Dursun Gizli
Dursun Gizli Peki hangisi gerçek Ashab-ı Kehf mağarası?

Peki hangisi gerçek Ashab-ı Kehf mağarası?

Ashab-ı Kehf denildiğinde aklımıza ilk Roma imparatorluğu'na başkaldıran gençler geliyor. Putperestlerin zulmüne direnen, zengin ve Soylu ailelerine ve onların vadettiği ihtişamlı bir yaşamı sırf Allah rızası için elinin tersiyle iten gençler…

Kur'an Bize Onları Nasıl Anlatıyor? Kehf Arapça’da mağara demektir. Kur'an'da bir sureye adını veren Kehf onları mağaraya sığınanlar olarak anlatmaktadır. Farklı rivayetler olmasına rağmen ortak görüşe göre, putperest bir toplum içinde yaşayan ve yalnızca Allah'a inanan bu gençler Çok tanrılı din anlayışına karşı çıkarlar.

Ashabı Kehf Minyatürü

Farklı rivayetler olmasına rağmen ortak görüşe göre, putperest bir toplum içinde yaşayan ve yalnızca Allah'a inanan bu gençler, Çok tanrılı din anlayışına karşı çıkarlar. Bazı rivayetlere göre bu gençler Saray halkındandır. Hem Soylu ailelerinden hem de yönetimden ağır baskılar görmüş, çok tanrılı dine inanma baskıları yapılmış ve ağır tehditler almıştır.

Neticede şehri terk etme kararı alırlar ve bir gece yarısı şehirden ayrılıp dağla doğru yol alırken önlerine bir çoban çıkar. Bu gösterişli kıyafetler içinde son derece bakımlı gençlerin o saatte böyle bir yerde olmaları çobanı şaşırtır ve nereye gittiklerini sorar onlar da durumu çobana anlatırlar.

Çoban, " Ben de tek bir Allah'a inanıyorum" der, Çoban da o gençlere katılır ve çobanla birlikte onun sürü köpeği Kıtmir de aralarına katılır. Aileleri ve askerler kayboldukları düşüncesi bir başka rivayete göre zarar vermek üzere bu gençlerin peşine düşerler. Bu gençler bir mağaraya sığınmak zorunda kalır ve bu mağarada çaresizlik içinde Allah'a iltica ve dua ederler. Çünkü her an onları takip eden Zalim güruh tarafından taşlanarak öldürülme ya da zorla putperest yapılma tehlikesi ile karşı karşıyalardır.

" Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, "Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve İçinde bulunduğumuz Şu durumda bize kurtuluşu ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır" demişlerdi. (Kehf/10)

Kur'an'ın anlatımıyla bir asırdan fazla bir süre mağarada uyutulan gençler yeniden uyandırılacaklar, kendilerini burada Ne kadar zamandır uyudukları sorulduğunda "bir günden daha az diyeceklerdir ama onların bir gün gibi kısa bir süre uyuduklarını sandıkları süreyi Allah bize Kur’an da " Onlar mağarada 300 yıl kaldılar buna 9 daha eklediler.(Kehf/25)

Uyudukları zaman karınları acıkan gençlerden birini tembihleyerek çarşıya yiyecek almaya gönderir, "İnsanlarla kibar ve mütevazi konuş, çarşıda fazla dolaşmadan çabuk gel ki senden şüphelenmesinler" der. Ancak şehre giden genç, fırıncıdan ekmek alırken 300 yıl öncesi İmparatorluk dönemine ait bir parayı verince şüphelenir, fırıncı bu gencin bir define bulduğunu sanarak ihbar eder.

Yakalanan genç her şeyi olduğu gibi anlatır. Herkes Hayrettin içerisinde onu dinler çünkü geçen 3 asır içerisinde putperestlik sona ermiş tek Allah inancı serbest bırakılmıştır. Hatta Ashab-ı Kehf gençleri dilden dile dolaşmış, bu gençlerin hikayesi topluma örnek olarak gösterilmiştir. Herkezin bildiği bu olay karşısında parayı uzatan gencin anlattığı her şeyin doğru olduğunu hayretler içinde dinlerler. Şehre inen genç ile birlikte mağaraya gelirler genç yanındakilere "Arkadaşlarım sizi bir anda burada görürlerse korkabilirler, yakalandığımı düşünüp paletleyebilirler. Mağaraya önce ben gireyim olanları anlatayım" der.

Ancak mağaraya giren genç, uzun bir süre geçmesine rağmen mağaradan çıkmayınca meraklı kalabalık mağaraya girerler. Az önce içeri giren genç dahil, herkez ve gençleri koruyan köpeğini görürler. "Onlara mağara içinde birer Kabir Yeri hazırlayıp mağara içerisinde defnedelim derler." Kur’an da"Bizler, kesinlikle onların yanı başına bir mabed yapacağız derler (Kehf/21) "

Neden Bir çok Ashab-ı Kehf Mağarası Var?

Dilden dile nesilden nesile aktarılan ashab-ı Kehf hikayesi o kadar meşhur oldu ki dünyanın farklı coğrafyalarına yayıldı. Allah'ın çok sevdiği ve himayesine aldığı bu gençleri yakınlarında görmek aynı himayeye hissedar olmak istediler. Ve böylece dünyanın birçok yerinde ashab-ı Kehf mağaraları Zuhur etmeye başladı.

"Ashab-ı Kehf mağarası Bugün dünyanın çok farklı yerlerinde Arz-ı Endam etmektedir." Hangisi gerçeğidir, hangilerinin konu ile hiç alakası yoktur bilinmez ancak hepsine de başta bölge hakları olmak üzere çok coğrafyalardan insanlar ziyarete gelirler.

~Mağaraların Birbirinden Farkı Nedir?

Evet dediğim gibi bir çok Ashab-ı Kehf mağarası vardır. Hatta bazı Ashab-ı Kehf mağaraları vardır ki, ıssız, ulaşılması zor dağ başlarında ve yalnızdır. Bir diğerinin ise tarih boyunca nice devlet adamı bu mağaraların etrafına han, hamam, imaret Camii, mescit, kilise medrese türbe gibi eserlerle donatılmışlardır.

Ve herkes bölge halkı da Kur'an-ı Kerim'de geçen mağaranın kesinlikle kendi bulundukları yerde ki olduğunu iddia eder, bununla ilgili kendilerine deliller sıralar. Herkesin aklına "peki hangisi gerçek mağara?" sorusu geliyor. Aslında cevabı çok kolay. Doğru cevabı Allah kur'an-ı Kerim'de Ashab-ı Kehf'i anlattığı ayetlerde vermektedir. " "Siz onların sayısını yani kaç kişi olduklarını tartışırsınız onların mağarada kaç yıl kaldıkları tartışırsınız ancak doğrusunu Allah bilir"

Aslında kur'an-ı Kerim'de onların 7 kişi olduğunu veya hangi mağarada olduğu hakkında bize bir delil vermez yani 7 kişi oldukları veya hangi mağarada oldukları net olarak belli değildir. Ama araştırmalarım ve bazı makalelerden edindiğim bilgilere göre Ashab-ı Kehf mağarası hangisi olursa sorusuna en yakın Ashab-ı Kehf mağarasını tespit ettik bunu delilleri ile de sunalım istedik.

Ashab-ı Kehf olayını konuşurken en çok merak edilen konu bu olayın hangi dönemde hangi devletin ve hangi yöneticilerin devrinde meydana geldiğidir. Çünkü kur'an-ı Kerim'in bize bahsettiği olaylara baktığımızda hangi Devlet adamının döneminde yaşandığını bulmak Aslında bize gerçek ashab-ı Kehf Mağarasının nerede olduğu sorusunun cevabını verecektir.

