Dünya artık geleneksel medya araçlarının kullanılarak şekillendirildiği dünya olmaktan çıktı.

Birinci dünya savaşında İngiltere Kraliçesi, diğer savaş bölgeleri ve Anadolu topraklarındaki BBC muhabirlerinden çeşitli istihbaratlar almak için medyayı kullandı. İngilizler özellikle Hindistan, Arap coğrafyası gibi bölgelerde BBC aracılığıyla algı yönetimi yaptılar…

 Osmanlı Devleti’nde ise henüz matbaa Osmanlı topraklarına gelmeden önce, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır’da basını çok etkili bir şekilde kullanmıştır. Hatta öyle ki; Mısır, Girit ve Malta’da başlayan ayaklanmalar Mehmet Ali Paşa’nın çıkardığı gazeteler aracılığıyla bastırılmıştır. Ne var ki daha sonraki süreçte Kavalalı, Osmanlı Devleti’ne başkaldırmıştır.

Osmanlı Devleti’nin son dönemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında ise Kurtuluş Savaşı’nın Anadolu halkına anlatılması ve halkın organize edilerek intifada oluşturulması için de gözbebeğimiz Anadolu Ajansı kuruldu.

Yine 2. Dünya Savaşı döneminde Hitler dönemi Almanya’sında Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels radyo aracılığıyla Nazi’lerin politikasını çok başarılı bir şekilde yürüterek, Alman halkına Alman milliyetçiliği aşıladı. Bu dönemde İngiltere ise  Almanların siyasetine karşı propaganda uygulamak amacıyla BBC eski Genel Müdürü John Reith 1940’ta Enformasyon Bakanı olarak atandı. İngilizler dünyaya Nazi faşistliğinin vahşetini anlatarak algı yönetmeye çalıştı. Hatta 1941 yılında ortaya çıkan zafer işareti BBC’nin bir ürünüdür. İngilizce’de zafer anlamına gelen “Victory” kelimesinin baş harfi alınarak türetilmiştir zafer işareti!

Belki o günlerden bu zamana kadarki en kritik enformasyon ve propaganda atılımı sosyal medya araçlarının keşfidir!

Sosyal medyanın bu konudaki önemi çok büyük…

Yönetenler eğer sosyal medyayı doğru algılayamazsa, yönetimde başarılı olamazlar. Artık, iktidarlara sadece muhalif politikacılar değil, politikacılarla beraber halk da muhalefet yapıyor.

Artık hiçbir olay sümenaltı edilemiyor. Doğrular ve yanlışlar uzun uzadıya irdeleniyor. Teşkilatlara atanacak kişilerden tutun da, herhangi bir davanın akıbeti, ya da bir yatırımın geleceği ile ilgili konular vatandaşlar tarafından da takip ediliyor. Artık insanlar sadece kendi hayatlarının içinde vakit geçirmiyorlar, sosyal medya sıradan bir insanı bile politize etmede oldukça başarılı. Artık, dün dünde kalmıyor. Dün de bugün konuşulabiliyor.

Yöneticilerin çoğu ne yazık ki geleneksel yöntemlerle başarılı olmaya çalışıyorlar. Fakat ne var ki yönetenle, yönetilen arasındaki ilişki kopuk olunca hiçbir şeyin anlamı olmuyor. Yönetenlerin, sosyal medyada tezgahlanan savaşlara karşı cephe açmak için bu savaşın bütün stratejilerini iyi bilmekten başka çareleri yok.

Milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilatçılar, şirketler, markalar; eğer vizyon sahibi olmak istiyorlarsa sosyal medya da kesinlikle başarılı kampanyalar yürütmek zorundalar.

Eğer yöneticiler, halkın sosyal medyada ortaya çıkan olumlu-olumsuz tepkilerini dikkate almayı başarıp, onlarla etkileşime girerse işte o zaman imaj yönetimi konusunda gerçekten başarılı profil sergiliyorlar.

İşte bu açıdan düşünürsek, sosyal medya devrimi gerçekten de 21. Yüzyılın sanayi devrimidir.