Gülşen Yılmaz

Gülşen Yılmaz

Virüsün kaynağı sensin

Virüsün kaynağı sensin

Türkiye virüse karşı büyük bir imtihan veriyor.
 
Veriyor vermesine de daha büyük bir sınavdan da geçiyoruz.
 
Nedir bu sınav…
 
Yanlış anlamalar silsilesi…
 
Şu an herkes yarım yamalak gördüğü bilgileri birleştirip kendi doğrularını ekleyip yeni bir doğru oluşturuyor. Bunu da çevresiyle paylaşmayı ihmal etmiyor tabi.
 
Buyurun bilgi kirliliğine!
 
Bunların sonuncusu bu hafta hem twitterda hem de kendi yaşantımda gördüğüm, virüsün yaşlılardan bulaştığı algısı… Yaşlıları koruyalım konusu maalesef yanlış anlaşıldı. Geçenlerde bunun bir örneğine tanık oldum. Dolmuşa yaşlı bir amca bindi. Şoför ücreti alırken samimi bir dille; “Amca sen dışarıya neden çıktın. Sizin dışarıya çıkmanız yasak bilmiyor musun” dedi. Amca kendince bir açıklama yaparken, dolmuşun içerisinden bir kadın amcayı suçlar bir ifadeyle; “Böyle çıkıyorsunuz virüsü bize de bulaştıracaksınız” dedi.
 
Durum ne ara bu hale geldi bilmiyorum. Tek bildiğim konuları önemsemekle yanlış anlamak arasındaki ince çizgideyiz.
 
Ve bu durum bizim milletimizin başını virüsten çok ağrıtacak gibi duruyor.
 
Özellikle bu konuda sosyal medyada dolaşan videoları üzülerek izliyorum. Zaten kötü kalpli olan insanlara, yeni bir malzeme çıkınca ağızlarının suyu aka aka yaşlılarla dalga geçiyorlar.
 
Aslında virüsü sorsan bilemeyecek cahil takımı, memleketinin çınarlarıyla dalga geçmeyi marifet sayıyor. Bu da yetmezmiş gibi sosyal medyadan yaptığı ahlaksızlığı herkese duyuruyor.
 
Buna maalesef anlık engel olabiliriz. Çünkü içine bu ahlaksızlık yer etmiş kişiler, iki gün sonra aynı vurdumduymazlıkla kişiliklerinin gereğini yapmaya devam edecekler!
 
AYAKKABILARIN TEMİZ DURSUN GENÇ ARKADAŞIM!
 
Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü hala önlem almıyor. Rakam az gibi gözükse de enfekte olabilecek insanların önlem almaması en büyük risk…
 
Bu bir kişi olsa bile…
 
Evet, benim yaşıtlarım yaşlılardan daha bilinçli çıktı bu konuda. Ben gençleri tutamayız evde derken büyük bir performans sergiliyorlar.
 
Helal olsun!
 
Böyle de devam etsin.
 
Güneşli günler için bir süre ayakkabılarımızı rafa kaldıralım…
 
Ama hala çalışmak zorunda olan ve dışarda zaman geçirenlerde yok değil. Ve bu zorunlu çalışanlar, keyfi dışarı çıkanlar yüzünden daha büyük risk altına giriyor.
 
Bakan, “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” dedi ama işçi kardeşimin OHAL ilan edecek ne parası ne cüreti var. Umarım bu sınıfsal uçuruma bağlı mecburen çalışmalara da bir çare bulunur.
 
ÇOCUKLARDAN DERSLERE PEKİYİ!
 
Yaşlılar ve gençler dedik. Çocukları söylemeden olmaz tabi…
 
Eğitim sistemini ayağa kaldırması ile herkesin takdirini toplayan Bakan Selçuk bu online eğitimi de çocuklara sevdirdi gibi…
 
Çocukları direkt tatile çıkarıp okul ortamından koparmaktansa böyle yormayan ve tablet bilgiler içeren dersler vermek çok yerinde bir karar oldu.
 
Dersler başladığından beri şahsıma çok güzel mesajlar geliyor bu konuda bende paylaşmak istedim.
 
Başka biri olsa bu karar sorgulanır mıydı bilmiyorum ama Ziya Selçuk’un işini severek yapması bütün velilere güven duygusu aşıladı. Gelen kanaatler hep bu yönde…
 
Elbette ki aksamalar ve yanlışlıklar olacak. Bu gayet doğal…
 
Zaten doğruya doğru her kesimden insan Ziya Selçuk ve Fahrettin Koca’nın yaptığı işi ayakta alkışlıyor.
 
Demek ki işini doğru ve dürüst yapınca A partili veya B partili olduğunun bir önemi yok!
 
Enteresan günlerden geçiyoruz ve öyle ya da böyle tarihe tanıklık ediyoruz.
 
Umarım en az hasarla atlatırız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gülşen Yılmaz Arşivi
SON YAZILAR