Türkiye’de 01-07 Ekim tarihleri Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu yılın teması,  Din Hizmetlerine Adanmış Ömürler başlığını taşımaktadır. Ben de bu yazımda cami odaklı din hizmetleri alanında hizmet eden din görevlilerimize karşı sorumluluklarımız üzerinde durmak istiyorum.

İslam, bilgi faaliyetine büyük önem verir. Bu bağlamda bir ibadet mekânı olmanın yanında açık üniversite hüviyeti taşıyan camilerimiz, önemli bir bilgi aktarım ve sosyal iletişim mekânıdır. Camiye giden bir mümin yılda yaklaşık 54 defa hutbe ve bu sayıdan daha fazla vaaz dinlemektedir. Din öğretimi süresi açısından bu bilgilendirme ideal anlamda yeterli olmasa bile,  azımsanmayacak bir boyuttadır.  İşte ülkemizde cami odaklı bu din hizmetleri,  Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı din görevlilerimiz tarafından yürütülmektedir.

Çağımız bir bilgi çağıdır. Bunu dikkate alan Diyanet İşleri Başkanlığımız sürekli hizmet içi eğitim kursları düzenlemek suretiyle din görevlilerimizin mesleki bilgi ve becerilerini artırmakta ve hem de içinde yaşadıkları toplumda meydana gelen dini gelişmeler hakkında onları bilgilendirme faaliyetlerini sürdürmektedir. Amaç, her din görevlisinin bilgi bakımından cemaatinin önünde yürümesini gerçekleştirmeye katkıda bulunmaktır.

Din görevlileri, din hizmetlerinin baş aktörleridir. Bu nedenle,  nasıl ki devlet her yıl okullar açılırken öğretmenlerimize kırtasiye yardımı yapıyorsa, hiç olmazsa bütün din görevlilerimize de her yıl düzenli bir şekilde Ramazan ayı öncesi hizmete teşvik edici özel yardımlar yapmalıdır.   Bu takdir duygusu,  din görevlilerinin doğrudan hizmet alanlarındaki başarı çıtasını yükseltmeye yarayacaktır.  Ayrıca,   din görevlilerimizin özgüven duygusu ve aidiyet bilinci artacaktır. Ayrıca, onların,  ekonomik durumlarını iyileştirmek başka kurumlara geçiş yapma düşüncelerinin önünü kesecektir. Böylece hem Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve hem de din görevlilerimizin toplum nezdindeki saygınlığı ve sosyal itibarı artacaktır.  

Ülkemizde ve dünyada meydana gelen gelişmeler din görevlilerimizi camide namaz kıldırma memuru olmaktan çıkarmıştır. Artık onlar cami dışında da hizmet vermektedirler.  Bunun başında da “dini danışmanlık”  gelmektedir. Şayet din görevlilerimiz, kendilerini dini, mesleki açıdan iyi yetiştirir, toplumsal olaylara duyarlı, kılık-kıyafetiyle etkileyici, beden dilini iyi kullanan, sosyal ve kültürel donanıma sahip olan bir kimse olurlarsa, toplum nezdindeki saygınlıkları tavan yapacaktır.

Sonuç olarak, bugün din görevlilerimiz sadece camide değil, cami dışında da din hizmetleri görevini yerine getirmektedirler. Bunun başında da kamu hizmetleri gelmektedir. Yerine göre onlar,  gece-gündüz demeden 24 saat görev yapmaktadırlar.  Bazen bu görevler hasta ziyareti ve onun ihtiyaçlarını karşılama, bazen sokakta engellilerin sorunlarıyla yakından ilgilenme bazen gerektiğinde düğün salonlarında ahlak konulu konuşmalar yapma, askere uğurlama gibi sosyal ve kültürel aktiviteler olmaktadır.  

Ben tekrar camiler ve din görevlileri haftası münasebetiyle bütün din görevlilerimizin haftasını tebrik ediyor, vefat edenlere Yüce Allah’tan rahmet, yaşayanlara da  hayırlı ve uzun ömürler diliyorum.