Sosyal devlet anlayışının vücut bulmuş hali vefa sosyal destek grubu...

Tüm Dünya’yı etkisi altına alan koronavirüs daha çok yaşlıları tehdit ediyor. Bir çok ülkede yaşlılar gözden çıkarılmış, huzurevleri cenaze evlerine dönmüş durumda. Avrupa'da yaşlıları tedavi bile etmeyip ölüme terk ediyorlar. Nasıl olsa ölecek diye tedavi için masraf bile etmiyorlar. Avrupa'nın o meşhur medeniyetini övenler Türkiye'yi beğenmeyip gidip orada yaşayanlar şimdi feryat figan ülkesine dönmenin yollarını arıyor. Çünkü orada insana değer verilmediğini, o lüks yaşamların altında aslında imkanların ne kadar kısıtlı olduğunu gördüler. Acı bir tecrübe ile de olsa yaşayarak öğrendiler. Bizde bedava olan koronavirüs tedavisi tüm Avrupa'da ücretli. Sağlık çalışanlarına bırakın tıbbi malzameyi maske bile veremiyorlar.

Neredeyse tüm Avrupa ülkeleri Türkiye'den yardım istedi. Hepsine seve seve yardım gönderdik.

Tüm dünya Türkiye'nin ne kadar güçlü ne kadar yardımsever olduğunu gördü. Ülkesinin değerini bilmeyenler de anlamış oldu. İnsan hayatına değer verilmeyen Avrupa'ya karşılık vatandaşının hizmetini ayağına kadar götüren bir Türkiye var.

Virüs bizde görülmeye başladığı ilk günlerde onları bu hastalıktan daha iyi koruyabilmek için 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkması yasaklandı. Hal böyle olunca bu vatandaşların market, pazar, ilaç, maaş gibi ihtiyaçlarının görülmesi gerekiyordu. Devlet bu vatandaşların varsa çoluk çocuğu, yoksa yakınları ihtiyaçlarını görsün demedi. Bunun için tüm yurtta faaliyet gösterecek olan Vefa Sosyal Destek Gruplarını kurdu.

Polis, öğretmen, Jandarma, Bekçi, AFAD personeli gibi kamu çalışanlarından oluşan grup üyeleri, gelen talepleri karşılamanın yanı sıra maske, kolonya, sabun ve dezenfeksiyon ürünlerinden oluşan kolileri, vatandaşların evlerine götürüyor. Kaymakamların koordinasyonunda oluşturulan, İlçe Vefa Sosyal Destek Grubuna başvurular çağrı merkezleri üzerinden gerçekleştiriliyor. Vefa Sosyal Destek Grubu’na 112, 155 ve 156 çağrı merkezlerinden ulaşılabiliyor.

Vatandaşların da bu gruba yoğun ilgi gösterdiği görülüyor. Sokağa çıkma kısıtlamasının başladığı 22 Mart’tan itibaren ülke genelinde 900 bine yakın vatandaşın çağrısına cevap verildi ve ihtiyaçları görüldü. Kimi emekli maaşını çektirmek için, kimi market alışverişi için aradı çağrı merkezlerini.

Bu gruplar faaliyetlerini gerçekleştirirken yurttan güzel manzaralar da görmeye başladık. Bizim insanımızın samimiyeti, güleryüzü, sevecenliği yansıyor kameralara sık sık. İhtiyaçlarını getiren görevlilere "üzümler olunca da gelin kuzum" diyen teyze hafızalardan hiç silinmeyecek. Ya da görevlilere  peynir, zeytin, helva gibi gıdalar sipariş eden amcanın parası yetişmeyince "bizden olsun amca" diyen yüce gönüllü vefa görevlisi de hiç unutulmayacak. Sokağa çıkamadığı için tarlasını süremeyen amcanın gidip tarlasını süren jandarma da vefa görevini yerine getirmenin mutluluğunu hiç unutamayacak.

Virüs bize neler öğretti diyoruz ya işte virüs bize vefayı da hatırlattı. Yaşlılarımızın anneeannelerin, babaannelerin, dedelerin ne kadar önemli olduğunu, onların bizim en önemli mirasımız olduğunu hatırlattı. Önümüz bayram...  onların ne kadar kıymetli olduğunu bayramda daha iyi anlayacağız. Bir düşünün bayramda elini öpecek bir büyüğünüzün olmadığını. Ne kadar kötü bir durum değil mi? O yüzden onların kıymetini bilelim. Yaşlanınca çocuklaşıyorlar, kırmayalım incitmeyelim. Uzaktaysalar her gün arayıp soralım. Evden çıkamadıkları bu günlerde onlara yoldaş olalım. Çevremizde yalnız yaşayan yaşlılar varsa çağrı merkezlerini arayamıyorsa ihtiyaçlarını görelim, yardımcı olalım.

Üstad Necip Fazıl'ın da dediği gibi: "Dün geçti, Yarın var mı? Gençliğine Güvenme! Ölen hep ihtiyar mı?"