Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal 300 Puan İndi De Ne Oldu? Ne Olacak?

300 Puan İndi De Ne Oldu? Ne Olacak?

Ülkelerin maliye, para ve gelirler politikası ile ilgili alacakları kararlar, her şeyden önce kendi iç dinamiklerine bağlıdır. Uygulanmaya konması düşünülen politikaların genişletici veya daraltıcı olup olmayacağı, ekonomilerin yaşadıkları enflasyonist veya deflasyonist ortamda bulunmaları arasında yüksek derecede doğrusal bir korelasyon vardır. Bununla birlikte ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan küreselleşmenin hemen tüm ülkeleri kuşattığı günümüzde, küresel ölçekte önemli paya sahip ABD, Japonya, Almanya, Çin gibi ülkelerin reel ve finansal sektör ile siyasi ve askeri alanda alınan kararlardan ülkelerin ekonomi politikaları ister istemez etkilenmektedir. Ülkelerin başta finansal araçları ihraç etmesi veya satın alması yanında giriştikleri doğrudan sabit yabancı yatırımları artırıp azaltmaları yönündeki politikaları, kendisi dışındaki ekonomilerin gidişatında önemli değişikliklere yol açabildiği de yadsınamaz bir realitedir.

Dünya ekonomi pastasının önemli bir kısmını oluşturan ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa gibi gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasında başı çeken Çin ve Hindistan’da ortaya çıkan gelişmeler, günümüzde her ekonomiyi etkilemektedir. Burada dikkat edilmesi ve bilinmesi gereken nokta, global çapta sonuçlar doğuracak boyuttaki gelişmelerden her ülkenin aynı derecede olumlu veya olumsuz farklı tepkiler gösterdiğidir. Örneğin FED, ECB, PBOC, BOE gibi merkez bankaları ile hükümetlerin, genişletici veya daraltıcı politikalarının sonuçları Türkiye’de, G. Kore’de ve Rusya’daki etkileri aynılık göstermediği gibi, tepkisel olarak yürüteceği ekonomi politikalarının da her bir ülke için farklılıklar içereceği açıktır. Örneğin FED’in tahvil ihraç etmesi veya satın alması ya da Çin’in diğer ülkelerdeki doğrudan yabancı sabit yatırımlarını artırması, azaltması veya dış ülkelerin Çin’de yapacakları finans ve reel sektör yatırımlarını zorlaştırıp kolaylaştırmalarının dünya ekonomisinde etkileri aynı olmayacaktır. Anlatılmak isteneni daha net bir şekilde ortaya koyabilmek için somut bir örnek vermek gerekirse, Covid-19 salgınında neredeyse piyasaların tamamına yakınının adeta kilitlenmesi nedeniyle ülkemiz gibi bir çok ekonomi durgunluğa girerken, Çin gibi bazıları ise ekonomilerinin güçlü olmasından dolayı ekonomilerine enjekte ettikleri (faizsiz yada uzun süreleri kapsayan çok düşük faizli kredi, vergi ertelemeleri, çitçilere yapılan karşılıksız parasal ve maddi (gübre, ilaç, tohum vb.) desteklerle minimum zararla hatta güçlenerek çıkmayı başardılar. Verilen iki ülke örneğine bakıldığında Türkiye’nin enerjide büyük oranda dışa bağımlı olması, ileri teknoloji üretiminde ve ihracatında savunma sanayi hariç orta düzeyde kalması, dış ticaret ve cari açık vermesi öne çıkarken, Çin’in ise her ne kadar gelişme yolundaki ülkeler grubunda olsa da hem çok sayıda hem de ucuz üstelik kalifiye işgücüne ve enerjiye sahip olması, dış ülkelerden doğrudan yabancı sermaye yatırımları alabilmesi, dünyanın en büyük ve gelişmiş ülkesi konumundaki ABD ile olan ticari alışverişleri yanında genel anlamda dış ticaret fazlası vermesinin, kendi iç ekonomik dinamiklerinin güçlülüğüyle açıklanabilir.

TCMB’nin politika faizini 300 baz puan aşağı çekerek %46’dan %43’e, gecelik borç verme faizini %49’dan %46’ya, gecelik borçlanma faizini de %44,5’ten %41,5’e düşürdü. Sonrasında yapılan açıklamada enflasyonun ana eğiliminin Haziran’da yatay seyrettiği, ancak öncü verilere göre Temmuz’da aylık enflasyonun geçici olarak artacağına dikkat çekilirken, enflasyon trendinin ihtiyatla takip edileceği belirtildi. Genel anlamda – ceterisparibus - faizin düşürülmesi yatırımları artıracağı söylenir ki - vice versa - doğrudur da. Aynı hükümet tarafından faizin düşürülmesi uygulaması denendi, başarısız diye vazgeçildi, ancak yeniden uygulanmaya başladı. Soru şu, hangisi doğru? Yada çarenin, salt faiz politikasında değil, diğer politikalarla birlikte ve uyumlu olması, olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi

Hangisi gerçek?

01 Aralık 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (15/son)

24 Kasım 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (14)

17 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (13)

10 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (12)

03 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (11)

27 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (10)

20 Ekim 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (9)

13 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (8)

06 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (7)

29 Eylül 2025 Pazartesi 00:00