Hamdi Bağcı

Hamdi Bağcı

Zengin olan iyi insan olmaz, değerli olmaz, zengin olmak başka şeydir, değerli olmak başka...

Zengin olan iyi insan olmaz, değerli olmaz, zengin olmak başka şeydir, değerli olmak başka...

Evet, zengin olmak başka şeydir değerli olmak, iyi insan olmak başka şeydir dostlar. Bir insan zengin olduğunda değerli olmuş olmaz, kıymetli olmuş olmaz, fakir de zengin de değerli olabilir ama değerli olmanın ölçüsü kesinlikle para değildir. Sanırım aklı başında her insan, son yıllarda yaşanan birçok husustan ciddi ıstırap duyuyordur. Değersiz olduğu her haliyle ortada olan insanlar üç kuruşluk zenginliği için tepemize çıkarılıyor, değerli insanlar örselenirken, dışlanırken, ötelenirken, adeta içlerine gömülürken, değersiz, karaktersiz, hırsız, yalancı, şantajcı, şahsiyetsiz onlarca insan ise zengin diye iltifat, iltimas görüyor. Oysa, dünyada amacımız zengin olmak değildir, zengin olmuş olan her şeyi başarmış adam olmuş insan değildir. Zengin olmak başkadır, adam olmak bambaşkadır. Bu dünyada başarmamız gereken yegane amaç zengin olmak da değildir. Mütefekkir olmak, entelektüel olmak, nezaketli olmak, kitap okumak, okumak, okumak ve okuduğundan süzülen damlarla da yazmak, musiki icra etmek, gezmek, baharı görmek, şiir okumak, çiçekleri hissetmek, denizin dalgalarında savrulmak, muhabbet etmek… Alın teri ile evinin iaşesini kazanmak, haram yememek, yalan söylememek, haksızlık yapmamak, devlet malı yememek, merhametli olmak… Bunların hiçbir değeri yok mu bu dünyada? Zenginsen, nasıl kazandığının da mı bir önemi olmuyor? Zengin ol, iyi araban olsun, iyi evin olsun, marka takıl, marka giy, marka ye… Tamam mı ağam hayatı başardık mı? Bu olabilir mi yaşamanın anlamı?

Dostlar, biliyorum birilerine muhtaç olmak gerçekten çok zordur ve hem de çok kötüdür. Kimseyi kimseye muhtaç etmesin Allah… Muhtaç olmayacak kadar kazanmak yetmiyor mu insanlara? Çağımızın değer yargıları da ortada… Bir insanın parası varsa, nereden, nasıl kazandığının hiçbir önemi olmuyor, çevresinde binlerce insan pervane oluyor, bunları da görüyoruz. Nice dostlarımı hatırlarım, makam, mevki para yokken kıymetli insanlardı, makam mevki ya da para ellerine gelince hepsinin birer kibir abidesi olduklarına, inanın üzülerek, kırılarak, hatta parçalanarak şahitlik ettim. Bu hale gelebilmek… Heyhat… Allah’a sığınırım. Camiye gidiyorum, bir adam imamın arkasına duruyor. Soruyorum, “hafız mı beyefendi?” diye… “Yok ama zengin” diyorlar. Nasıl yani zengin olan değil ki, imam yanılırsa onu düzeltebilecek insan durur o makama… Bana malını mülkünü anlatmaya başlıyorlar. “Nasıl kazanmış bu kadar parayı?” diyorum, ses yok. Bakıyorum bununla ilgilenen de yok. Adam, çalarak, çırparak, gasp ederek, yalan söyleyerek, devlet malı yiyerek, haksız ihale alarak, şantajla, sömürerek, çökerek zengin oluyor. Bunları görüyoruz… Ama adam aymaz, utanma yok, ar perdesi zaten yırtılmış, utanmadan "Allah'a şükür, Allah verdi." diyebiliyor. Köşklerde oturuyor, lümpen hayatının bayağı zevklerini sürdürmek için milyonlar harcıyor ve oturduğu mekâna da “Mülk Allah’ındır” yazdırmış… Arada bir de umreye gidip geliveriyor. Kadının, emeğini, günahsız çocukların emeğini çalmış, insanlara zerre miskal acımıyor, olan yanlışları gördüğünde, “kader” deyip geçiyor. Haksız yere devlet ihalesi alıyor, 10 liraya aldığı ihaleye yaptığı ve yapılırken de hiçbir noktasına elini bile sürmediği binaları milyonlara satıyor, sattıkça semiriyor, semirdikçe kibri artıyor, kibri arttıkça da ona daha iyi insan, Müslüman, cennetlik, dememizi bekliyor. Ona bakıp, “bak nasıl başardı” diye hayran olmamızı istiyor… Sanki cenneti garantilemiş, sanki ona yalakalık yapanlar onu ahirette sorgulayacak ve hesap vermesine de torpil yapacaklar, sanki bu yalan dünyanın hiç hesabını vermeyecek. Böyle bir devran güzel bir devran olur mu? Bu hayırlı bir süreç olabilir mi? Dostlar çocuklarımıza zengin ol da nasıl olursan ol mu diyeceğiz? İyi insan olmayı öğretmeyecek miyiz? Dürüst insan olmayı öğretmeyecek miyiz?

