Hasan Mutluoğlu

Hasan Mutluoğlu

DİNDAR OLMAK

DİNDAR OLMAK

Almanya ziyaretlerimiz devam ediyor. Troisdorf Camii cemaati ile yaptığımız sohbetin bazı detaylarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye‘den yeni geldiğim için beni dikkatle dinlediler. Konuşma süresini fazla uzatmadığımızdan, tadında bir sohbet olduğunu ifade ettiler.

Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi’ne uğrayıp, gençlerimize dağıtmak üzere, Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Basgil hocanın 56.kez basımı yapılan „Gençlerle Başbaşa“ kitapçığını almıştım.

Yurtdışında yetişen ve ülkesine oldukça önemli hizmette bulunan bir değerden bahsetmek, anekdotlar aktarmak uygun olacağını ve ilgi çekeceğini düşünerek, “Gençlerle Başbaşa” kitabından alıntılarla Ali Fuad Basgil hocanın eğitim serüvenine dikkat çekmeye çalıştım.

Ali Fuad Basgil; 1893 yılında Samsun Çarşamba ilçesinde doğmuş. İlkokulu Çarşamba’da, ortaokul ve liseyi İstanbul ve Paris’te tamamlamış.

1929 yılında üç fakülte, bir yüksekokul diploması ve hukuk doktoru ünvanı ile yurduna dönmüş.

Bir ara tahsiline ara vererek, Birinci Dünya Harbi’nde dört buçuk sene, Kafkaslarda cepheden cepheye koşturmuş, terhis edildikten sonra, yarım kalan tahsil ve kariyerini tamamlamış.

Başarılı olmanın, insan olmanın şartlarını samimi ve başarılı bir şekilde, tatlı bir üslupla anlatan kitap, her genç tarafından okunması gerekir.

Ali Fuad Basgil Hoca anlatıyor:

“Fransa’da öğrenciliğim esnasında bir arkadaşımla bir yaz tatili geçirmek üzere yer ararken, Alpler’in eteklerinde, çam ormanları arasında bir köye ulaştık…”

“Kalmak için bir pansiyon aradık. Bir papazın evini gösterdiler. Kapıyı çaldık, yaşlı bir kadın kapıyı açtı. Talebeyiz, bir müddet pansiyonda kalmak istiyoruz dedik. Memnuniyetle dedi…”

“Pansiyon bir kilise bahçesinde, görevlilerin de Hıristiyan din adamları olduğunu göz önüne getirerek, öncesinde gülüp, sonunda üzülüp ağlamaktansa, Müslüman bir Türk olduğumu söyledim…”

“Katolik kadıncağız, o halde kardeşime söylemem lazım diyerek gider…”

“Biraz sonra bir papaz gelerek, Müslüman Türk hanginiz diye sordu. Kendimi takdim ettim.“

Papazın hocaya verdiği cevap ne kadar anlamlı. Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir tespit.

„İyi ya, mademki Müslümansınız, o halde dinlisiniz, mesele yok. Bizim bu devirde düşmanımız, hangi milletten olursa olsun, dinliler değil, dinsizlerdir. Buyurun misafirimiz olun…“

Bu cümleleri, memleketinizden uzak, yabancı bir kültür ortamında, sizi kendinize hatırlatan bir tarzda söylenmesinden nasıl etkilenebileceğimizi, beni dinleyenlerde gördüm.

Papazın esas mesleği öğretmenlik olduğundan, pansiyonda kalan öğrenci grubuna Latince ders veriyormuş. Bu derslere izin alarak katılmış.

Aksamları aynı grupla „Fikri ziyafet sofrası“ kurularak sohbetler ediliyormuş.

Burada dikkatinizi şu yöne çekmek isterim. Tatil, zaman öldürme, boşa geçirme anlayışının olmadığı, sakin, değişik bir çevrede, kişilik geliştiren bir eğitim ortamı olabileceğini anlıyoruz.

„Okumamız için meşhur terbiyeci ve ahlakçı Jules Payot’un „İrade Terbiyesi“ adlı kitabı tavsiye edildi…“

Kitabı temin ederek kısa sürede okudum. Keşke; bu kitap on sekiz-yirmi yaşlarında iken elime geçseydi diye hayıflandım…”

“İlmin kaynağı zekâ, amelinki ise iradedir. Bilmek ve yapabilmek ayrı şeylerdir. İrade terbiyesinin mahsul verebilmesi için, ona erken başlamak lazımdır.“

„Kökleşip yerleşen alışkanlığı ortadan kaldırmak, terbiye edebilmek oldukça zordur…“

Ali Fuad Basgil Hoca, bilmek ve yapabilmek konusunu şu güzel örnekle açıklıyor.

„İnsan, sigara ve içkinin sağlığa zararlı olduğunu bilir, bilgisi ile bu zararlı alışkanlıktan kurtulamaz. Bu iş için iradenin devreye girmesi lazım.“

Bir yaz mevsiminde, Fransa’nın Alp dağlarında, bilge bir adamın yanında, bilgiye aç bir öğrenci topluluğu ile birlikte, okuduğu kitaplar, paylaştığı „Fikri ziyafet sofrası“sayesinde, yeni bir anlayış ve kişilik kazanan Ali Fuad Basgil Hoca, Türk gençlerini harekete geçirebilmek amacı ile verdiği seri konferanslar, „Gençlerle Başbaşa“ adlı kitapta toplanarak, okumaya sunulmuş.

Bu kitabı yeniden bastırarak dağıtımını yapan Konya Büyükşehir Belediyesini kutlar, eğitime emek verenlerden biri olarak teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi
SON YAZILAR