Olur mu?
Etrafımız ateş çemberi yukarda savaş, aşağıda savaşılacak değerler, az daha aşağıda hepimizin içini yakan ateş, zor bir dönem geçiriyoruz. Ve bir de ekonomik koşullar ister istemez belimizi büküyor.
Bizim ilkokul yıllarımızda sınıflarda mevsimleri gösteren görseller olurdu hatırlarsınız belki. Karlar içinde kış manzaraları, çiçekli böcekli ilk bahar ayları, bol güneşli yaz ayları, dökülen yaprakların güzellik kattığı son bahar ayları. Bu manzaraların tek ortak noktası da eğlenen mutlu çocuklar ve insanlar olurdu. Günümüzde ise birbirine girmiş mevsimler yaşıyoruz. Tek ortak nokta her mevsim mutsuz olan insanlar gibi. Bu mutsuzluk, karamsarlık normal bir hal almaya başladı artık. Mutlu olanlar garipsenecek hale geldiler. Bu durumu ülkemize özel sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tüm dünyada durum böyle. Ekonomiye yön veren küresel güçlerin de istedikleri aslında bu. Onlar istiyorlar ki tüm dünyada insanlar mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlikle terbiye olsunlar. Ardından da kendi planları dahilinde hastalıklar, savaşlar ve hatta aklımıza bile gelmeyecek türlü sistemlerle kendi kafalarındaki o az nüfuslu dünyayı elde edecekler. Adamlar yüzlerce yıl önce kurdukları bir hayali gerçekleştirmek için hem para hem çaba harcıyorlar. Hep söylüyoruz ya bu yaşananlar hakla batılın savaşı aslında diye. Hakkı haykıracak nefesler kesildikçe batılın yüksek sesi kulaklarımızı tırmalamaya devam edecek. Müslümanlar olarak bu yüksek sesle ilgili bulduğumuz çare ise içler acısı. O çare ne mi? Kulaklarımızı tıkamak. Hakkı haykıranları da duyamayacak kadar sağır olduk artık. Bir gün acımızdan haykırmaya başladığımızda da bizi duymayacak kimse…
Mevsimlerin dengesizliği de zamanın eskisinden hızlı akışı da susuzlukla karşı karşıya kalmamız da imtihan. Biz aciz insanları insan eliyle imtihan ediyor Rabbim. Hangi imtihanda kaç alıyoruz diye kendimizi sigaya çekmemiz lazım. Sosyal medya hesaplarımızdan paylaştığımız Gazze’de katledilen Bebek fotoğraflarındaki bebekleri kendi bebeklerimiz gibi göremedikçe kulaklarımızda ki tıkaçları çıkarmadıkça hep birlikte hakkı haykırmadıkça acılar bölge bölge gezmeye devam edecek. Çeçenya’daydı acı, sonra Bosna’ya düştü, Arakan kan ağlıyor, şimdi Gazze’de katliam var. Milyarlarca Müslüman oturduğumuz yerden kınıyoruz. Kahrolsun İsrail…
Olur mu? İnşallah…
