Konya dün de siyasetin önemli isimlerini ağırladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, baba ocağı Konya’ya bir dizi ziyarette bulundu.

Yine Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal da Konya’daydı gün boyunca.

Her zaman söylediğimiz gibi, Konya gerçekten siyasete yön veren önemli bir şehir olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Dün de, İç Anadolu Bölgesi Tanıtım ve Medya Başkanları toplantısı Mahir Ünal başkanlığında Konya’da yapıldı. Ak Parti’nin seçim kampanyasının bir bölümü de Konya’da şekillendirilmeye başlandı anlayacağınız.

Ak Parti Konya İl Başkanlığı tarafından, Mahir Ünal’ın katılımıyla saat 15.30’da basınla bir sohbet toplantısı yapılacağı duyuruldu.

Saat 15.30’daki toplantıya ben de katılım sağladım.

Ama gördüm ki Konya yerel basınından neredeyse hiç ilgi yoktu programa.

Ajanslar ve TRT, birkaç televizyon, 3 tane de gazetenin temsilcisi programa katılım sağladı.

Sanırım herkes Bakan Kurum’la birlikte ilçelerdeki programlara gitmiş diye düşündüm.

14 gazetesi olan Konya’nın, programa sadece 3 gazetesinden katılım olması, Mahir Ünal’ın da dikkatini çekti.

Tek tek isimlerimizi okudu ve ‘14 gazetenin olduğu şehirden sadece 3 kişi mi var? Basının sıkıntılarını konuşacaktık oysa’ diye ekledi.

Toplantının içeriğinin; yerel basının güncel sorunları, sıkıntıları gibi konular olduğunu ve haber değil istişare toplantısı olduğunu orada öğrendik.

Bence asıl sıkıntı programın içeriğinin bilinmemesiydi. Eğer içerik bilinse ve doğru isimlerin muhabirler değil, üst düzey yöneticiler ve gazete sahipleri olduğu ortaya koyulsa Sayın Ünal’ın bu soruyu sorması için sebep kalmazdı.

Leyla Şahin Usta’nın, “81 il 7 bölge” toplantısından önce, Ak Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nda görev yapan arkadaşlar bizleri arayıp program hakkında bilgi verip davet gerçekleştirdiler.

Aynı uygulamayı Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkanlığı’nın da kurumsal bir biçimde yapması gerekirdi diye düşünüyorum.

Bu yüzden de bir çok yerel basın kuruluşu konuya vakıf olmadan normal bir basın toplantısında yapılması gerekeni yaparak programa muhabir göndermekle yetindi.

Kimisi de, nasılsa ajanslar haberi geçer mantığındaydı.

Her ne kadar cefayı sadece muhabirler ve sahada koşturan diğer aktörler çekiyormuş gibi görünse de, asıl dokunulması gerekenlerin, değirmenin çarkını döndürenler olduğunu düşünüyorum.

Onların sıkıntılarını çözdükten sonra, işçinin de hukukunu koruyabiliyorsanız ne ala.

Piramidin temelindeki sıkıntıları çözmeden, çatısına odaklanmak binayı ayakta tutmaya yetmez ki. 

Aslında güzel bir şeye niyetlenmiş Mahir Ünal ama böyle bir programda orada olması gerekenler kesinlikle basının üst düzey yöneticileriydi.