Macit Uluçamlıbel

Macit Uluçamlıbel

Bu hikâye çok uzun

Bu hikâye çok uzun

Yarım kalmış hikayelere öyle alışmışlar ki.

Yarım kalmış dedimse kendiliğinden yarım kalmış falanda değil. Bile isteye yarım bıraktırılmış, bırakın bu işleri, bu işler sizin ne haddinize denmiş hikayeler.

Biz tarım devi de oluruz sanayi devi de diyerek yola çıkan yiğitlere bürokratik, ekonomik engellerle ayar vere vere hikayeleri sonlandırılmış. Ve birileri de bu bitişlere, bu tükenişlere öyle alışmış ki…

Şimdi ne yapıyoruz dense; ‘yok artık daha neler’ diyerek karşı çıkıyorlar.

Hava savunma sistemi almamız lazım deniyor… ‘Alamazsınız’ diyorlar.

Alınıyor… ‘Kuramazsınız’ diyorlar.

Kuruluyor… ‘Ne gerek vardı’ diyorlar.

Kendi füzelerimizi üreteceğiz deniyor… ‘Üretemezsiniz’ diyorlar.

Ürettik deniliyor… ‘Yalan söylüyorsunuz’ diyorlar…

Test atışları yapılıyor…

Düşman ülkelerden çok bu güruhtan ses çıkıyor…

Otomobil üreteceğiz deniyor… ‘Üretemezsiniz’ diyorlar…

Üretiliyor… Parçalar, marçalar laf kalabalığı…

Helal olsun, arkanızdayız, yanıldık, milletimize, devletimize hayırlı olsun diyemiyorlar.

Togg sadece bir otomobil değil emin olun. Çok büyük bir devrim. Bu ülkenin büyük sanayi devriminin ilanı.

Savunma sanayi ürünlerinin ve geleceğin teknolojilerinin üretimine ev sahipliğimizin ilanı.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin 100. Yılı büyük Türkiye Yüzyılı… Kutlu olsun…

Yarım kalmış hikaye meraklılarına kötü bir haberim var.

Bu hikaye tamamlanıyor… Ve sandığınızdan daha uzun sürecek…

Sanat ve sanatçı kavramlarıyla alakalı önermelerde bulunmak haddimize değil elbette. Lakin bir vatan evladı olarak değinmeden geçemeyeceğim bir konu var.

Geçtiğimiz günlerde gündeme oturan Boğaziçi Film festivalinde gerçekleşen olaylar ve sonrasında yaşananlar.

Ödül alanlardan biri ödülünü, Türk Ordusunu kimyasal silah kullanmakla itham eden ve terörist seviciliği tescilli birisine armağan ediyor. Bu zaten skandal. Sonra, salonda bu durum alkışlanıyor… Bu daha büyük skandal. Sonra, sadece bir vatan evladı çıkıp tepki gösteriyor. Buna seviniyoruz. Sonra, bir başka ödül alan tepki gösterene tepki gösterip alkış alıyor… Bu artık tüy dikmek değil mi? Durun hemen evet demeyin… Sonra, festival komitesi açıklama yayınlayarak siyasi bir gündemin içine böyle bir olayla çekildikleri için rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. Sonra, ardı ardına istifalar geliyor festival için çalışanlardan… Neden mi? Açıklama yaptıkları ve Terör sevicilere sahip çıkmadıkları için… Hayda… Bunlar tüy dikenler işte.. Yahu bu demokrasi falan değil… Bunlardan da sanatçı falan olmaz… Oluyorsa da olmaz olsun… Terör sevicilerle dolu salonlar görmek istemiyoruz… Terör sevici sahneler ve ekranlar da görmek istemiyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Macit Uluçamlıbel Arşivi
SON YAZILAR