Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Yıkım ekleri: ist ve izm

Yıkım ekleri: ist ve izm

Dil, millete mâl edilen en önemli kıymetlerden biridir.

Diliniz var ise lâl olmazsınız. Diliniz var ise, birilerinin elinde mal olmazsınız.

Diliniz var ise, kalemiyle düşmana kurşun olan kemâl şahsiyetlere beşiklik eden bir medeniyetin sâhibi olursunuz.

Dil, medeniyetin en önemli aktarıcısı, bir milletin en kıymetli aklayıcısıdır.

Dilin taşıyıcılığını ve tasarlayıcılığını da bu satırlarda ifâde etmiştik, tekrar olsun.

Sizi temize çıkaracak olan, dilinizdir. Dili temiz olan milletin kirli bir eserini bulmak, neredeyse imkânsızdır.

Öyleyse şöyle demeliyiz:

Bir millet dilini temiz tutmak zorundadır. Kirlenmeme hassasiyetini dilinde diri tutmalıdır ki, dirliğini ve birliğini koruyabilsin.

İbrahim Tenekeci, Süleyman Çobanoğlu’nun “Türkçe, Yunus Emre’nin huzurunda diz çökerek Müslüman olmuş bir dildir” dediğini aktarır.

Güzel Türkçemiz, bu teslimiyet ile daha da bir güzelleşmiştir.

Yunus’un dili, hangi gönül sahibini etkilemez ki?

Kültür, zaman içinde değişikliğe uğrama özelliği ile yaşantısını sürdürür. Dil, kültürün ve medeniyetin en önemli taşıyıcısı olduğuna göre, dil ile kültürün değişiminde mutlaka bir farklılığın olması gerekir.

Yâni, dil daha zor değişmeli ve daha hızlı değişen kültürü aktarırken geçmişinden sürekli kuvvet almalıdır.

Kültür kadar hızlı değişen bir dil, dilim dilim olur ve zamanla kaybolur. Sonu ölümdür.

Değişen kültürün ana köklerini muhafaza eden dil ortadan kalkarsa, bir milletten bahsetmeye imkân kalmaz.

Dil, sadece üç harften ibâret bir kavram değil, kıymeti kavranıp korunması gereken kutsal bir emânet kıvamındadır.

Dil, elbette konudan, komşudan, olaydan ve olgudan etkilenecek ve kökünü kaybetmeden yeni dallar edinecektir. Dünya devam ettiği müddetçe, bu kaçınılmaz bir durumdur.

Kaçınmamız gereken durum ise dilimizi sevimsizleştiren, kelimelerimizi kökü ile olan bağından koparmaya çalışan yıkım eklerinden uzak durmaktır.

Güzel Türkçemiz güzel eklerle ve farklı dillerden gelen kelimelerle zenginleşir. Yabancı bir dilin herhangi bir kelimesi, dilde bir yozlaşmaya sebep olmaz.

Güzel Türkçemiz güzel yapım ekleri ve güzel çekim eklerine sahiptir. Ne zaman, yabancı bir dilin ek özelliği bir dilin kelimelerinde kullanılmaya başlanırsa, orada durup düşünmek gerekir.

Meseleyi, ist ve izm eklerine getireceğimizi ifâde edelim. Bunlar, yapım eki değil birer yıkım ekleridir.

Bir bebeğin başına şapka takarsanız, bebek, güzelliğinden bir şey kaybetmez. Ama bebeği güzelleştirmek için gözlerine sürme, dudaklarına boya sürerseniz saflık ve mâsumiyeti katletmiş olursunuz.

Dilimize giren yabancı bir kelime şapka mesâbesindedir ve çok yadırganmaz. Oysa yabancı bir ek her kelimede kullanılmaya başlanmışsa, bu, bebeğe yapılan makyajdır ve güzeli çirkinleştirir, saf olanı kirletir.

İst ve izm ekleri yabancı bir dilin ekleridir. Ne hazindir ki, bu eklerle türetilmiş çok sayıda yabancı kelimeyi kullanıyor olmamızın yanında, çok sayıda kelimemiz bu yıkım ekleri ile kirletilmiş durumdadır.

Bu eklerle biten kelimelerin sevimsizliği ortadadır:

Kapitalist, komünist, faşist, feminist, ateist, Kemalist, siyonist, emperyalist, realist…

Bu kelimelerin hiçbiri iyi şeyler hatırlatan, insanın kulağını ve gönlünü okşayan sıcak kelimeler değildir. ‘İst’ eki, cı-ci fonksiyonuyla kişi anlamı verebilir belki ama kişiliksiz bir duruşu vardır.

En kutsal kelimelerimizden olan ‘ İslam ve cihad’ bile ‘ist’ ekine düçar edilmiş durumdadır:

İslamist-Cihadist

Gerisini, varın siz düşünün…

Liberalizm, federalizm, sosyalizm, siyonizm, sürrealizm, Kemalizm…

Yapım eki gibi görünen bu yıkım eklerinin birbirinden farkı yoktur. Bunlar, bir virüs gibi her kelimeye eklenmeye hazır olduğu için, bulaştığı her kelimeyi sevimsizleştirmektedir.

‘İzm’ eki, bir fikri altyapıya işaret edebilir belki ama fakir ve nasipsiz bir görüntüsü vardır.

Bir dile giren yabancı bir kelime, sofrada yalnızca kendi kaşığı ile yemek yerken, bu yıkım eki olan yabancı ekler, sofrada herkesin kaşığını kullanarak sofra âdâbını ortadan kaldırmaktadırlar. Bu bir yıkımdır.

Bu eklerin edepsizliği, bunları kullanan insanların da edebine zarar vermektedir. Tatlı bir dile sahip olma kaygısı taşıyan güzel insanlar, bu ekleri, kelimelerinden uzak tutmak zorundadır.

Tatlı dil can azığıdır, diyen ak saçlılar, ist ve izm olan bu çirkin ekleri görselerdi, bir düşman ile savaşır gibi bunlarla savaşırlardı.

Hiç şüpheniz olmasın.

 

Son Söz

Türkçem Yunus’un dizinde iman etmiş dil ise,

Korumaktır onu, güzel insana düşen hisse.

‘İst’ ve ‘izm’ ile niyet dilimi yapmaktır mürted.

Tek bir hecesini vermem, dünya teklif edilse.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR