Gelelim fasulyenin faydalarına
Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe maçında sergilenen rezil oyundan ve alınan mağlubiyetten sonra, açıkçası konuşulacak pek bir şey yoktu. Kayserispor karşılaşması ise bizim için bir ölüm kalım maçıydı, biz ölmeyi tercih ettik.
Kayserispor maçı mutlak galip gelmemiz gereken bir karşılaşmaydı. Rakibimiz direkt alt sıraları paylaştığımız bir takım ve aramızdaki puan farkı sadece ikiydi. Durumun vahametini bilerek bu maça çıkacağımızı umuyordum, fakat mevcut oyuncu grubunu ve eksik bölgelerimizi düşündüğümüzde, dürüst olmak gerekirse bu takımın herhangi bir maçı kazanması mucizelere kalmış durumda. O mucize gerçekleşmediği gibi, son dakikada yediğimiz gol tam anlamıyla büyük bir yıkıma sebep oldu.
Bu maçta hem oyuncu hem de oyun bazında ufak değişiklikler göze çarptı. Sezonun ilk haftasından beri her maça 11’de başlayan Melih, bu kez kulübedeydi. Orta sahada Jin-ho’nun önünde Bardhi ve Bjorlo görev yaptı. Savunurken dörtlüye dönsek de top bizdeyken Guilherme stoperlerin soluna geçip tandemi üçledi. Genişliği Andzouana ve Pedrinho ile sağlayıp Muleka’ya daha serbest bir rol verdi Çağdaş Hoca. Uzun süredir Muleka’yı çizgide heba ettiğimizi söylemekten dilimde tüy bitmişti, ilk kez farklı bir pozisyonda oynatıldı ve bence çizgi performansından çok daha etkiliydi.
İlk yarıyı, rezalet bir oyun sonucu isabetli şut çekemeden tamamladık. Bahadır’ın ekstrem kurtarışları olmasa devreyi iki farklı geride kapatmamız işten bile değildi. İkinci yarıda ise daha çok hücumu düşünen ve daha organize oynayan bir Konyaspor vardı. Zaten bu baskının sonucu olarak 63. dakikada golü bulduk. Hatta golden sonra da ciddi pozisyonlar ürettik. Özellikle 80. dakikalarda rakip ceza sahası içinde defalarca şımarıkça paslaşmak yerine, sorumluluk alabilecek bir oyuncumuz kaleye vurmayı düşünseydi belki bugün 3 puanı konuşuyor olacaktık.
Kaybedilen puanlarda Çağdaş Hoca’nın da hatalı olduğunu düşünüyorum. İlk yarıdaki kötü oyun bir yana, hocanın oyuncu değişiklikleri tam bir fiyaskoydu. Utku’nun oyuna girip sağ beke geçmesi, Yasir’in yerine Calusic’in dahil olması ve orta sahayı kuvvetlendirmek yerine sahadaki tek diri adamın oyundan alınması maçı rakibe teslim etti.
Netice itibarıyla ligin ilk devresini 17 puanla 12. sırada tamamladık. Küme hattıyla aramızda sadece 2 puan var, sezon başı koyduğumuz ilk 8 hedefiyle ise fark 6 puana çıktı.
Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına... Ligin başından beri bu takımın eksikleri ayan beyan ortada. Her maçtan sonra bunları söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Takımın acil bir şekilde sol stoper, sağ kanat, sol kanat, 6 numara ve hatta 8 numara ihtiyacı var. Jevtovic’in sakat veya cezalı olduğu senaryoda en az onun kadar sorumluluk alacak bir 6 numara ve Bardhi ya da Melih gibi 10 numaradan bozma olmayan gerçek bir 8 numara şart.
Transfer sezonu 2 Ocak’ta başlıyor. O gün geldiğinde sol stoper ve kanat transferlerinin bitmiş olması, aynı hafta içinde de diğer eksiklerin giderilmesi gerekiyor. Yönetim ve futbol şubesi, ilk devrede yaşadığımız bu kötü senaryoyu tersine çevirmeyi bizim kadar dert ediyor mu, hep birlikte göreceğiz.
