İngiltere Manchester Arena'da IŞİD tarafından düzenlenen, 22 kişinin hayatını kaybettiği, 59 kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Ortadoğu'da ve Afrika'da Müslümanların yaşadığı bölgeleri kan gölüne çeviren Avrupa'yı Manchester patlamasından sonra terör korkusu sarmış. Söz konusu saldırı terörün geldiği vahim noktayı hala görmemekte ısrarcı olan süper güçler için ibret verici.

IŞİD’in Manchester kentinde düzenlediği katliamın ertesinde tüm dünyada bu vahşete tepkiler yağarken yandaş medyanın cihatçı teröre karşı ikircikli tutumu yine gözler önüne serildi. Yer İngiltere olunca batılı ülkeler hemen tutuştu ve ard arda açıklamalar geldi. Dünya ayağa kalktı. İngiltere'de acil durum toplantıları yapıldı. Teröre karşı tedbir üzerine tedbirler alındı ama yetmez!

Yıllarca Ortadoğu'yu vuran teröre karşı üç maymunu oynayanlar söz konusu kendileri olunca dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Aksine batılı ülkeler yanyana, kolkola görüntüler verdiler.

Batının bu ikiyüzlü, öngörüsüz ve çifte standartlı yaklaşımları hem teröre örgütlerini diri tutuyor hemde teröristleri besliyor. Terör küresel bir sorun haline gelirken bana dokunmayan bin yaşasın diyen Avrupa'nın ta kendisi elbette.

Yani bildiğimiz ihanet şebekesi yine. Teröristlerle yol arkadaşlığı yapanlar şimdi bedelini ödüyor. Tabii ki sevinmiyoruz ama acı gerçek bu işte.

Meydana gelen olay sonrasında İngiltere ve ABD arasında da istihbarat krizi başladı. Konu ise; The New York Times'ta yayınlanan olay yeri fotoğrafları. Terör saldırısının gerçekleştiği Manchester Arena'da çekilen fotoğraflar, ABD'li yetkilier tarafından gazeteye sızdırılmış gazete de bu fotoğrafları yayınlamış. İngiltere ise bu duruma; "Öfkeliyiz. Bu kesinlikle kabul edilemez. ABD tarafından sızdırılan bu fotoğraflar, kurbanlar, aileleri ve halkın geniş kesimleri için üzücü. Bu konu, İngiliz yetkililer tarafından konuyla ilgili her seviyede gündeme getirilecek" tepkisini vermiş olması gerçekten düşündürücü. Keşke aynı duyarlılığı kendileri de Ortadoğu ülkeleri için sergileyebilse.

Artık bombalar sadece Ortadoğu'da patlamıyor. İnsanlar terörün dehşet saçan yüzünü yalnızca dünyanın belirli bir kısmında görmüyorlar. Bağdat'ta, Beyrut'ta Kudüs'te yaşanmıyor artık; Londra'da, Paris'te ve Berlin'de yaşanır hale geldi.

Peki bu durumun en büyük müsebbibi kim?

Ortadoğu'da; bu örgütleri Ortadoğu’nun kalbine yerleştirdiler ve destekliyorlar. Çünkü Medeniyetler Beşiği olarak kıtalararası bir bölgeye yayılan Ortadoğu; politik, stratejik, kültürel ve ekonomik olarak çok önemli bir rolde. Ama ABD'nin FETÖ'ye sahip çıkma ve PKK/PYD'yi bize karşı silahlandırma projesi de benzer Ortadoğu projeleri gibi başarısız olmaya mahkum olacaktır.

Ortadoğu'daki durumdan asıl menfaat sağlayan İngiliz derin devletidir. Ama başarı Allah'ın izni ile İslam Alemi'nin olacak ve Türkiye’nin dış politikadaki "Yeni Atılım Dönemi" Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştireceğine inancımız sonsuz.

Sayın Cumhurbaşkanı'mız kongrede AB'ye açık ve net mesaj verdi. "Vizeyi kaldırın, mültecilerle ilgili verdiğiniz sözleri tutun, fasılları açın." şeklinde beklentisini ortaya koydu. "Sizinle yola devam etmek istiyoruz, ya sözlerinizi tutun birlikte devam edelim ya da herkes bildiğini yapsın." çağrısına AB ne cevap verecek acaba? Bir 50-60 yıl daha bekleyeceğimizi düşünmüyorlardır umarım!

Tribünlere oynamaya devam! NATO üyesi ülkeler, devlet başkanları ve hükümet başkanları terörle mücadeleyi konuşmak üzere toplanacaklarmış. Ne karar çıkacak ve çıkan kararların eylem boyutu da nasıl olacak çok merak ediyorum.

Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu topraklarının paylaşılmasını öngören politika bugün yaşadığımız sorunlarının en önemli nedeni! Egemen güçlerin yaptığı planlamalar bu coğrafya gün geçtikçe ağır bedeller ödetmekte. Osmanlıyı küçültme projesi bugün Irak ve Suriye’de ortaya çıkan bölünmüşlüğün ardından artık her yönüyle çatırdıyor. Başta ABD olmak üzere Batı dünyası uzun zamandır Ortadoğu'da yeniden çizilmesi düşünülen haritalar üzerinde çalışmalar ve haksız planlar yapıyor.

Türkiye açısından Ortadoğu anavatandır. Ortadoğu ve Türkiye'de ezanın yankılanması aynı varlığın teminatınadır. Ortadoğu'daki bir istikrarsızlık doğrudan Türkiye'ye yansımakta, Türkiye'nin güçsüz olması Ortadoğu'nun tamamıyla kaos sarmalına dönmesi anlamına gelmektedir. Bu yüzden ve başka yüzlerden bilinmelidir ki Türkiye ve Ortadoğu birbirinden bağımsız düşünülemez. Türkiye işgal edilmeden Ortadoğu'ya hükmedilemez. Ülkemiz üzerinde artan baskılar ise bu durumun en net göstergedir.

Hem 15 temmuz işgal teşebbüsünün merkezinde yer aldılar hem de 16 Nisan öncesinde referanduma müdahalede bulunup 'hayır' için her yolu denediler. Ama hesapları tutmadı. Hainlerde müttefikleri de hizmet ettikleri amaçla ulaşamadılar.

Terörün ırkı ve dini yoktur. Ortadoğu'nun haritasını değiştirme projeleri ne kadar  sürecek ve daha ne kadar can alacaklar bilemiyoruz. Masum insanları hedef alan zihniyetin savunulacak hiç bir yanı yol olamaz. Temennimiz masum insanları hedef alan bu tür şiddet dolu katliamları yaşamamak. Bizler müslümanız elhamdulillah. Dili, dini ve rengi ne olursa olsun bu tür eylemlerin yanında durmayız ve desteklemeyiz. Selam, sevgi ve dua ile...