Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Beklenen sensin!

Beklenen sensin!

Rahmet ve berekete her geçen gün daha da muhtaç olduğumuz bu dünyada, Ramazan ayının hepimiz için nimet ve bolluklar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, Mübarek Ramazan ayının şehrimize ve tüm İslam Alemi’ne hayır getirmesini diliyorum.
 
Sevgili okurlar, Ramazan ayında kendi muhasebemizi yapıp, hayatımıza çekidüzen vermeye çalışmak, ibadetleri artırmak, gündelik hayatın rutinlerinden uzaklaşabilmek gerekir.
 
Ramazan ayı, Müslüman’ın arınma ayıdır.
 
Günahlardan, kibirden, gıybetten, cimrilikten, öfkeden, düşmanlıktan ve bütün kötülüklerden arınmak için fırsattır.
 
Ramazan ayı manevi dinamikleri bakımından da toplumdaki tezahürleri bakımından da Müslümanların ruh dünyasındaki etkileri bakımından da çok verimli değerlendirilmesi gereken bir mevsimdir.
 
Ramazan ayı Müslüman’ın mektebidir, okuludur.
 
Oruç, teravih, Kur’an, zekat, fıtır gibi iyiliklerle bezendiğimiz bu ay, hepimizin kendimize çeki düzen vermemiz açısından bulunmaz bir nimettir.
 
Kendimize çeki düzen vererek, bundan sonraki ömrümüzü bu güzel hasletlerle süslemek zorundayız.
 
Üstad Necip Fazıl'ın da dediği gibi: "Dün geçti, Yarın var mı? Gençliğine Güvenme! Ölen hep ihtiyar mı?"
 
Sevgili okurlar, yarının ne olacağının belli olmadığı günlerden geçiyoruz. Salgın hastalıklar, savaşlar, kıtlıklar, ekonomik sıkıntılar peş peşe geliyor.
 
Tüm dünyanın ekonomik açıdan geçirdiği sıkıntılı süreçten ülkemiz de nasibini alıyor. Hayat pahalılığının geldiği noktada bir de fırsatçıların aç gözlülüğü ile büyük bir imtihan yaşıyoruz.
 
Bütün bunlara rağmen, yiyecek bir kuru ekmeğimiz var çok şükür. Hala nefes alıyoruz ve hala gelecekten umutluyuz.
 
İftar sofralarımız da sahur sofralarımız da pek çok insana göre zengin. Hatta gereğinden fazla zengin.
 
Hiç ölmeyecekmiş gibi yiyoruz, daha da kötüsü israf ediyoruz.
 
Maalesef israf konusunda çok cömertiz.
 
Müslüman kardeşlerimizin büyük bir kısmı açlık, yokluk ve zorluk içinde iken biz bol keseden tüketiyor, tüketemediğimizi de çöpe atıyoruz. Bunu yapan bizler bir de Müslümanlığımızla övünüyoruz…
 
Peki akşam ezanları okunduğunda yiyecek bir lokma ekmek ve içecek bir damla suyumuz olmasa ne yaparız acaba? İftarsız oruç tutabilir miyiz?
 
Bu soruyu kendimize sorup, yaptıklarımıza veya yapmadıklarımıza daha bir dikkatlice bakmalıyız.
 
İsraftan kaçmalı, infaka yaklaşmalıyız.
 
Biz yardımsever bir milletiz, paylaşmayı severiz. Dünyanın hangi coğrafyası olursa olsun, koşa koşa yardıma giden bir milletiz. Bu kadar güzel bir millete israf hiç yakışmaz değil mi?
 
Sevgili okurlar, konu yardımseverlikten ve infaktan açılmışken, yazımı bu sene yine mazlumlara ve mağdurlara el uzatan hayır kurumlarımızı anarak bitirmek istiyorum. Ramazan boyunca gazetemizde ve köşemde elimden geldiğince bütün yardım kuruluşlarımıza yer vermeye çalışacağım.
 
Bugünkü köşemde Türkiye Diyanet Vakfı’na yer vermek istedim…
 
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ile Diyanet İşleri Başkanlığı, “Kardeşliğimiz Zekatla Bereketlensin Beklenen Sensin” temasıyla çalışmalarını bu yıl da yürütüyor. TDV, hayırseverlerin desteğiyle Türkiye ve 83 ülkedeki 273 bölgede 10 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmayı hedefliyor.
 
Bizlere de bu sevaba ortak olmak düşüyor.
 
Türkiye Diyanet Vakfı’nın Konya Şubesi de bu sene Ramazan ayı için güzel bir hazırlık yapmış durumda. Konyalı hayırseverler, yine her zamanki gibi üzerlerine düşeni fazlasıyla yapacaktır.
 
Konya İl Müftüsü ve TDV Konya Şubesi Başkanı Doç. Dr. Ali Öge hocama ve ekibine başarılar dileyerek, bağış yapmak isteyenler için gerekli bilgileri aşağıya bırakıyorum.
 
Hesap Numaraları
Genel Bağış: TR30 0001 0004 6100 0019 7567 28
Zekat: TR03 0001 0004 6100 0019 7567 29
Fitre ve Fidye: TR73 0001 0004 6100 0019 7567 30
 
Bir kişilik fitre bedeli 40 TL’dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR