İbrahim Çolak
İbrahim Çolak Dağlım, küçüğüm benim...

Dağlım, küçüğüm benim...

Yazacaklarımı dua sayar, amin der misin?

Yokluğunda nankördüm.Gelirdin şükrederdim.Rüyalarımız yorucu değildi apaçık ve hilesiz bakışırdık.Gelirdin; taze bir bahar getirirdin.Gelirdin; kucaklaşırdık, bütün bayramlar bir güne sığmış olurdu.

                Hatırlıyorsun değil mi, bazen çok yakınımızda olsa da alacağımız bir şey için yazı tura atardık?

Kazanan parayı verir,kaybeden giden alırdı.Birbirimize şımarmak için türlü oyunlar icat eder sonra da oturur tertemiz gülerdik.

                Hatırlıyorum.Bir gün elinde bir kitapla gelmiş, geniş geniş gözlerime bakarak: "Bu kitabı okumanı istiyorum." demiştin. Bir anlamı olmalıydı. Kitabın hiçbir sayfasında altı çizili satırlar yoktu.Altını çizmediğin ancak okumamı istediğin satırları bulmuştum.

                Said; "Benim bu dünyada sizin evinizden başka gidebileceğim bir yerim yok." dediğinde Şeyh Cüneydi şöyle demişti: "Sen duvarları kastediyorsun, kalbi değil."

Şeyh Cüneydi bütün insanlığa ve bize sesleniyordu!

                Güzel sözlerden,çiçeklerden,hediyelerden daha çok, içten ilgi ve birbirimizin yardımına muhtacız.

                Sevgimiz lehimize değil aleyhimize şahitlik yapıyor, yapmasın.

                Sen hayat karşısında, ben senin karşında yalnızdım.

                Bir gece yolculuğunda,  senin şehrinden geçerken yazdığım şiiri buldum biraz önce.

senin uyuduğun gündüzlerin

gecesinde

şehrinden geçerdim

gece,

siyah bir taşa benzerdi

avuçlarımda bir türkü haytalığı

gönlümde bahar yorgunluğu olurdu.

sabah olsun istemezdim de

ekmek fırınları

sen gibi kokardı: mübarek!

                Her ne yaşarsak yaşayalım, kalplerimizi yumuşak tutalım.

Sana yazmak güzel.

                Yaban sümbülü soğuk algınlığımıza iyi geldiği gibi gönlümüze de iyi gelir Dağlım.

                Sözün yere, gönlün dara düşmesin.

                Kalbine geldim...

                Allah esirgeyen ve bağışlayandır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Çolak Arşivi

Bir kişiye…

04 Aralık 2020 Cuma 21:00

Hep senin yüzünden

27 Kasım 2020 Cuma 21:00

Kaç yaşındaydık?

20 Kasım 2020 Cuma 21:00

“Korkmuyorum ama bana elini ver.”

26 Eylül 2020 Cumartesi 21:00

Dünya, gözyaşı vadisidir

17 Eylül 2020 Perşembe 21:00

Yaşama korkusu

13 Eylül 2020 Pazar 21:20

Zaman ebedir ve elbette ebeler

10 Eylül 2020 Perşembe 21:00

Bir sen gitmişsin

03 Eylül 2020 Perşembe 21:00

Ruhumuzdaki servet -2-

28 Ağustos 2020 Cuma 21:00

Ruhumuzdaki servet -1-

27 Ağustos 2020 Perşembe 21:00