Şimdi size soruyorum, haramla kazandığı parayla binlerce insanı satın alan insan mı değerli? Yoksa milyonları bırakın milyarlara satılmayan, haysiyetli, karakterli ama hayatını takıl tokmak sürdüren, onurlu olan, haysiyetli olan, yalan söylemeyen, yanlışa yanlış diyen, çocuklarını değerli insan olsunlar diye zorluklarla yetiştirmeye çalışan insan evladı insan mı değerli? Sanki toplumumuz değer ölçülerini formatlamalı. Yok kardeşim bu dünya için birilerinin bir yerlerini yalamaya gerek yok, onurlu ol, haysiyetli ol, devrin dümbelekleri malı götürüyor diye nasıl kazanıldığı belli olmayan sermayeye sahip olmaya çalışma… Haysiyetli olmak, değerli adam yapar insanı… Ama kalleşçe, hayasızca, yalanla kazanılan paranın bir insanı değerli meğerli yaptığı yok… Ancak yanacağı ateşini harlar bu para insanın.

Ramazan ayında bu muhasebeyi yapmayacaksan soruyorum size Ramazan nasıl mübarek olacak. Biraz olsun bizleri değerli olma noktasına taşımayacaksa nasıl Ramazan’ın feyzinden nasiplenmiş olacağız? Adam küçücük bir dükkânı varken, şimdi devasa mala mülke sahip olmuş. Nasıl olmuş bu kardeşim? Diyen yok. Önüne gelen zengin diye o varlıklıya yalakalık yapıyor, değerliymiş, dünyada her şeyi başarmış gibi bir algı oluşturuluyor. Değil kardeşim o adam değerli değil, zengin olabilir ama değerli değil. Zengin demek değerli demek değildir. Zengin olmak başka bir şeydir, değerli olmak başka… Oturduğu ev, bindiği araba da değerli yapmaz bir insanı. Umreye gitmek de değerli yapmaz. İşte bunu anlatabilmemiz, bunu ortaya koyabilmemiz, bunun da gereği olarak, değerli nesiller yetiştirmemiz gerekiyor.

Adam bir makama gelmiş, profesör normalde, bir konuşuyoruz, oturduğu makamı bile bir başka makama geçebilmek için ara alan olarak görüyor. Oysa bilim insanısın, ilim insanısın bundan daha değerli makam mı olur? Neden sabah rüzgarıyla gelmiş, akşam rüzgârı ile savrulup gidecek tiplerden makam mevki, himmet dileniyorsun? Yapma yahu, yapma.

Allah hiçbirimizi kendinden başka hiç kimseye, hiçbir güce muhtaç etmesin. Düşmez kalkmaz bir Allah, insan bu dünyada her şeyle yüzleşmek zorunda kalabiliyor, neticede bir hayvanın başka bir hayvanı yediğinde kendini iyi hissettiği, başarılı hissettiği bir yer dünya… Ama biz insanız dostlar, bir başkasını yemek zorunda değiliz, dünya için birbirimizi harcamak zorunda değiliz.

Fatır Suresi, 10. Ayette Rabbimiz, “Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları boşa çıkıp bozulur” diyor. İzzet Allah’tan istenir dostlar, paradan, makamdan değil.

Zengin olunca değil, onurlu olunca, çalışkan olunca, birilerinin hakkını gözetince, canlıları sevince, her canlıya karşı hassas olunca, yere tükürmeyince, yerdeki çöpü kaldırınca, trafikte başkasına saygı duyunca, helalinden kazanınca, kazandığımızı paylaşınca, yetimin başını okşayınca, adil olunca, herkesin hakkını kendine teslim edince, fakiri fukarayı gözetince, kadınlarımıza, kızlarımıza değer verince, onların iffetlerini korumaları noktasında destek olunca, Rabbimize içten gelen samimi bir duyguyla iman edince ve Rabbimize yönelince değerli insan olabiliriz. Ey Müslüman, hakikat mi değişti? Bu gidiş nereye?

Konu önemli, konu nesil yetiştirmekle ilgili, medeniyetimizi korumakla ilgili dostlar... Elbette bu konuya devam ederiz. Bugünlük de bitirelim.

Hepinize güzel ve bereketli bir hafta sonu diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi
SON YAZILAR