Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dizi ziyarette bulunmak amacıyla Körfez ülkelerine gitti. Türkiye ve Erdoğan, Katar Krizi’nin çözümünde üzerine düşeni yapmak için olayın başından bu yana var gücüyle çalıştı. Şimdi de sahaya inip daha etkili hamleler yapılıyor.

Katar Krizi sadece Katar’ı ve Körfez’i ilgilendiren bir sorun olmaktan öte, Ortadoğu’nun içinde bulunduğu karışıklığı daha da çetrefilli hale getiriyor. İslam ülkelerinin iç çekişmeleri Ümmet adına zaten bir zaaf teşkil ederken, bir de bu ülkelerin birbirleriyle uğraşmaları bölgede İsrail’den ve batılı güçlerden başka hiç kimsenin işine gelmeyecek bir durum.

Özgüveni ve birliği yıkık İslam ümmetini gören İsrail, bundan cesaret alarak Harem-i Şerif üzerinden İslam’ın değerlerine saldırmaya devam ediyor. Bölgede İsrail’e kafa tutabilecek tek güç olduğunun farkında olan Türkiye’nin buna seyirci kalmamak adına yaptığı bazı hamleler var. Bu hamlelerin arkasında bir de enerji politikaları var.

Doğu Akdeniz bölgesi son yıllarda zengin hidrokarbon yataklarının keşfiyle küreselci yamyamların hedefi haline geldi.

Enerji sektöründe piyasanın küresel oyuncusu Katar, LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) ihracında %72’lik bir payla dünya lideri. Körfez ülkeleri, batı dünyasının ekmeğine yağ sürer şekilde politikalar geliştirerek resmen Katar’ı hasetleyerek bu piyasayı darmadağın etmenin derdinde.

Doğu Akdeniz Bölgesi’nde İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (AB’nin kanatları altında) geniş enerji yatakları keşfettiler. Enerji pazarını Katar’ın elinden almak isteyen bu ülkelerin de Körfez’deki krize ellerini ovuşturarak baktığına hatta iki kibritte onların çaktığına eminim.

Doğu Akdeniz doğalgaz yataklarında, batı ülkeleri Güney Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden pozisyon alıyor.  Rumların yaptığı saha çalışmalarına Fransız destroyerleri korumalık yapıyor. İsrail ise çıkardığı doğalgazı hangi enerji hattı üzerinden pazarlayacağını kara kara düşünüyor.

Doğu Akdeniz ülkeleri, doğalgazda pazara erişmenin yolunun Türkiye’den geçtiğini biliyorlar. Jeopolitik olarak hayati konumdaki Türkiye’yi, enerji hatlarının kuşağına almadıkları takdirde çok büyük maliyetlerin altına girecekler. Onlar da biliyor Türkiye’nin enerji yollarındaki anahtar rolünü. Türkiye olmadan 1 metreküp dahi doğalgaz satışı yapamayacaklarını biliyorlar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Körfez ziyaretinde Suriye, Irak ekseninde terör olaylarını ele alırken, aynı zamanda enerji piyasası ile ilgili de liderlere önemli mesajlar verdiğini düşünüyorum. Erdoğan’ın Suudi Arabistan’ı ziyaretinin ardından ilk icraat olarak Suud’lar Al Jazerra’nin yayın yasağını kaldırdılar. Bu kararın yakın planda tüm kısıtlamaların kalkacağının habercisi olduğunu düşünüyorum.

Erdoğan amiyane tabirle Arap liderlerin kulağını çekmeye gitti…

Aksa zulmünün üzerinden günler geçmesine rağmen tek kelime etmeyen İslam İşbirliği Teşkilatı, Körfez ziyareti öncesi Erdoğan’ın, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak yaptığı Harem-i Şerif açıklamasından sonra adeta uykudan uyanıp geçte olsa bir kınama yayınladı. Uyanın beyler, uyanın…

Ziyarete dair en güzel görüntü ise Katar Emiri Şeyh Temim Al Sani’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı havaalanında karşılarken verdiği görüntü oldu. Katar Emiri’nin yüzündeki gülümseme Erdoğan’ın “Ümmetin Umudu” olduğu gerçeğini yansıtır gibiydi. Hakikaten de bir umutlu gülümseme vardı Katarlıların yüzünde.