Anladığımız kadarıyla her dönem olduğu gibi bu dönemde de insanları zorla Çok tanrılı dine yani putperestliğe yönlendiren bir devlet ve ve yönetici olduğunu anlamaktayız. Günümüze ulaşan nice kaynak Ashab-ı Kehf hadisesini anlatan nice şahıs yurt içi ve yurt dışında yapılan makaleler bu olayın bize bir Roma İmparatorluğu döneminde cereyan ettiğini kanıtlamaktadır. Çünkü Roma İmparatorluğu'nun putperest olduğu insanların putlara tapması için dağların zirvelerine kadar her yerde tapınaklar bulunduğu Tanrı heykelleri ile oradadırğu ortadadır.

Peki Neden Bir Mağarada Saklanmak İstediler?

İşte ashab-ı Kehf hikayesinin en can alıcı detayı burasıdır onlar bir mağarada Allah'ın izniyle uykuya daldıklarında Roma İmparatorluğu putperest bir din anlayışındadır. Tek Allah'a inanıyorum diyen herkes ağır cezalara tabi tutulmaktadır. Ayette anlatan bu gençler İşte bu zulmün en ağır olduğu yıllarda kendi putperest ailelerini, zenginliklerini şık kıyafetlerini ve çevrelerini bir köşeye itmiş toplumdan uzaklaşmaya çalışmıştır.

Bu gençler de tek tanrı inancına tabi olduklarından dolayı takibe vurmuş bir mağaraya sığınmış ve bu mağarada asırlar boyunca uyutulmuşlar ve uyandıklarında tek tanrılı din Romanlar tarafından serbest bırakılan bir dönem olmalıydı.

Ve biz araştırmalarımızı yaparken ve bu mağaraların yerini tespit ederken yanında Roma İmparatorluğu döneminden kalma bir ize mutlaka rastlamamız lazım, çünkü bu olayın yaşandığı dönem, Antik Roma İmparatorluğu dönemiydi.

Ashab-ı Kehf mağarası, Tunus, Ürdün, Cezayir, Suriye, Azerbaycan mısır İzmir Mersin (Tarsus) Kahramanmaraş (Afşin) Diyarbakır (Lice) gibi Birçok yerde bulunmaktadır.

Dünya üzerindeki ashab-ı Kehf mağaralarına baktığımızda şaşırmaktan kendimizi alamıyoruz çünkü biri Doğu Türkistan'da Tufan'da iken diğeri Yemen Sabır da, biri Suriye ve İspanya'da iken Diyarbakır Kahramanmaraş Tarsus ve Afşin, Lice gibi mağaraların birkaçını ziyaret ettim bazıları çok basit ve sade yanlarında eser yok yani bizim tezimizi savunacak olan Roma İmparatorluğu yapıtları yok. Ama bazılarının etrafı ise insanı hayrete de düşürecek kadar çok eser var

Ama bizim ve yabancı kaynaklardan öğrendiğimiz ve tenkit ettiğimiz bilgilere göre bu olay Antik Roma döneminde yaşanmış ve bu gençler Bizden uzak bir mağaraya sığınmış olması gerekmektedir.

Kur'an'da bahsi geçen ashab-ı Kehf ve Rakim Ayrı olay mı?

"Yoksa sen sadece keyif ve rakim ashabını mı bizim ibret verici delillerimizden sandın (Kehf/9) "

Kehf ashabından bahsedilirken, mağaraya sığınan gençler olduğunu bilmekteyiz ancak Rakim konusu tartışmalıdır Rakim Normalde Kitabe manasına gelmektedir buradaki manayı adları bir kitabeye yazılan mağara arkadaşları anlamında yorumlanmıştır. Yani Bu ikisi farklı bir olaydır .

Aslında bu hadisi ve hadiseyi hepimiz biliriz. Mağaraya Üç Arkadaş sığınmış, yağmur bastırınca bir mağaraya sığınmışlar ve bir taş mağaranın girişini kapatmış ve bu gençler yaptığı iyilikleri anlatarak Allah'tan yardım istemiştir. Her duada mağaranın kapısı biraz daha açılmış en sonunda Gençler bu mağaradan kurtulmuştur. Aslında bu olayı hepimiz biliyoruzdur dizileri filmi bile yapılmış bir olaydır.

Mersin Tarsus Ashab-ı Kehf Mağarası

Ayette geçen lakin Hitabe bağdaki mağara Yüksektepe ve benzeri anlamlara gelmektedir ve Ürdün'deki ashab-ı Kehf Mağarasının bulunduğu yerin adının da Rakim olması son derece şaşırtıcıdır. Bazı ashab-ı Kehf mağaralarında kabirlerin yerlerinin belli olduğunu söylemiştik bazılarında ise kabirlerden ziyade etrafı çevrili bir alan söz konusu. Mesela Tarsus ve Afşin'deki ashab-ı Kehf mağaralarında tek tek kabirler görülmüyor belli bir alan çevrilmiş olup gençlerin kabirlerinin bu alan içerisinde yer aldıklarına inanılıyor

Bu gençler Roma İmparatorluğu döneminde yaşadığına göre kur'an-ı Kerim'de bahsedilen ayetler ve tefsirlerine baktığımızda bu mağaraya sığınan gençlerin yaşadığı dönem putperestliğin ayyuka çıktığı ilsemelerin en ağır işkencelere maruz kaldıkları dönem olmalıdır ve uyandıkları zaman iyi seviliğim serbest kaldı insanların putlara tapmaya zorlanmadıkları bir Roma İmparatorluğu dönemi olmalıdır.

İmparator Hadrianus öncesi imparatorluklar, İsevi Yahudi toplumlara ve hatta Musevi Yahudi toplumlarına ağır işkencelerde bulunmuştur. Özellikle İmparator Domitianus, Titus ve Vespasian'ın döneminde sürgünler yaşanmıştır. Roma İmparatorluğu İmparator Teajan döneminde altın çağının yaşamış bir haldeydi bu İmparator döneminde Hristiyanların tespit edildiği takdirde öldürülmeleri emri verdiği anlatılmaktadır ve özellikle dönemin Soylu ailelerin İsevi çocukları aileleri tarafından ağır baskı altına alınınca bu gençler bir av etkinliği düzenleme kararı alırlar ava gidiyoruz diyecek ve bir daha evlerine dönmeyecekler ve yapılan tezlerdir neticesinde bu gençlerin İmparator trajan döneminde yaşadığı büyük ihtimaller ışığındadır.

Gezdiğim Ashabı Kehf mağaralarının içinde Beni en çok etkileyen mağara hiç şüphesiz Kahramanmaraş afşin'deki olmuştur. Diyarbakır Lice Mersin Tarsus ve Efes'teki mağaralarda herhangi bir ek yapı ve ibadethane söz konusu değilken, bunların içinde en çok şaşırtan Kahramanmaraş afşin'deki mağara oldu. Çünkü tarih içinde romalılardan Selçuklulara memlüklülerden dulkadiroğullarına ve Osmanlı'ya bu mağaraya yatırım konusunda devletler ve nice devlet adamı resmen sıraya gitmiş ve nice ünlü mutasavvıf da bizzat Afşin mağarasını ziyaret etmiş Hatta bir süre burada kalıp itikaf ve benzeri uzun süreli ibadetlerini burada gerçekleştirmişler.

Afşin'deyken Tarsus mağarasını soranlar da oluyor ve en meşhur ashab-ı Kehf mağaralarından biridir. Bunu tezler neticesinde ve araştırmalarımda Tarsus Mağarasında eski medeniyetlere ait herhangi bir iz ya da eserin söz konusu olmaması sadece Osmanlı'nın son dönemlerinde inşa edilmiş kendisi düşük minaresi Orantısız bir uzunlukta olan ilginç bir Camisi var

Ancakk Kahramanmaraş Afşin Mağarası bugüne kadar hiçbir mağarada görülmemiş kadar çok çok yatırma sahne olmuş bir yerdir. Kahramanmaraş'ın Afşin şehri, zamanında romalıların yerleşim merkezlerinden biriydi bugün bu topraklarda yapılan kazılarda hala Roma dönemi eserleri çıkmaya devam etmektedir.

