Atiker Konyaspor için tarihinin en önemli sezonu başladı.  Bu sezon üç kulvarda birden mücadele edecek yeşil beyazlılar ilk resmi maçında Çaykur Rizespor karşısında beklentilerin altında bir oyun sergiledi. İlk maç taraftarların aklında soru işaretleri bıraktı.

Genellikle ligin ilk haftalarında takımların uyum problemi yaşaması ve kötü oynaması normal karşılanır. İlk haftaların günahı olmaz, daha iyi olacaktır denir.  Ancak Atiker Konyaspor geçen seneki kadrosu büyük oranda korundu. Bir önceki sezondan sadece Milosevic ilk 11’de sahaya çıktı. Yani bir uyum sorunu beklenemezdi. Zaten takımın sıkıntısı uyum sorunundan ziyade kadro kalitesindeydi.

Herkes ligin ilk maçında Atiker Konyaspor’dan geçen sene olduğu gibi bir takım oyunu oynamasını ve kaldığı yerden devam etmesini bekliyordu. Bu sezon doğal olarak beklentiler daha yüksek.

Orta sahada bir oyuncunun eksikliği ise Atiker Konyaspor’un tüm oyun düzenini bozdu. Aykut Kocaman gibi biz de Ali Çamdalı’yı ligin ilk maçında mumla aradık.  Volkan Fındıklı, kaptanın yerini doldurma konusunda oldukça yetersiz kaldı.

Bu maç bize bir kez daha gösterdi ki Atiker Konyaspor kadro derinliği konusunda oldukça yetersiz…

Geçen sezonki kadroda bulunan ancak bu sezonki kadroda yer almayan Holmen, Traore ve Meha’nın boşlukları doldurulamadı.

Avrupa Ligi’ne grup aşamasından katılacak bir takımın kadro kalitesi daha da yükseltilmesi gerekirken aksine geçen seneki kadro kalitesinde eksilme oldu.

Üç kulvarda mücadele edecek bir takım, oyunculara bağlı olmamalı, her oyuncunun bir alternatifi olmalı. Yani kadro derinliği şart. Siz oyuna kurtarıcı olarak Abdülkerim’i sürüyorsanız, kulübenizde hamle yapabileceğiniz, oyunu değiştirebilecek bir oyuncunuz yoksa durum vahim demektir.

Atağa çıkma anlamında Traoe’yi, duran top organizasyonlarında Meha’yı, rakip sahaya baskı ve pres anlamında da Holmen’i çok arayacak gibiyiz.

Şu bir gerçek ki Atiker Konyaspor’un kesinlikle oyun kurabilecek bir orta sahaya ihtiyacı var. Bu takımın 50’ye yakın maç oynanacağı göz önünde bulundurulduğunda orta saha takviyesi kaçınılmaz bir hal alıyor.

Bu seneyi borçların azaltılması noktasında konusunda kemer sıkma politikası uygulayan, bir bakıma da doğru yapan Atiker Konyaspor yönetimi stratejik bir iki transfer konusunda kesenin ağzını bir miktar açması gerekiyor. Tamam, yönetim ve teknik heyet olarak büyük bir fedakârlık yapıyor, Adeta tekeden süt çıkarmaya çalışıyorsunuz ancak şu ortamda da görünen köy kılavuz istemiyor.

Atiker Konyaspor için bu sezonun çok önemli ve tarihi bir sezon olduğu yadsınamaz bir gerçek…

Bu sezon Atiker Konyaspor’un geleceği için de belirleyici bir sezon olacak. Aynı zamanda önümüzdeki yıllarda kulübün yerinin neresinin olacağı konusunda da belirleyici olacak. Böyle kritik bir sezonda her maç çok önemli, alınan her puan altın değerinde…

Bir iki nokta transferle bu takım rakiplerinin korkulu rüyası olan bir ekip haline gelebilir. Ancak bu takviyelerin kesinlikle yapılması gerekiyor.

Ligin ilk maçında son dakikalarda yenen golle berabere kalınmış olsa da deplasmanda alınan bir puanı da küçümsememek gerekir. Geçen sezon olduğu gibi kaybetmeme geleneği devem ediyor. Bu Atiker Konyaspor’un önemli bir özelliği ve bu sezon da devam ediyor.

Ligin ikinci haftasında Konya’da oynanacak maçta alınacak güzel bir sonuç takımın geçen sene olduğu gibi bir ivme yakalayabilmesi için bir fırsat da olabilir. Tarihi sezonda Atiker Konyaspor’dan beklentilerimiz büyük.