Benim yazılarımı takip edenler bilir, daha çok Azerbaycan ve Türk Dünyası ile ilgili yazılar yazarım. Ama arada-sırada olsa da Konya’ya ilgili yazılarım olur. Bu seferki yazım da yine böyle bir yazı olacak. Çünkü, benim ve ailemin bu şehre bir vefa borcu var.

Malum, yaklaşık bir hafta önce, Konya Belediyesi'ne bağlı bir hayvan bakımevinde, can taşıyan kimselerin asla kabul edemeyeceği bir olay yaşandı. Görüntüler gözümün önüne geldikçe hala ürperiyorum. Videoyu ilk izlediğim akşam, sabah kadar o görüntüler gözümün önünden gitmedi. Yaşananlar çok vahşice bir olaydı. Bunun hesabı mutlaka sorulmalı idi ve soruldu da. Çok geçmeden Belediye olaya el attı. Hemen o gün, yaşananlar ile ilgili derhal soruşturma başlatıldı ve en kısa sürede failler tutuklandı. Yeter mi? Bence yetmez. Sadece bu işin failleri değil, ihmalkarlar ve buna, bildiği halde göz yuman herkes hakkında işlem yapılmalıdır ki, bir daha böyle bir olay tekrarlanmasın.

Yukarda anlattıklarım olması gerekenlerdir. Şimdi ise olmaması gerekenleri anlatacağım. Olaydan hemen sonra Konya Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Uğur İbrahim Altay hakkında ağır bir karalama ve linç kampanyası başlatıldı. Elbette, yaşanan olay vahim bir olay fakat, mantıken düşününce olayda bir tutarsızlık var. Zira sahipsiz havyalar için o kadar yatırımlar yapan, modern hayvan bakımevi, yine hayvanlar için “Canbulan” isimli ambulans tipli araçlar tesis eden yine Konya Belediyesidir. Hatta soğuk havalarda ve özellikle karantina süreçlerinde hayvanların aç kalmaması için zabıtalara yem dağıttıran, şehrin dört bir tarafında sokak hayvanları ve kuşlar için evleri yaptırıp onlara yem tedarik eden yine aynı belediyedir. Bunları yapan başkanın bilerek ve isteyerek bu vahşete göz yumması mümkün değildir. Hem de o vahşetten birkaç gün önce, Cumhurbaşkanının Konya’yı örnek göstermesinden sonra. Ayrıca, yaşanan olayın yine Cumhurbaşkanın Konya’yı ziyareti zamanına denk gelmesi de manidardır. Ben zaten tesadüflere inanmam ama burada başka planlar olduğu düşüncesindeyim. Zira sosyal medyada gördüklerim de bu fikrimi doğruluyor.

Yaşanan bu elim olaydan sonra Uğur Başkanın hesabı olumsuz yorumlar ile adeta dolup taştı. Elbette bunların içersinde gerçek hayvan severler de var ki tepkilerini ve eleştirilerini medeni şekilde ilettiler. Buna sözüm yok. Ama yapılan konudan bağımsız karalama yorumları ve hatta bu yorum sahibi bazı hesapların sahte olması işin başka boyutundan haber veriyor. Böyle elim olaylar bu yıl içersinde başka büyük şehirlerde de yaşandı. Fakat, hiç belediye ve belediye başkanı hakkında bu kadar karalama ve linç kampanyası yapılmadı. Hatta, durum o hale geldi ki, Başkan Altay’ın paylaştığı şehit haberlerinin altına bile şehitlerimize rahmet okunmadan direk karalama kampanyası yapılıyor. Bu da işin, hayvan severlikten değil, siyasetten olduğunu ortaya koyuyor. İnsan söylemeden geçemiyor şehit olan o evlatlarımızın, köpekler kadar da değeri yok mu?

Bazı kendini bilmezler daha da ileri gidip, Konya halkına bile dil uzatmaya başladılar. Hesaplardan bazılarına şahsen girip baktım, bu kişiler Konya’ya ayak bile basmamış kimselerdir. Ben Türkiye’de 30 yakın şehir gezdim, bu şehirlerin çoğu Konya Belediyesinin yaptığı hizmetleri, rüyasında bile görmemiştir.

Konyalıların insan ve mahlukatlara yaptıkları hizmetin zekatını bile veremeyecek kimseler, değil, Konya’nı kötülemek Konya’nın adını bile anmasın lütfen! Diyeceklerim bu kadar…