Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Asgari ücret tamam ama…

Asgari ücret tamam ama…

Sevgili okurlar, hepimizin merakla beklediği asgari ücret sonunda belli oldu.
                     
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretin yüzde 50.44 seviyesinde artırılarak 4 bin 250 TL olduğunu duyurdu.  Söz konusu artış son 50 yıldaki en yüksek artış oldu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce zikretmişti. Hakikaten de zikrettiği gibi fevkalade bir artış oldu.
 
Benim izlenimlerime göre pek çok kişi 4 bin liranın altındaki ücrete razı gelmiyordu ama umutsuz bir biçimde de 3800 lira bandında bir açıklama olacağını düşünüyordu. Birçok çalışan, bu kadar yüksek bir artışın yapılmasını beklemiyordu.
 
Buna istinaden daha önceki yazılarımda da asgari ücretin 4 bin liradan aşağıda olmaması gerektiği, hatta 4100-4200 civarı bir rakam verilmesi gerektiğini söylemiştim. Çünkü piyasa gerçekleri bunun çok daha fazlasını gerektiriyordu.
 
Hem asgari ücreti belirleme komisyonu hem de Sayın Cumhurbaşkanı bu gerçeklere gözünü kapatmadan güzel bir karar vermiş bence.
 
Bu yazıyı yazdığım esnada şöyle bir sosyal medya taraması yaptım. Hiçbir şeyden memnun olmayanlar korosunu bir kenara bırakırsak, birçok vatandaşın moral bulduğunu ve mutlu olduğunu gördüm.
 
Öte yandan asgari ücretten alınan gelir vergisi ile damga vergisi de kaldırıldı. Son yazımda buna da değinmiştim, iş verenin yükünü azaltan bu hamle de çok yerinde oldu.
 
DEVLETİMİZ ACIMASIN, CANIMIZI YAKANIN CANINI YAKSIN!
 
Vatandaşın, kazancında büyük bir iyileştirme yapılmaya gerçekten çok ihtiyacı vardı. Özellikle gıda, barınma başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerinde ortaya çıkan fiyat artışları vatandaşı inim inim inletiyordu.
 
Bu rakam, şimdilik çalışanlara ilaç gibi geldi. Şimdilik diyorum çünkü; devletin bugünden itibaren çok daha farklı bir reaksiyon almaya başlaması lazım.
 
Verilen bu güzel zammın birkaç hafta içerisinde eriyip buhar olmaması için devletimizin tüm aygıtlarıyla birlikte acilen sahaya inmesi kapı kapı denetim yapması gerekiyor.
 
Bakın, geçtiğimiz gün Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nca otomobil stokçularına yönelik 50 ilde başlatılan soruşturma çok iyi bir örnek.
 
Savcılık raporu çok ilginç.
 
Alçakların kurduğu sisteme bakar mısınız; bayiler, gelen sıfır kilometre araçları bayi fiyat listesi üzerinden piyasaya sürmek yerine ikinci el satışı da yapan bayilere veya galericilere satıyor. Sonra bu galericilerde tekel oluşturuluyor. Sonra da bu araçlar, bayi fiyat listesinin çok üzerinden satışa çıkarıyor.
 
Atıyorum bayide 500 bin TL olan araç, bayilerde araç kalmadığı bahanesiyle bu galericilerde 750 bin TL’ye satılıyor. Aradaki 250 bin TL’lik fark da galericilerle bayiler arasında kırışılıyor…
 
Ha bir de piyasada araç yok yalanının da ne boş olduğu ortaya çıktı. Savcılık bu konuda da açıklama yapmış.
 
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin yayınladığı raporlara göre 2021 yılında (aralık ayı hariç) 675 bin 107 adet sıfır kilometre otomobil satıldığı, 2021 yılında satılan otomobillerin 60 bin 216 adedinin ise kasım ayında satıldığı, 2021 yılı satış rakamları son 10 yılın satış rakamları ile karşılaştırıldığında fiyatlardaki artışın serbest piyasa ekonomisi gereğince arz talep ilişkisi ile açıklanamayacağı, otomobil arzında 2018 yılında toplam 620 bin 937 adet, 2019 yılında toplam 479 bin 60 adet, 2020 yılında toplam 772 bin 788 adet otomobil satıldığı tespit edilmiş.
 
Yani arz sıkıntısı değil fazlası bile var.
 
Bu soruşturmayı başlatan Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’na şapka çıkarıyorum ve soruyorum, bu ülkedeki diğer savcılıklar bu işlere neden el atmaz?
 
Bu soruşturmanın başta gıda maddeleri pazarı olmak üzere pek çok alanda benzeri yapılmalıdır!
 
Otomobil piyasasında dönen bu dolap, gıda-market ürünlerinde de dibine kadar yaşanıyor.
 
Birden fazla ürün satmayan marketler topu toptancıya atıyor, toptancı fabrikaya atıyor, fabrika bir başkasına atıyor…
 
Burada büyük bir dolap dönüyor.
 
Vatandaşın alın terini ailesiyle güle oynaya yiyebilmesi için, stokçu ve karaborsacı alçakların bu çarkına birinin çomak sokması gerekiyor.
 
Asgari ücret tamam, şimdi sıra denetimde.
 
Mutfaktaki ateş sönerse, vatandaş bu parayla geçinebilir.
 
Yeni asgari ücretin hem işçilere hem de iş verenlere hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR