Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Ramazanda tam kapanma gelir mi?

Ramazanda tam kapanma gelir mi?

Koronavirüs salgınında ne yazık ki kötü gidişat her geçen gün daha da artıyor. Geçtiğimiz gün Türkiye ilk kez en fazla günlük vaka bildiren ülkeler sıralamasında liderliğe çıktı.
 
Geçtiğimiz haftalarda alınan kısmen gevşeme kararı bu hafta itibarıyla yeniden gözden geçirileceğe benziyor.
 
Ramazan’a bir gün kala vakalar 55 bine dayandı, hatta geride bıraktı. Bu tabloya göre Ramazanda yeni önlemlerin gelmesi kesin gibi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla aslında yeni yasakları işaret etmişti. Duyumlarımıza göre Ramazan boyunca kapanma seçeneği şu anda masada.
 
Bilim Kurulu üyelerinin önerisiyle bu hafta böyle bir karar alınması kuvvetle muhtemel.
 
Kabine Toplantısı’nda bu konu bu hafta netleşecek.
 
Aslında herkesin söylediği gibi bir tam kapanma beklemediğimi de ifade etmeliyim.
 
Tam kapanma dediğimiz şey, tamamen bütün sektörlerin üretimi durdurması ve sokağa hiçbir insanın çıkmaması demek. Türkiye’nin tam kapanma uygulaması demek, üretim ve dağıtım zincirinin de durması anlamına geliyor.
 
Yani böyle bir karar alınması bence hem çok zor hem de doğru değil. Altı, yedi ay önce yayınlanan genelgelere yeniden dönüşümüz olacak diye tahmin ediyorum.
 
Geçtiğimiz genelgede alınan lokanta ve kafe gibi işletmelerin Ramazan boyunca kapalı tutulması da aslında bu kötü gidişatla ilgili yapılan bir öngörü üzerine alınmış bir tedbirdi.
 
Hayırlısı olsun.
 
YARDIM KURULUŞLARI İÇERİYE ODAKLANSIN
 
Türkiye, sadece Ramazan ve Kurban’da değil, neredeyse yılın her günü farklı coğrafyalara insani yardım götüren büyük bir güç haline geldi. Dini, ırkı, kökeni fark etmeksizin dünyanın hangi ülkesinde bir mağduriyet varsa koşa koşa yardıma giden bir ülke haline geldik.
 
Aslında sivil toplum kuruluşlarımız bunu uzun yıllardır yapıyordu ama özellikle son 4-5 yıl içerisinde devlet kuruluşlarımız da bu alanda büyük bir atılım içerisine girdi.
 
Bu konuda hem Kızılay, hem AFAD, hem Türkiye Diyanet Vakfı hem de İHH, Ribat, Dost Eli ve benzeri yüzlerce sivil toplum kuruluşumuz sonuna kadar takdiri hak ediyorlar.
 
Şimdiden çalışmalarında başarılar diliyorum. Allah yardımlarını kabul etsin, güç kuvvet versin.
 
Buradan sebeple bir çağrıda bulunmak istiyorum.
 
Elbette mağdur ırkçılığı yapacak değiliz. Hangi ülkede veya bölgede bir mazlum varsa bir Müslüman olarak ilk başta bizim el uzatmamız gerekir. Elbette bir kuru ekmeğe bile muhtaç olan pek çok mazlum vardır. Hepsine el uzatalım. Ama bu sene ülke içinde mağduriyet yaşayanlara daha bir özenle yaklaşmamız doğru olur.
İHH gibi birçok kuruluş bu konuda geçtiğimiz yıl açıklama yapmışlardı zaten. Ayni ve nakdi yardımların çoğunluğunu pandemi sürecinde ülke içine kaydırdıklarını ifade etmişlerdi. Bence çok doğru da yapmışlardı.
 
Bu yaklaşımın bu sene diğer vakıf, dernek ve kuruluşlara da model olması gerekir.
 
Çünkü pandemi sürecinde işinden aşından olan çok sayıda insan oldu. Devletimiz gücü yettiğince onlara el uzatıyor ama sesini duyuramayanlar var. Çok kötü günler geçirenler var. Vakıflarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız kendi şehirlerinde bu durumda olanları tespit edip el uzatsa güzel olur.
 
Hatta bu sene fitre ve zekatlarımızı da bu şekilde olan vatandaşlarımıza ulaştıralım.
 
Yarın ilk gününü idrak edeceğimiz Ramazan-ı Şerifimiz hayırlı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR