Temmuz ihanetinin ayak seslerini birçok kez duydu.

FETÖ’cü olduğu bilinen sıradan insanlar bile FETÖ hakkında konuşanlara diş gıcırdatıyorlardı: “Durun siiizz, daha göreceksiniz!”

Biz de onları madaraya alıyorduk: “Ne göreceğiz, asıl onlar görecekler, tabanlarına moral veriyorlar!”

Öyle değilmiş.

Çay sohbetlerinde “daha siz göreceksiniz” diyen ablalar dahi bir darbe bekliyorlarmış.

Ama darbeden devletin haberi yok!

FETÖ ile öyle-böyle iltisakı olmayan kimsenin haberi yok.

Cumhurbaşkanı Marmaris’te tatilde, Başbakan İstanbul’da, İçişleri Bakanı Erzurum’da, TSK komuta kademesinden çoğu düğünde.

MİT darbeyi haber veren binbaşının psikolojisini merak ediyor. “Ne diyor bu adam? Hasta olmasın!”

Genel Kurmay uçakların uçmaması, askerin ve tankların kışla dışına çıkmaması için emir verdiğinde,  darbe programındaki haydutlar çoktaaan iplerini-kazıklarını koparmışlar. Halkı “acımadan öldürme” talimatı yüklenmişler, lojistik hazırlıklarını yapmışlar imiş.

Burada bir tuhaflık var!

Türk Devleti’nin haberdar olmadığı bir darbeyi çay sohbetindeki ablalar biliyor!

Bu nasıl iş?

Aslında hiç olmayacak iş değil!

NATO’nun kurmay planlamasını yapıp görevlendirdiği bir hain güruh, NATO’nun sağladığı gizleme, örtme, kamuflaj sayesinde, devletin ensesine silah dayayıncaya kadar tamsiperde kalmayı başarmış.

O gece bir an halkta ne yapması gerektiğine dair bir tereddüt meydana geldi. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı milleti meydanlara çağırınca feth-i rabbani dalga dalga yayıldı. Tanımsız bir cesaret, coşku ve gayretle caddeler-meydanlar direniş bayrakları yükseltti.  

12-13 yaşlarında bir kız çocuğu meydanda. Babası “yaaa, ben gelmeyecektim, ben böyle şeylere karışmam, ama bu durdurmadı” diyor. Yavruya soruyorum: “Adın ne?” Cevap: “Sümeyye!” Haydi bakalım, haydi ağlama! Malum, Sümeyye İslam’ın ilk kadın şehidi.

O gece Sümeyyeler meydanlara feth-i rabbaniler çağırdılar. O gece ölüm sarığı saran Ebu Dücaneler meydanları hainlere dar ettiler. O gece Ümmet yeniden ayağa kalktı.

Oğlum telefon etti:

“Ben çıkıyorum!”

“Ayet-el kürsi’yi oku çık.”

Kızım haberci ve görev başında.

Diğer kızım eşiyle, çocuklarıyla meydanda.

Eşim dışarıda, soruyor:

“N’oluyor?”

“Fetih okuyun, korkmayın.”

Kaderin acayip tecellilerinden birisidir; o gece ihanet kaynatanlar da Sûre-i fetih okuyorlar. Ümmet’in beli kırılsın diye, küresel bela Ümmet’in üzerine çöksün diye, maymunların elinde Din oyuncak olsun diye…

Olup bitenlere bütüncül bakıldığında görüntü çok net: İslam, kapitalist Batı uygarlığına meydan okuyabilecek tek uygarlıktır. Türkiye ve Mısır İslam uygarlığının en yoğun birikimlerine sahip iki ülkesidir. Bu ülkeler örtük koloniler halinde kontrol altında tutulursa İslam uygarlığının meydan okumaları büyük güç kaybeder.

O halde…

19.yy sonlarında Hindistan’da türetilen Mirza Gulam Ahmed dinden saptırıcıların en açık örneklerinden birisidir. Bu hain kukla Din terminolojisini kullanarak İngilizlerin Hindistan’daki varlığına onay yaratmaya çalışmıştır.

F.Gülen’in dosyası Mirza Gulam Ahmed’in dosyası ile büyük uygunluk gösteriyor. Sonsuz Nur adlı kitabında güya Muhammed Mustafa Efendimizi anlatıyormuş gibi, O’nun hayat hikayesinin arkasına saklanarak, aslında kendi görüşlerini anlatıyor.

F.Gülen ins şeytanlarındandır. Bağlıları şirk sınırında sapıklardır. İnanç ve ahlakları ifsad edilmiş, beyinleri bozulmuştur. Kabullenmeyecekleri sapıklık, işlemeyecekleri ahlaksızlık, düşmeyecekleri aptallık kalmamıştır. Bunlar gerçekten mankurtlaştırılmıştır.

İslam Dini’ne göre bir Müslüman canına veya malına ciddi bir tehdit vaki olursa inancını gizleyebilir, ama aynı sebeple ahlaksızlık yapamaz. F.Gülen ve sapıklarının ise yapmadıkları ahlaksızlık, tecavüz etmedikleri kul hakkı, oynamadıkları oyun kalmamış.

Hangi hakla?

Hangi prensip adına?

Hiçbir esasa dayanmıyorlar. Sadece “Allah’a, Rasülüne ve emanete ihanet etmeyin” (Kur’an-ı Kerim 8/27) ayet-i kerimesini tersyüz ediyorlar. Bunlara hırsla, hevesle, şeytani bir heyecanla ihanet ediyorlar.

Çünkü, “şeytan onlara amellerini güzel göstermiştir.” (Kur’an-ı Kerim, 6/43)

Şeytana, yani F.Gülen’e ve O’nun üzerinden Kilise’ye, yabancı istihbarat kuruluşlarına, dış fesat odaklarına paralel bağlanan bu hizip “şeytanın hizbidir. Bunlar şeytanın egemenliği altındadırlar. ” (Kur’an-ı Kerim, 58/19)

Küresel güçlerin F.Gülen’e ve darbeci katiller sürüsüne sahip çıkmaları, finansal piyasaları kullanarak ekonomimizi bozma çabaları, dış güvenlik riskleri yaratmaları, toplumun duyarlık alanlarında yüksek gerilim yaratma gayretleri…Ümmet’in bir yeniden varoluş noktasında olduğunu göstermektedir. İslam uygarlığı ile savaşanlar, şimdilik hainler güruhunu üzerimize salmakta, teşaronlarıyla sonuç almaya çalışmaktadırlar.

Fakat, “onlar Allah’ı unuttukları için Allah da onlara kendilerini unutturdu” (Kur’an-ı Kerim, 59/19) “Allah’ın iradesinin aşılamayacağını” hesaba katmıyorlar. (Kur’an-ı Kerim, 56/60)

Hiç çaresi yok, Allah Peygamber Efendimizi doğrulayacak ve Ümmet yeniden dirilişini yaşayacaktır.

15 Temmuz şehitlerine rahmetler diliyorum, gazilerimize minnetlerimi arz ediyorum, o gecenin kahramanlarına selam duruyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Atılgan Arşivi
SON YAZILAR