Ve sonunda korktuğumuz başımıza geldi.  Koronavirüs maalesef Türkiye'de. Çin'den başlayarak dünyanın birçok yerini saran sınırlarımıza kadar dayanan bu illet Türkiye'ye gelir mi gelmez mi derken Salı gecesi Bakan Koca Türkiye'ye Avrupa'dan gelen bir kişide testlerin pozitif çıktığını açıkladı. Artık millet olarak tehdit altındayız.

Konuyla ilgili daha önce ki yazımızda bu virüsün ne olduğunu alınacak önlemleri yazmıştık. O yazıyı yazarken açıkçası 'nasıl olsa Türkiye'ye gelmez' rahatlığı vardı. Ama şimdi bu yazıyı yazmak çok daha zor. Tabi ki devlet ve millet olarak tedbirlerimizi yine alacağız. Ama inşallah devlet çapında tedbir almakta geç kalmamışızdır. Şu an Türkiye'de görülen vaka Avrupa'dan gelmiş. Neden bu zamana kadar yurtdışına giriş çıkışlar yasaklanmadı? Belki şimdi yasaklanacak ama inşallah geç kalınmamıştır. Görülen vaka ve ailesi karantinaya alınmış ama bu ne kadar yeterli. Bu kişi ailesi dışında kimseyle temasta bulunmadı mı? Markete gitmedi mi ya da toplu taşıma kullanmadı mı? Avrupa'dan gelirken bindiği uçaktaki herkes karantinaya alınmalı bence. Çünkü o uçakta birilerine bulaştıysa onların temasta bulunduğu kişiler ve ailelerini de düşünürsek durumun ciddiyetini daha iyi kavrayabiliriz.

Zaten dünyayı bu kadar saran küresel bir virüsün Türkiye'ye de bulaşması kaçınılmazdı. Bunda ne hükümetin ne bakanlığın suçu olamaz. Kaldı ki gereken tüm önlemler fazlasıyla alındı. İlla da bir suçlu aramaya gerek yok. Bu yaşananlar küreselleşen dünyanın hazin sonu aslında.

İletişim Fakültelerinde anlatılan bir söz vardır. 'Dünya küresel bir köydür'.  Yıllar önce Marshall McLuhan söylemiş bu sözü. McLuhan yıllar sonra dünya küresel bir köy haline gelecek demiş. Ünlü fizlozofun öngörüsünde ne kadar haklı olduğunu görüyoruz şimdi. Artık savaşları da, hastalıkları da, kaosu da tüm dünya olarak aynı anda yaşıyoruz. Küçük bir köyde yaşayan insanlar gibi.

Virüs göçmenlerin kaldığı Midilli adasına da sıçramış. Sığınmacıların yaşadığı şartlar düşünülürse temizlik ve hijyen sağlamaları çok zor. Çadırlarda zor şartlarda yaşayan insanlar temizliğe hijyene ne kadar dikkat edebilir? Büyük devletlerin çıkar hesapları yüzünden canlarını kurtarmak için ülkelerinden kaçıp oradan oraya savrulan insanlara bu virüs bulaşırsa bu onlar için yağmurdan kaçıp doluya tutulmak olur.

Bir de virüs Türkiye'de de çıksa da iktidarı eleştirsek diye pusuda bekleyenler vardı. İstedikleri oldu. Onlar bugün mutlu mu acaba? Yoksa aman bize de bulaşmasın diye çoktan paniğe kapıldılar mı? Alınan tüm önlemleri, harcanan onca çabayı görmelerine rağmen milletin sağlığını tehdit eden bu çok önemli konudan bile kendine pay çıkarmaya çalışan bir muhalefetin şerrinden Allah herkesi korusun ne diyelim.

Yavru vatanda da görülmüş virüs. Halk marketlere pazarlara akın etmiş. Virüs iyice yayılır da sokağa çıkamazsak diye gıda stoğu yapmışlar. Maske ve dezenfektan fiyatları beş katına çıkmış. Aynı manzarayı yakında Türkiye'de de görmeye başlarsak hiç şaşırmayız. Çünkü bizim milletimiz de galeyana gelmeyi pek sever. Şimdiden sosyal medyada olay abartılmaya başlandı bile. Ama bunlar için bakanlık çoktan harekete geçti. Provakatif paylaşımlar yapanlar cezasız kalmayacak.

Devlet bazında bütün önlemler alınıyor ama en önemlisi bireysel önlemler almak. Bunun için bakanlık bir kitapçık yayınladı. Bir an önce bu kitapçığı edinip bilgilenmeliyiz. Bu bilgileri harfi harfine uygulamalıyız. 

Dileriz bu virüs fazla yayılmadan ve hiçbir can kaybı olmadan bir an önce ülkemizi terk eder.