Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında Cuma günü meydana gelen grizu patlaması sonucu 41 işçi hayatını kaybetti.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında patlama sırasında mesaide olan 110 işçiden 58’i madenden sağ-salim çıkarken 11 işçi de yaralı olarak kurtarıldı.

Ambulans uçakla İstanbul’a götürülerek Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alınan 6 işçiden 5’inin durumunun ağır olduğu açıklandı.

Acısı tüm ülkede hissedilen felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dilerim.

Rızkını kazanmak için yerin metrelerce altında ter döken onlarca işçi kardeşimiz geride yürekleri sızlatan hüzün verici birçok hikaye bırakarak aramızdan ayrıldı.

Kazanın enine boyuna soruşturulacağından, herhangi bir ihmal ya da kusur olup olmadığının ortaya çıkarılacağından ve varsa sorumlularının cezalandırılacağından kuşkumuz yok.

Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve kafalarda soru işareti kalmaması için başlatılan tahkikat beş savcı tarafından yürütülüyor.

Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın maden felaketinde hayatını kaybeden veya yaralanan işçilerin ailelerinin acılarını hafifletmek ve yaralarını sarmak için gerekli her şeyi yapacağına inanıyoruz.

Maden ocaklarında yaşanan bu tür kazalarda can kaybı ne yazık ki yüksek oluyor.

O nedenle tedbirlerin ve denetimlerin en üst düzeyde olması, madenlerde en ileri teknolojinin kullanılması gerekir.

İş güvenliği ve işçi sağlığı noktasında standartları sağlayamayan maden ocaklarının çalışmasına asla izin verilmemeli.

Bununla birlikte her şeye rağmen beklenmedik bir takım gelişmelerin yaşanabileceği ve en son teknolojiler kullanılsa bile kazaların olabileceği de unutulmamalı.

Maden ocağındaki patlamanın hemen ardından devletimiz tüm imkanlarıyla Amasra’daydı.

Bakanlardan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da felaketin yaşandığı bölgeye giderek patlamada hayatını kaybeden işçilerin aileleriyle görüştü ve acılarını paylaştı.

Dost ve kardeş ülkelerin, hatta ilişkilerimizde bir takım sorunların olduğu ülkelerin bile devlet başkanları, başbakanları ve bakanları taziye mesajları yayınladılar.

Ülkemizdeki muhalif politikacılar da böyle durumlarda insanların acılarını ve gözyaşlarını ucuz hesaplarla istismar etmeye kalkışmaktan ve politika malzemesi yapmaktan artık vazgeçmeliler.

Benzer her olayda olduğu gibi Cuma günü maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından da yine sosyal medya aracılığıyla asılsız haberler yayarak halkı kışkırtma girişiminde bulunanlar çıktı.

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), sosyal medya platformlarında patlamaya ilişkin provokatif içerikli paylaşımlarıyla vatandaşları kin, nefret ve düşmanlığa alenen tahrik eden 12 hesap yöneticisi hakkında adli işlemlerin başlatıldığını duyurdu.

Uzun süredir çıkmasını beklediğimiz sosyal medya yasası geçenlerde Meclis’te kabul edildi.

Yalan terörüne ve provokasyonlara karşı mücadelede top şimdi yargının sahasında.

Savcılarımızdan ve hakimlerimizden sosyal medya aracılığıyla Türkiye’ye operasyon çekilmesine izin vermemek için yasayı etkin bir şekilde uygulamalarını bekliyoruz.

Amasra’da yaşanan felaketten ders çıkarıp benzer bir olayın yeniden yaşanmamasını sağlayacak ve kazaların kaçınılmaz olduğu koşullarda bile can kaybını en aza indirecek ek tedbirlerin alınması Türkiye için artık lüks değil.

Allah ülkemizi her türlü beladan ve musibetten korusun.