Ramazan Köroğlu

Ramazan Köroğlu

Kitap Nasıl Tahlil Edilme(me)li?

Kitap Nasıl Tahlil Edilme(me)li?

Günümüzün en büyük popülaritelerinden biride kitap tahlili gruplarıdır.

Neredeyse her vakıf, her cemiyet ve STK’lar çalışmalarında kitap tahlili gruplarıyla karşılaşırız. Bir grup oluşturulur ve ortak bir kitap belirlenir. Belirlenen tarihte de tahlil ekibi bir araya gelir ve kitabı tahlil eder. Bu herkesin malumudur. Fakat tahlil ekiplerinin her birinin sistemi farklıdır.

-Kimileri, bir hoca kitabı anlatır ekip dinler, birkaç soru sorulur ve dağılırlar,

-Kimileri, ekibe sayfalar dağıtır. Ekip üyeleri de sayfası gelince o sayfada yazılanları anlatır.

- Kimileri, yazarı davet eder ve kitap hakkında sorular yöneltilir.

- Kimilerinde de üyelerin bir dakikası vardır, her biri dakikası geldiğinde kitap hakkındaki yorumlarını yapar.

Bu liste uzar gider.

***

Birçok kitap tahlili gruplarına katıldım. Yukarıda maddelediğim şeklide farklı metotlar uygulanırdı. Şuan 5 ayrı gruptayım ve yine hepsinde ayrı ayrı metotlar uygulanıyor.

***

Peki doğru kitap tahlili nasıl olmalı?

Bu soruya cevap vermeden önce kitap nasıl okunmalı sorusunun cevabını bulmaya çalışacağız.

Hiçbir dönemde bugün ki kadar kitap basılmamıştır. 20 yıl öncesine kadar kitaba ulaşmak çok zorken şu an neredeyse her evde mini kütüphaneler vardır. 2019 yılında toplam 61 bin 552 kitap basılmıştır. Türkiye de basılan toplam kitaplarla birlikte kişi başı ortalama 18 kitap düşmektedir.

Ve yeni neslin kitapla olan muhabbeti eskiye nazaran artmaktadır.

Ama buradan kitap okuyan kişi sayısı artıyor sonucu çıkmaz. Alınan çoğu kitaplar ya okumaya başlanmış biraz okunduktan sonra bırakılmıştır ya da ev aksesuarı olarak kullanılmaktadır.

Kitabı bitiren bir kişi kitap hakkında yorum yapılması istendiğinde; ‘İyiydi, güzeldi’ tarzında iki kelimelik yorumlara sıklıkla rastlarız. Hatta bazı anketlerde bir ay sonra kitapta ne yazdığını hatırlamayan insanların sayısı oldukça çoktur.

Bunların asıl sebebi doğru okuma yapılmamasıdır.

Peki doğru okuma nasıl yapılır?

İlk önce doğru kitapla başlanması gerekir. Her kitabı okumaya çalışmak hasta olup her hapı içmeye benzer. Hasta kendine şifa olan hapı içmesi gerekmektedir. Bunun içinde istişare etmeli, kendine şifa olacağını umduğu kitabı okumalıdır.

Kitabın kapağına, ismine bakılarak kitap alınmaz.

Kitap okumadan öncede kendini kitapla muhabbete hazırlamalı ve telefon gibi dikkat dağıtacakları kendinden uzaklaştırmalıdır.

Kitap okumaya başladığında ‘bir saat okumalıyım’ veya ’40 sayfa okumalıyım’ dememeli kitapla olan muhabbetinde nerede duraklarsa orada bırakmalıdır. Çünkü hedefteki sayfaya ya da saate ulaşmak için yapılan okumalarda genellikle son sayfaların verimi oldukça azdır.

Nasıl arkadaşlarımızla sohbet ederken bir sınır koymuyor, akış içinde birlikte yürüyorsak kitapla da aynı muhabbeti benimsemeliyiz. Böyle bir niyetle yola çıktığımızda hem kitapta olan şifayı alacağız hem de verimimiz artacak.

***

Devamına pazartesi günkü yazımızda devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Köroğlu Arşivi
SON YAZILAR