Kadro yetersiz, oyun gelişiyor ama yetmiyor
Sakatlıklar, eksikler ve cezalar derken Konyaspor, Antalyaspor maçıyla başlayan zorlu bir 5 maçlık seriye girmişti. “Bu 5 maçtan çıkarılabilecek 9 puan bizi orta sıralara sabitler” diye düşünürken, işin realite kısmı bugün oynanan Trabzonspor maçıyla bir kez daha yüzümüze tokat gibi vuruldu.
Geçtiğimiz hafta Antalyaspor karşısında Çağdaş Hoca’nın oyuna dokunuşlarından bahsetmiştim. Bu hafta ise hocanın oynatmak istediği oyunun takıma pozitif etkileri çok daha net belli oldu. Antalyaspor maçından alınan beraberliğin ardından “Bu takım bundan iyisini oynamaz; oynarsa Çağdaş Hoca’yı tebrik etmek lazım” demiştim. Bugün Çağdaş Hoca’yı tebrik ediyorum. Trabzonspor’a karşı geçen haftaya göre çok daha iyi bir oyun (özellikle ilk 20 dakika ve son 15 dakika) oynadık fakat ne yazık ki bu, puan almaya yetmedi.
Çağdaş Hoca’nın oyunla ilgili sürekli bahsettiği bir şey var; bizim oyunumuz, tekrar etmeyi gerektiren ve tekrar edildikçe mükemmelleşen bir oyun. Hocanın takımın başında olduğu 3 maçta da gelişen bir oyun görüyorum.
Bugünkü maçta oyun anlamında tek eleştirim, golü bulduktan sonra neden topu rakibe bıraktığımız olur. İlk 18 dakika boyunca rakibe karşı çok üstün oynadık. İki net pozisyon kaçırıp 10 kez ceza sahasında topla buluştuk, 0,55 xG ürettik. Rakibimiz ise bu bölümde sadece 0,02 xG üretti. Topla oynama oranımız ise yüzde 67 idi. Fakat 18–45 arasında bu oran yüzde 39’a düşüyor. Rakip bu dakikalar arasında 10 kez ceza sahamıza girmiş ve 0,98 xG üretmiş. Bu geri çekilme, hoca tercihi mi yoksa oyuncuların psikolojik refleksi mi, doğrusu bilemiyorum.
Her hafta dile getiriyoruz, bu takımın en az 4 as oyuncu eksiği var. 6 numarasız, sol stopersiz, sol kanatsız ancak bu kadar oynanabiliyor. Mevcut kadronun durumunu şöyle özetleyebilirim; as sol stoperin yok, akademiden 19 yaşındaki sağ stoper Utku sol stoperde maça başlıyor. Sonra yerine sol bekin yedeği Yasir giriyor. Orijini sol stoper olan Calusic ise bunca yokluğa rağmen yedekten dahi oyuna giremiyor. Bu örnek, kadronun seviyesini anlatmaya fazlasıyla yeter.
Hoca ilk geldiği hafta Calusic’i oynatıp sonraki hafta kesmişti. Geçen hafta Stefanescu’yu oynatıp bu hafta onu da kesti. İnşallah önümüzdeki hafta da Bjorlo’yu kesip yerine Esat’ı oynatır. Zira Bjorlo gibi hiçbir işe yaramayan, oyuna hiçbir vasfıyla katkı vermeyen bir futbolcuyu izlemek artık bizlere zul geliyor. Bir Jin-ho’daki hırsa, isteğe bakıyorum, bir de Bjorlo’daki boşvermişliğe... Vallahi çok yazık.
İlk devrenin bitimine kadar evimizde oynayacağımız Rizespor ve Kayserispor maçları artık bizim için çok daha önemli hale geldi. Normal şartlar altında bu iki maça 6 puan yazılması gerekir fakat şartlarımız hiç de normal değil.
