Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

RAAKİBİMİZ YOK!

RAAKİBİMİZ YOK!

Ajans firma görüşmelerinde Konya’da ajansların çok sık karşılaştığı bir cevaptır; “Raakibimiz yok!”. Ne yani alternatifiniz yok mu diye sorduğunuzda ise var ama rakibimiz değil diyorlar.

           Çünkü bizim firmalarımız maalesef ki kendilerini pazarda tek sanıyor ve rekabeti ayıp ya da kötü görüyor. Tüketiciniz bir ürün/hizmeti başka bir firmadan da alabiliyorsa bu bal gibi size rakiptir.

Birçok firmamızın web sitesini incelediğinizde hakkımızda bölümünde karşılaşacağınız özet; “sektörün lider markası”dır. Sanırsınız ki ondan başkası yok. Hepsi liderse meydan okuyucu, izleyici nerede acaba. Konya’da herkes marka herkes tek. Zaten Coca-Cola, BMW marka değil o yüzden rekabet stratejileri geliştiriyorlar. Rakiplerine iletişimle cevap veriyor, iletişimle farklılaşmaya çalışıyorlar.

              Konya iş dünyası henüz rekabeti sindirebilmiş değil. Maalesef rekabeti birbirimize çamur atmak ve küfretmek üzerine kuruyoruz. İletişimle cevap vermeyi bilmiyoruz. Çünkü toplum içerisindeki algımız da bunun üzerine kurulu. Hâlbuki rekabet firmaların kendini yenilemesi, geliştirmesi için bulunmaz bir fırsattır.

 

              Rakipleriniz sizi canlı, diri tutar. Etrafınıza bakmanızı sağlar. Firma rakibini iyi tanımalı, iyi analiz etmeli en az kendi kadar bilmelidir. Rakip demek düşman demek değildir. Artık kaliteli ürün/hizmet üretmenin çok da zor olmadığı günümüzde rekabet hat safhada. Bu nedenle firmalarımız kafalarını kaldırmalı ve etrafına iyi bakmalı. Yoksa rakibinizin yapacağı ufak bir pazarlama hamlesi sizin yıllardır yaptığınız yatırımı kısa zamanda bertaraf edebilir. Rakibe göre refleks geliştirmeyi bilmeliyiz artık. Rakip ne söylüyor, bunları hangi mecrada söylemiş, söylerken nasıl bir ton kullanmış, hangi söylemleri seçmiş. Bunları analiz etmeden bir reklam kampanya stratejisi oluşturamazsınız. Oluştursanız da havada kalan ve müşteriye dokunmayan bir kampanyaya dönüşür. Müşteriye dokunabilen rakip ise hasatı toplar.

              Peki, rekabeti kim analiz edecek? Tabi ki firma sahibi değil, reklam ajansı. Reklam ajansları müşterilerinin rekabet analizini çok iyi yapmalı, birincil, ikincil ve hatta üçüncül rakiplerini net olarak ortaya koymalı.

 

         Oluşturacağı reklam kampanya stratejisinin temellerini bu analizler doğrultusunda yapmalı. “Biz şunu söyledik çünkü bundan dolayı” diyerek yaptığı analize köprü kurabilmeli. Müşterisinin rakibinin ne zaman, nerede, nasıl iletişim kurduğunu bilmeyen bir ajans ortaya reklam kampanyası değil duyurum ilanları çıkartır.

Ajanslar rakip analizini yaparak rakipleri sürekli göz hapsinde tutmalı, reklam döneminde rakip doğru mecradaysa o mecrada yer almalı, söylemiyle farklılaşmalı. Tüketicilerin neden rakipleri seçtiğini iyi belirlemeli.

 

 Bütçe yetersizliği ile karşılaşırsa bunu fırsata çevirecek ve müşteriye dokunacak alternatif mecralar bulabilmeli. Bir şekilde rakiple aynı zamanda konuşabilmeli. Rakiplerin gözden kaçırdığı pazarlama araçlarını iyi değerlendirebilmeli. Firmayı bu konuda ikna etmeli, yönlendirmelidir. Rekabetin tatlılığını hissettirmelidir.

            Rekabetin farkındalığından sonra firmaları rekabetten sıyıracak olan ise reklamlarıdır. Hedef kitlenizde satın alma kararında rakiplerinizden bir adım öne geçirecek olan reklamdır.

          Bununla birlikte halkla ilişkiler, sponsorluk gibi diğer iletişim yöntemleriyle algınızı pekiştirmeli zihinlerde farklı bir yer alabilmelisiniz.

Tatlı rekabetlerle dolu, bol bol farklılaşan reklamları görmek dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR