Ramazan Köroğlu

Ramazan Köroğlu

Dünya Cenneti: Aile

Dünya Cenneti: Aile

İnsan doğar, büyür ve ölür. Bu yaşamı boyunca birçok süreçten geçer. Her süreci idame ettirme süresi ve amacı farklı farklıdır. Ve bu süreci genel olarak bir aile içerisinde geçirir. Doğar, bir aileye sahiptir. Yaşı ilerler tekrar bir aile kurma çabası içerisindedir.
Aile nedir? neden bu kadar önemli bir müessese olarak ele alınıyor sürekli?
Aile olmak hayata güvenle bakmak ve geleceği şekillendiren yüzü yavaş yavaş tanımaktır. Öncelikle aile olmanın ne anlama geldiğinin kavranması gerekir. Bir duygu ve fikir birlikteliği, dost olan ve iyilikte yardımlaşan erkek ve hanımlar…
Aile, hayırlı evlâtlar istenen bir yuvadır. İnsan soyunun geleceğe temiz ve pâk olarak taşınabilmesi için de aile zorunludur.
Aile olmak anne olmaktır, baba olmaktır, evlat olmaktır. Biz ise en güzel aile örneğini kainatın efendisi peygamberimiz Muhammed sallahu aleyhi vesellemden görüyoruz.
Buyuruyor ki:
 “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım...”
Bu hadis-i şerifle bizlere her alanda örnek olan peygamberimizin aile konusunda da yol gösterdiğini görüyoruz. Hayrın en güzelinin aileden başladığına delil olmuştur bu hadis.
Yine başka bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
“…Allah rızasını umarak ailen için yaptığın her harcamadan muhakkak ecir alırsın, eşinin ağzına koyduğun bir lokmadan bile!”
 
Bu hadis-i şerifi de hadis kitaplarına giriş mahiyetinde olan niyet hadisiyle beraber ele aldığımız zaman da yardım etmenin, sadakanın aslında çok uzağımızda olmadığını, günlük işlerinde dahi niyetine Allah rızasını aldığın zaman her işin hayır olarak yazılacağını bize göstermektedir.
 
Bu hadisi Efendimiz’in (sav) yaşantısında nasıl mı? …
 
Efendimizin amcası Ebu Talib, Efendimiz (sav) ile Hz.Hatice’nin evliliğinden ilk başlarda çok endişelenmişti.Kendi kendine diyordu ki: ‘Yeğenim muhammed oldukça hassstır. Hatice ise zengin büyük bir servetin sahibidir. Hatice bu zenginliğin verdiği üstünlükle Muhammedimi ezerse, ona itaat etmeyip onu üzerse ne yaparım?’
Bu düşüncelerde emin olmak için hizmetlisi Neb’a isminde bir hanımı Hatice’nin evine göndermek istedi. Neb’a’ya dedi ki:’hatice’nin ebine git. Karı-koca arasındaki ilişkinin nasıl olduğuna iyice bak ve bana bunu haber ver.’
Neb’a denileni yaptı, eve gitti ve biraz da gizlice Hatice ile Muhammed arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu gözlemlemeye başladı. Neb’a onları izledikçe hayran oluyor, böyle bir karı-koca ilişkisine şimdiye kadar hiç şahit olmadığını itiraf ediyordu. Öyle ki Hatice validemiz her konuşmaya başladığında ‘Anam-babam san feda olsun!’ diye başlıyor, evde efendimiz’in (sav) bir dediğini iki etmiyor, kendi elleriyle ona hizmet ediyordu.
Peygamberimiz (sav) ise elinden geldiğince ona ev işlerinde yardım ediyor; büyük bir aşk ve muhabbetle hanımıyla konuşuyordu.
Neb’a gördüklerini Ebu Talib’e anlatınca, Ebu Talib gözyaşlarına boğoluyor, bir taraftan ağlarken diğer taraftan da şükürler ediyordu.
 
Efendimiz (sav) bize dedi ve dediği gibi yaşadı.
 
Aile dünyadaki cennetimizde olabilir imtihanımızda.
Cennet ortamlarını çoğaltmak için ilişkilede itidalli davranmalı, beklentiyi en makul seviyede tutmalıyız. Sınırları zorlamamalıyız ki cennetimizi cehenneme çevirmeyelim.
İmtihanlarımıza sabretmeli, burada tattığımız hiçbir nimet ve azap kalıcı değildir. Ne elde ettiğimize sevinmeliyiz, ne de kaybettiğimize üzülmeli.
Asıl kalıcı olanı kazanmaya gayret etmeliyiz…
 
Aile olmak, cennet yoldaşı beklemekle değil cennet yoldaşı olmakla mümkündür. Cennet yoldaşı olmak, cennet yoldaşıyla dünyada ve ahirette cenneti yaşamak duamız olsun.
 
***
Allah’ım ona rahmet eyle, mağfiret eyle, cennetini nasip eyle, cennette bizi beraber eyle!
 
***
 
Esselamu aleykum ve rahmetullah

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Köroğlu Arşivi
SON YAZILAR