Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Kaportacı Mustafa Usta bence daha cazip!

Kaportacı Mustafa Usta bence daha cazip!

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından, hafta sonu yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2022-YKS) en fazla adayın başvurduğu YKS oldu. Baraj puanının kaldırılmasıyla birlikte, sınava başvuru sayısı yüzde 24,36'lık artışla 3 milyon 243 bin 425'e yükseldi.
 
Üniversiteye girişlerde baraj puanının kaldırıldığı ilk sınav olan YKS ile ilgili ayrıntılara biz de bugünkü manşetimizde yer verdik.
 
Başvurunun bu kadar fazla olmasını açıkçası ben beklemiyordum. Çünkü üniversite mezunu olmanın artık pek bir anlamının kalmadığını düşünüyorum.
 
Geçen sene de benzer şeyleri yazmıştım aslında...
 
Geçtiğimiz yıl yapılan baraj uygulamalı son YKS’nin yerleştirme sonuçları nitekim beni haklı çıkarmıştı.
 
Çünkü toplam 166 programa tek bir tercih bile yapılmazken, birçok programda da taban puan oluşmamıştı. Birçok fakülte ve meslek yüksek okulu yeterli öğrenci sayısına ulaşamadığı için kapanmayla yüz yüze kalmıştı.
 
2021 YKS tercih sürecinde merkezi ve ek yerleştirmeye ilave bir ek yerleştirmenin yapılması süreci, baraj puanlarının düşürülmesi hamleleri gibi konular bu tıkanıklığa çare bulmak içindi. Bu sene de baraj puanının toptan kaldırılmasıyla bir hamle daha yapılmış oldu.
 
Aslında sistemde değişen pek fazla şey olmadı. YÖK, ÖSYM ve uzmanlar da bu doğrultuda açıklamalar yapıyorlar. Nihayetinde yerleştirmeler yine başarı sıralamasına göre olacak. Sadece vakıf üniversiteleri için biraz daha alan açılmış olacak. Bir de niteliksiz öğrenciler, niteliksiz bölümlere kayıt yaptırmak için alan kazanmış olacak.
 
Baraj puanının kaldırılmasını eleştirmiyorum, konumuz bu değil. Konumuz aslında eğitim süreci ve gerçek hayatın uyumsuzluğu…
 
Üniversite sistemi ile iş dünyasının uyumsuzluğu bir türlü giderilemiyor. Üzülerek ve çok net bir şekilde söylemem lazım, üniversitelerimizde eğitim süreci bomboş. Mezun olup sektöre gelen arkadaşlarımızın birçoğunda bırakın bilgiyi, bilgi kırıntısı bile bulsak, sektöre yeni birini kazandıracağız diye seviniyoruz.
 
Bizim kendi alanımızda yaşadığımız durum maalesef bu!
 
Başta sanayi sektörü olmak üzere diğer alanlardaki sıkıntılar ise içler acısı. Ne yetiştirecek eleman bulabiliyorlar ne de yetişmiş kalifiye bir beyin. Çünkü sanayide çırak olması gerekenler üniversite okuyor, üniversite okuyanlar ise sektörü bilmiyor.
 
Ülkemizin önündeki en büyük problem bence bu konu!
 
Şu anda işsizlik oranlarına baktığımız zaman en fazla sıkıntıyı çekenler üniversite mezunları ise bu işte bir terslik vardır.
 
Raporlara göre ülkemizde en kolay iş bulanlar öncelikle meslek lisesi mezunları, daha sonra düz lise mezunları, onlardan sonra da ilkokul mezunları. Üniversite mezunları, ilkokul mezunlarından bile daha zor iş buluyor…
 
Şimdi yeni yapılan barajsız YKS ile maalesef bu sürünün içine yeni üyeler de katılacak.
 
Bir de piyasada bu kadar fazla mimar, mühendis, öğretmen, gazeteci, avukat enflasyonu olunca, meslekler de hak ettiği değeri göremeyecek. Dolayısıyla, sanayide eli çekiç tutan bir kaportacı, iyi bir cerrahtan; inşaatta eli mala tutan bir sıvacı ise iyi bir mimardan daha iyi imkanlarla iş sahibi olacak.
 
Nitekim öyle de oluyor zaten.
 
Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD GİK Programı öncesi yapılan basın toplantısında, sektör temsilcilerinin bu konudaki görüşlerini dinledik.
 
İnşaat firması sahibi olan bir iş adamı abimiz, masasında onlarca mimar ve inşaat mühendisi CV’si olduğunu üzülerek belirtti. Yana döne alçı ustası, oluk ustası meslek gruplarından personel arıyorum, 20 bin TL civarında maaş vereceğim ama kimseyi bulamadım diye dert yandı.
 
Şu anda bu piyasada, eğer kendi işini kurmadıysa, hiçbir mimar ya da mühendisin 20 bin TL maaş alamayacağını hepimiz biliyoruz. İş bulabilirse asgari ücretle çalışır belki…
 
Kızmayın bana, bizde de durum benzer.
 
Şahsen 12-13 yıl önceye dönebilme şansım olsa ben Kaportacı Mustafa Usta’nın yanında meslek öğrenmeyi yeğlerdim. Hiç olmazsa sanayide ufak bir dükkan açar, rızkımızın peşinde koşardık. Sabit gelirli olmaktan her türlü iyidir.
 
Bilmem anlatabildim mi?
 
Sevgili dostlar, eğri oturup doğru konuştuğumuz yazımın sonunda bir daha belirtmek isterim ki; gelecek günlerde bunun sıkıntısı çok daha kötü boyutlara ulaşacak. O yüzden acilen bir çözüm bulunması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR