İbrahim Çolak

İbrahim Çolak

Muskam budur

Muskam budur

Adana’da göreve gittiğim ilk gün, belki otuz bardak limonata içmiş ve gece boyu limonata terlemiş ve kaldığım otelin camını açıp caddeye doğru bağırmıştım: Buldum! Benim bulduğumu yüzyıllardır başka insanlar da başka vesileler ile buluyorlardı. Bulmamın yanında, geçmişte bulan ile gelecekte bulacak olanlarla da buluşmak güzeldi.

X

Kendi içindeki taşlara basıp derenin karşısına geçemeyen insan muhakkak ki dereyi geçerken ıslanır…  / Diyeceksiniz ki illa dereyi geçmek mi lazım? Derim ki evet! / Ya da şöyle söyleyeyim: Kendi içimizde, üzerine basıp kuvvet alacağımız bir yer yoksa yakınımızda bulunan insanlardan birinin üzerine basarak daha ileriye atlamaya/ulaşmaya çalışırız. Ama gelin görün ki bazen ileri diye geriye düşeriz. Birisi lazımdır. Patron, sevgili, arkadaş… En ideali sevgilidir. Bizi anlamaz. Bizi eksik sever. Kıymet bilmez. Üzerine basar basar zıplarız da yine onun kucağına düşeriz.

X

Bundan birkaç gün önce akşamüzeri bir insanı uzunca bir süre dinlemek durumunda kaldım. Dertliydi, sıkıntılıydı, konuşmak ve rahatlamak istiyordu. Güvendiği dağlara karlar yağmıştı. İhanete uğramıştı. Anlattıkları abartılı veya değildi. Benim açımdan bakıldığında bir insanı canı gönülden dinlemem ve söyleyebilirsem iki çift laf etmem gerekiyordu. Ezcümle olarak şunu söyledim: Ben sana güveniyorum beni yanıltan sen ol!

P.İstirati şöyle der: “İnsan sevmeden ihanete uğramaz, ihanete uğramadan da hayatı tanıyamaz.” Hemen hemen bu sözün farklı bir söylemini de A.Altan söyler: “Sevecek ama yanılacağız. Ama gidip yeniden seveceğiz.” Ne yaparsın ki hayat böyle biraz.

X

Yenilgilerden, yaralardan, aldatmalardan, karşılıksız sevmelerden, ihanetlerden kaçmak hakkınızdır ama bütün bunlar dünyanızı küçültür.

X

Şayet içimizde bir karşılığı varsa yazmak önemlidir. Birileri için müzik yapmak, birileri için resim çizmek ve birileri içinde yazmak. Kabul ediyorum. Bizler daha çok kendimize dönük yazıyoruz. Peki, sorarım sana? Yazdıkça daha mutlu hissetmiyor musun kendini? Belki zaman zaman daha çok içine çekiliyorsun ama yazmak seni daha dirençli kılmıyor mu?

X

Elektrikle çalışan bir alet çalışmıyordu. Söküp taktı usta. Düğmelerini değiştirdi. Yarım saat kadar kurcaladı. Teknik cümleler kurdu. Alet çalışmıyordu. Ama asıl sebep elektrik kablosu prize takılı değildi. Gülümsedim. İnsana benzettim. Kablomuz prize takılı değil!

X

Hızlı gitmek, hızlı konuşmak, hızlı yazmak tek bir şeyi getirir: Daha fazla hata yapmayı… Nerden mi biliyorum. Hatalarım bende önde gidiyor, varacağım yere.

X

İnsan kendini beslemek için sever ve tesellisi sevilmektir. Seç: Sevecek misin, sevilmeyi mi bekleyeceksin?

X

Bazen bir cümle binbirgece masallarından daha çok masala çağırır insanı. O cümlenin içimizde nereye dokunduğunu bulmaya çalışmak boşunadır. O cümleyi alıp muska niyetine boynumuza asmamız gerekir. Hepsi budur!

X

“Seni çok seviyorum. Sandığından çok. Hatta sandığının aksi.”

 Muskam budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Çolak Arşivi