Servet R. Çolak

Servet R. Çolak

Belediyelerin kısıtlı cenaze hizmeti

Belediyelerin kısıtlı cenaze hizmeti

Bir insan, ömrü boyunca kaç kez birinci ve veya ikinci derece yakının kaybedebilir? Çok olağan üstü bir durum olmazsa hayatı boyunca anne ve babasının veya eşinin ölümünü görebilir. Allah kimsenin başına vermesin ama olağanüstü durumlarda (Kaza, afet, cinayet) gibi durumlarda yakınlarının da ölümlerini görebilir. Yani bir insan ortalama ömrü boyunca 3 tane en yakının ölümünü görebilir.

İşte anlatmak istediğim buradan başlıyor. Her cenaze taziyesine gittiğimde evlerde gördüğüm manzara aynı, merhumun en yakınları taziyeye gelenlere ‘Ne yapacağız’ diye sorarlar.

Bu ‘Ne yapacağız’ sorusu aslında; ‘Nasıl yıkanacak, hastaneden nasıl alacağız, mezara kim getirecek, hocayı nerden bulacağız, mezarı kim kazacak, nereye ne başvurusunda bulunacağız, mezara kim indirecek, savcı mı onaylayacak, araba mı ayarlanacak…” liste uzuyor da uzuyor!

Son katıldığınım bir taziye evinde de aynı manzaraları gördüm. Merhumun en yakınları cenazenin acısını bir tarafa bırakıp yukarıdaki soruların cevabını arama peşindelerdi. Benim başıma da gelse aynısını ben de yapacağımdan eminim.

Tüm Türkiye’de durum bu şekilde gidiyor. Birinin bir yakını vefat ettiğinde morgdan mezara kadar bir telaş süreci başlıyor ki insan yakınının öldüğünü defnedip telaşı bittiğinde anlıyor. Çünkü herkes bu işler yüzünden acısını taze taze yaşayamıyor.

Bu konuda yıllarca gördüğüm aynı manzaraların değişmesi için acizane bazı tavsiyelerim oluştu. Bunu sadece Konya belediyeleri için demiyorum Türkiye’deki tüm belediyeler için diyorum.

Şimdi bir kişinin bir yakını hastanede veya kazada vefat etti. Buna mecbur bir savcının onay vermesi gerekiyor. Savcı bunu onaylayıp kayıtlara düştüğü zaman bu kayıt sistemi, ilgili belediyeye tebligat niteliğinde ulaşsa. Ardından belediye harekete geçse…

Kişinin en yakınına bir telefon edip, gerekli hizmetlerin belediye tarafından yapılacağını söylese ve kısa zamanda meftunun yanında olacağını söylese…

Belediye ekipleri gerekli malzeme ve ekiple meftunun bir yakını ile yanına gelse, mordan çıkarma süreci başlasa. Sırasıyla, cenazenin yıkanması, mezar işleri, hoca ayarlanması, defin işi ve taşınmasına kadar tüm süreci bu ekip yürütse…

Ne kadar güzel olur değil mi?

Belediyeler, cenaze hizmetlerini yapmıyor mu? diye soracak olursanız elbette yapıyor. Bu sürece başvuruyla başlıyor ve imkanlar sağlanıyor. Hatta taziye sürecinde seyyar taziye evi bile veriliyor. Ama bunlar tüm herkes tarafından bilinen ve olağan şeyler. Bir kişinin yakını öldüğünde neler yapacağını bilmiyor ve kendine bir rehber arıyor. Dediğim gibi, cenaze defnedilinceye kadar bir telaş sürüp gidiyor. İşte benim anlatmak istediğim bir kişinin hayatını kaybettikten sonra tüm işlerinin bir ekip tarafından takip edilmesi ve işlerin halledilmesidir.

Belki bu düşüncem bazılarına alakasız gelecektir lakin, bunun gelecek yıllarda işleme gireceğinden eminim.

Türkiye olarak bazı projeleri önden yapan bir millet olsak da cenaze hizmetlerinde yarım çalıştığımızı varsayıyorum. Öngörüm, gelecek yıllarda bir cenaze işleminin tüm aşamalarının belediye ekibi tarafından takip edilmesi ve yönetilmesinden yana.

Bunu sağlayacak belediye tüm belediyelerden bir adım önde olacağından adım kadar eminim. Umarım daha güzel fikirler geliştiren belediyeler olur da hepimiz görürüz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Servet R. Çolak Arşivi
SON YAZILAR