Şenol Metin

Şenol Metin

Akademik klanlar

Akademik klanlar

Cumhurbaşkanımızın Yükseköğretim akademik açılış töreninde ve ardından da İbn Haldun Üniversitesi açılış töreninde yaptığı konuşmada ‘Fikri İktidar, Kültürel İktidar’ bağlamında eğitim reformu ve bu reformda üniversitelerimizin alması gereken insiyatife dair önemli açıklamalarda bulundu, Yükseköğretim Burokrasisine yeni bir rol tanımlaması yaptı, maniplasyon tehlikesine dikkat çekti. Cumhurbaşkanımız, 2 yıl kadar önce de Kayseri Erciyes Üniversitesi akademik açılış töreninde, üniversitelerde örgütlü ideolojik kirli networkları deşifre etmiş, ‘Bunların varoluş gayesi  akademik tekamül değil, akademik klanların tetikçiliği yapmaktır.’ diyerek sert bir ‘farkındayız’ mesajı vermişti.

Yükseköğretim sistemimizde yapısal bir reform için en önemli engel Akademik Klanlardır.

Akademik Klanlar, 29 Ekim 2016’da rektör seçim sisteminin değiştirilerek atama sisteminin kurulması ile büyük bir darbe aldı.

2016 öncesini hatırlatalım; rektör seçim sürecinde her bir Klan, rektör adayları ile pazarlık yapar ‘bizim şu kadar oyumuz var, şu fakülteyi istiyoruz.’ der ve kendilerine hegemonya alanları oluşturdu. Daha sonrasında ise yapılan pazarlık çerçevesinde klanın devamını sağlayacak süreç başlardı.  ‘İstediğim adamı alamayacak mıyım! Burada benim istediğim adamdan başkası öğretim üyesi olamaz, asistan dahi olamaz!’ diyen Akademik Klanlar, ilk kez 2016, 29 Ekim'inde çıkan 676 Sayılı KHK ile büyük bir darbe yedi. Rektör seçim sisteminin ‘ne kadar seçim denebilirse’ atama sistemine dönüşmesi ile ellerindeki en güçlü silahı kaybettiler.

Ardından Akademik Klanların elindeki bir diğer silah ‘Doçentlik Sözlü Sınavı’ Cumhurbaşkanımızın ‘kaldırın’ açık talimatına rağmen Akademik Klanların örgütlü formu Yükseköğretim Oligarşisi direnmeye devam etti. Nihayetinde Cumhurbaşkanımızın ‘Doçentlik Sözlü Sınavını Kaldırın!, Akademik Yükselmenin önündeki engelleri kaldırın!’ talimatını ikinci kez vermesi üzerine TBMM’nin 7100 Sayılı Kanun ile unvanda kaldırdığı Doçentlik Sözlü Sınavını Yükseköğretim Oligarşisi, doçentlik kadrolarına atanmada  kalite kaygısı ve üniversite özerkliği kavramları maniplasyonunda ihdas etmeyi başardı. TBMM’nin iradesini yok sayarak, Cumhurbaşkanımızın iradesini yok sayarak 80'e yakın üniversitemiz Doçentlik Sözlü Sınavı yapmaya devam etti. Ancak 2 yıllık bir periyotta aklı selim galip geldi ve 20 civarında üniversitemiz haricinde sözlü sınav kalktı, insiyatif alan rektörlerimizi tebrik ediyorum. 

Akademik Klanlar, Rektör Atama Sistemi ve Doçentlik Sözlü Sınavı üzerinden kaybettikleri mevziyi telafi için bu seferde Akademik Yükseltilme Yönetmeliklerinde dil, yayın, puanlama vb. kriterler ile akademik yükselmeyi zorlaştıracak bir sistem tasarladı. Yeni bir filtreleme sistemi kurularak Akademik Klan devamlılığını sağlamaya çalışıyor. Cumhurbaşkanımızın ‘doçentliğin önündeki engelleri kaldırın, akademik yükselmenin önündeki engelleri kaldırın.’ talimatına rağmen Akademik Klanın propagandasının etkisindeki üniversite yöneticilerimiz umarım bu klanın kirli stratejisini farkeder.

Akademik Klanın ne yapmak istediğini biliyor, görüyoruz. Türkiye, Eski Türkiye olmadığı gibi, Akademide eski Akademi değildir. Rektör Atama Sisteminin değişmesi ve Doçentlik Sözlü Sınavı’nın kaldırılması ile ölümcül yara alan Akademik Klana Akademik Yükseltilme Yönetmelikleri ile hayat öpücüğü verilmektedir. Üniversitenin yapısı ve stratejik amaçları ile uyumlu olmayan kriterler ihdası ile, monşerlere alan açacak Yüksek Dil puanları ile, Uluslararası Yayın Kriteri ile Akademik Klanın ömrü uzatılmaktadır.

Sahi, Türkiye'nin bin zorlukla ürettiği bilgiyi müesses nizama peşkeş çeken yabancı yayın mecburiyeti gibi bir kriter ile ne amaçlanmaktadır?

Ahir Kelam;

Akademik tekamül için hiçbir gayreti olmayan, neopotizmin en iğrencini yapan, mobbingi kurumsallaştıran Akademik Klan, işgal ettiği konumunu/statüsünü kaybetmemek için her türlü söylemi kullanmakta, akademik yükseltilme yönetmeliklerinde ihdas edilen kriterler ve kural koyma tekelinin sağladığı avantajlar ile akademik yükselmeleri kontrolüne almakta ve Cumhurbaşkanımızca atanan rektörlerin çözüm üretmesini engellemekte, yalnızlaştırmakta ve kendisine tabi hale getirmektedir.

 Evet oyunu görüyoruz, gereğini de yapacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi
SON YAZILAR