Gündüz kuşağı zıvanadan çıktı!
Bugün kitabın ortasından konuşacağım!
Çünkü gündüz kuşağı olarak anılan, örfümüzü, adetimizi, kutsallarımızı ayaklar altına alan, içerisinde her türlü namussuzluğu, haysiyetsizliği barındırıp bunu normalleştirmeye çalışan televizyon programlarından artık midemiz bulanmaya başladı.
Bu gündüz kuşağı programlarında hem de çoluk çocuğun uyanık olduğu vakitte yayınlanan içerikler, anlatılan hikayeler, aktarılan bilgiler; ailelerimizin ahlakını bozmak için toplumun tam orta yerine konulmuş dinamitlerden başka bir şey değildir!
Aile kavramının, ahlakın, örf ve adetlerin her gün örselendiği gündüz kuşağı programlarına neden ses çıkarılmadığını hepimizin sorması lazım!
Şimdi bir kez daha soralım o zaman!
Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli, Anayasanın 133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel Kurulunca seçilen ve görevi, milletin ve toplumun değerlerini korumak olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK ne iş yapıyor?
Aile kurumunun köküne dinamit koyan bu tarz programlara neden göz yumuyor?
Muhafazakâr diye bilinen ATV’nin yayınladığı sabah programlarında anlatılanlardan hiç kimse rahatsız olmuyor mu gerçekten? Haydi RTÜK üyelerini geçtim, RTÜK Başkanı Sayın Ebubekir Şahin, siz hiç rahatsız olmuyor musunuz bu durumdan?
Ahlaksızlığı ve yozlaşmayı normalleştiren, bunu yayan ve yayınlayan kim olursa olsun, ideolojisine bakmadan gerekli yaptırımları yapmak sizin göreviniz değil mi?
Haydi ATV’yi bir kenara bırakalım…
Bir de Show TV’de yayınlanan Kızılcık Şerbeti var.
Muhafazakar sekülerleşmeyi hızlandıran ve toplumun algısını bu noktada şekillendiren Kızılcık Şerbeti gibi diziler; muhafazakar aileleri anlattığı iddiasıyla yayınlanıyor. Geçen aylarda final yapan Kızıl Goncalar da aynı yolda ilerliyordu. Bu iki dizide de muhafazakar başlığı altında yeni bir aile türü inşa ediliyor. Bu senaryoyu yazanların ise dinle ne kadar alakalı oldukları yoruma açık.
Gözaltına alınıp sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Kızılcık Şerbeti senaristinin gayr-ı ahlaki sözlerini hepimiz duyduk işte.
Özetle, gündüz kuşağı programları ve dizi sektörü, ülkemizdeki sosyal çürümenin ve yozlaşmanın reklamını her gün topluma aşılıyor.
RTÜK ise tüm bunlara göz yumuyor.
Hadi onlar işini yapmıyor, peki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı neden göz yumuyor?
Bu sene hani Aile Yılı’ydı?
2025 yılı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Aile Yılı” ilan edilmişti. 2025 yılında, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çeşitli etkinlikler ve projeler hayata geçirilecekti.
Ailelerimiz televizyon yoluyla yerle yeksan edilmeye devam edilirken nasıl olacak bu işler?
Bunları sormayalım mı yani?
Bunları birilerinin söylemesi gerekiyordu, ben de üzerime düşeni yaptım çünkü yaptığımız işin vebali var…