Kahramanmaraş Afşinde ki Ashab-ı Kehf Mağarası

Mağara, şehre hakim bir tepenin üzerinde yer alır mağaranın olduğu bölgeye yaklaştığımızda sizi önce Kervansaray Görünümlü bir yapı karşılar. Bu Az önce bahsettiğim gibi bir çok Devlet adamlarından biri olan Anadolu Selçuklu Devleti'nin Alaaddin Keykubat tarafından yapılan bir yerdir. Önemli mutasavvıflardan Mevlana Celaleddin Rumi Sadrettin Konevi Hacı Bektaşi Veli gibi önemli mutasavvuflar tarafından konak yeri olmuş ve günlerce kalıp itikafa çekildikleri yer olmuştur. Ve oralarda yapılan çilehane hala durmaktadır.

Abbasiler Emeviler ve Selçuklular döneminde bile çok itibar gören ve etrafına ibadethaneler yapılan yer olmuştur. Hatta moğollara gelen memlüklü sultanı Baybars bile Moğollara yendikten sonra buraya uğramıştır ve günlerce kalıp ibadethane olarak kullanmıştır. Hatta Anadolu beylikleri bile buraya mutlaka uğramış ve ibadette bulunmuşturlar. Hatta Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli isimlerinden Kanuni Sultan Süleyman Fatih Sultan Mehmet Sultan II Abdülhamit bile buraya uğramıştır. Hatta rüyasında Ashabı keyfi gören Roma imparatoru 2 . Theodosios bile Afşin'e gelip buraya bir takım eserler yapmıştır. Ve bu eserler günümüzde hala durmaktadır.

Bu yapıtlar ve mağaranın içi incelendiğinde Kahramanmaraş Afşin'deki bu tefsirlere Aşırı derecede çok uyumaktadır.

En önemlisi mağara için de aklımıza gelen ilk şey Kehf suresinin 17. ayetinde geçen tarif yani mağara ile Güneş arasındaki konumlamadır. Ayeti hatırlatmak gerekirse "Güneşi görürsünüz ki doğduğu zaman mağaraların sağ tarafına doğru meyil eder ve batarken de onları sola makaslar." yani güneş onları soldan teğet geçer. Içerisine doğrudan girmeksizin sol taraflarına geçer" onlar ise mağaranın geniş yerlerindedir diye devam eder. Dolayısıyla bu ayetin başına tekrar dönersek Güneş bu mağaranın sağına doğuyor ve solundan batıyorsa çok basit bir çıkarımla mağaranın ana yönünün Kuzey olduğunu görebiliriz ashab-ı Kehf ile ilgili Kur'an ayetleri nazil olunca sahabeler de bu mu arayı merak etmişler ve bu ayette verilen tanıma uygun yerleri incelemeye başlamışlardır. İşte o önemli kriterin burada çok bariz bir şekilde görüldüğü söyleyebiliriz 2008 yılında astronomi ve Fizik uzmanları buradaki yapıların tamamını yok sayarak mağarada bir ölçüm yapıyorlar bu ölçüm Mart ayından Ekim ayına kadar tam 202 gün sürüyor sonunda mağara içerisinde hiçbir zaman güneşin girmediğini ve ayetteki tarife en uygun şekli ile sağ ve sola mailin bariz bir şekilde görüldüğü Dolayısıyla yönün 5 derecelik batıya meyilli Kuzey olduğunu tespit ediyorlar bu ölçüm mağaranın asıl Ashab-ı Kehf mağarası olduğu ile ilgili en önemli Kriter

Ama ikinci Kriter daha var o da kur'an-ı Kerim'de geçen onların üzerine geride kalanlar tarafından bir Mescit yapıldı ifadesidir Kur'an'da geçtiği halde ise sonrakiler biz onların üzerine bir Mescit yapacağız dediler Buraya gelen araştırmacılar yönü Kudüs olan ilk mescidin mihrabının en az 15 yüzyıl öncesine ait olduğunu söylediler bu tarihte ashab-ı Kehf'in uyandığı zamanlara son derece yakındır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dursun Gizli Arşivi