Sıtkı Yonca

Sıtkı Yonca

YAHUDİLER NE YAPMAK İSTİYOR?

YAHUDİLER NE YAPMAK İSTİYOR?

                ‘’Eski Ahid yani Tevrat’ı teferruatı ile incelemeden ne Yahudilerin dünyayı hakimiyetleri altına alma sebeplerini öğrenebiliriz, ne de günlük hadiseleri anlayabiliriz’’ diyor Luis Marschalko. Sonra devam eder. ’’Yahudi’’ kelimesini tabu haline getirerek, şahısların fikirlerini açıklamalarına mani olmakta; böylece dünya üzerinde yaşayan insanların içinde bulundukları tehlikeyi görmediklerinden emin olmak istemektedirler.’’

                Tehlike nedir sorusuna, ABD nin kurucu babalarından sayılan Benjamin Franklin (1706-1790)şöyle cevap veriyor. ’’ABD için büyük bir tehlike vardır. Bu büyük tehlike  Yahudi tehlikesidir. Eğer bu Yahudiler ihraç edilmezlerse 200 yıl içinde çocuklarımız Yahudileri doyurmak için tarlalarda çalışmaya mecbur olacaktır.’’( İhracı düşünecek kadar Yahudi düşmanı bir adamın resmi, 100 doların arka yüzünde  hala nasıl duruyor sorusuna  takılmadım  da değil.)

                Şu anda ABD çocuklarının Yahudileri doyurmak için tarlalarda çalışıp çalışmadığını bilmiyorum ama Kudüs sokaklarında, Yahudi askerlerinin manevi ipleriyle dolaştırılıp Filistinli Müslüman avına çıktıklarını biliyoruz.

                Franklin’in bu öngörüye yaklaşık 230 yıl önce ulaşmış olması; O’nun Yahudi’yi iyi etüd etmiş olduğu anlamına geliyor elbette ama ABD çocuklarını masum tarla işçiliğiyle bırakmış, Müslüman(az kaldı) sonra Hristiyan öldürtmek  için bir tetikçi olarak kullanacağını, kaybolan hatıra defterinde belirtmemişse, bu öngörü ‘’sevgi’’ sözcüğünün anlamını bilmeyen Yahudiyi tanımlamada eksik hatta yetersiz kalır diyebiliriz.

                1890 yılında Odesa Yahudilerinin elinde aslının bulunduğu iddia edilen ve 14 Mayıs 1935 de İsviçre mahkemesi tarafından sahte olduğu kararı verilen ‘’Siyonun Münevver Büyüklerinin Protokolleri’’, İsviçre Temyiz Mahkemesi tarafından bozulur. Temyiz mahkemesince bozulmasına rağmen alt mahkeme kararını esas alan(işlerine öyle geliyor) Yahudiler, bu protokolde neler varsa  aynen uygulamış hatta protokolü hazırlayanlar bu kadarını beklemediklerini itiraf etmişlerdir.

                Peki, bu protokolde ne vardı? Protokol üç merhalede dünya hakimiyetini hedefliyor.

                Birinci merhalede para ve kapitalizm üzerinde Yahudi hakimiyeti kurmak. Basının etki gücünü artırmak ve yaygınlaşmasını sağlamak, kanuni sistemleri bozmak, çalışan sınıflar arasında hasedi ve kini tahrik etmek, cemiyetlerin ve devletlerin arasına ihtilaflar sokarak savaşlar çıkarmak birinci  merhalede yapılması gerekenlerdir.

                İkinci safhada altın ve yeraltı gizli örgütler eliyle genel kriz  çıkararak Avrupada milyonlarca işçiyi sokaklara döküp beşikten beri kıskandıkları cinslerini katletmeleri sağlanacaktır. Bu eylemlerden ve katliamlardan Yahudiler etkilenmeyecek. Çünkü zamanını ayarlayan kendileri olduğu için tedbir alacaklardır.(ABD de 11 Eylül saldırısında kulelerde binlerce Yahudi çalışmasına rağmen o gün hiçbir Yahudinin bulunmaması onların şanslı insanlar olduğu (!) anlamına geliyor.)

                ‘’Fransız ihtilalinin bütün planlarını biz yaptık’’ diyor Protokol III  ve devam eder. ‘’O zamandan beri insanları bir büyüden diğerine sürükleyip duruyoruz ki sonunda dünyayı şimdiden hazırladığımız siyon kanından Kral-Despot tarafına dönsünler’’ altın vuruşuyla(!) üçüncü safhaya geçildiği imasında bulunur.

                Kapitalizm zaten Yahudiyle özdeş; her komünist devletin başındaki idareci Yahudi; her diktatör diye etiketlediği lider de anti Siyonisttir.

                 Olayların kronolojik sırasına bakınca yukarıda anlatılanları görmüyor olabilir miyiz? Ancaaak  tüm  hesapları yapan  Allah’a rağmen bütün devletleri Yahudilerin yönetmesi ideali kendisinin yok olmasıyla yok olacaktır. Filistin  halkına yaptığı zulüm bu yok olmanın sinyalini almış olmasının sonucudur.

                  Biraz daha sabır ve gayret. Allah ruhumuzu Ramazan neşesiyle donatsın.Selamlar.      

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sıtkı Yonca Arşivi
SON YAZILAR