Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Kellim kellim

Kellim kellim

Mekan Azerbaycan.

Azerbaycan'ın dili Türkçedir.

Türkiye Türkçesine en yakın Azerbaycan Türkçesidir.

Bizim bakanın birisi (Berat Albayrak) dün oradaydı.

Bir konuşma yapmış. Yaptığı konuşma İngilizce....

Azerbaycan bizim soydaşımız üstelik. Başka ülke olsa ne fark eder ki?

Hangi ülke olursa olsun orada ülkemizi temsil eden lisan konuşulmalıdır.

Şimdi ne diyelim buna?

Ham ervah mı diyelim.

Bakınız beyler;

Şayet Türkiye'nin bölgede etkili bir ülke olduğunu tasavvur ediyorsanız önce kendinizin hangi medeniyete mensup olduğunuzu bilmeniz gerekir.

Türk milleti ve Türk devleti sömürgeliği kabul etmez ve etmemelidir.

Devlet adamı kimliğiyle her Türk Türkçe konuşmalıdır.

Yabancı lisan biliyor olmakla birlikte Türkçe konuşmak sizi daha şahsiyetli yapar, sayın bakanım çekinmeyiniz.

İnsan hakikaten üzülüyor.

Türk-İslam medeniyetine mensup olduğunu zannettiğimiz şahsiyetlerin medenî değerlerimize mütenasip davranmaması, katmerli acı.

Kellim kellim la yenfa' olmaması temennisiyle.

BONUS

Yaşar Nuri konuşuyor. Camii sayısı arttıkça ahlaksızlık artmıştır diyor. Programı yapan Uğur Dündar.

Müjdat gezen de programda "misafir" konuk.  Öztürk'ün camii sayının artışıyla ahlaksız sayısının artması lafı üzerine gezen hem atlıyor ve alkışlarla destek veriyor.

Geçtiğimiz aylarda aynı ekip birlikte "koymuşlardı" terbiye sınırları içinde... Yaşar Nuri mikrofonu alıyor terbiyesine kendisine ait "koyuyor", Müjdat gezen de "abi ben yorgunum benim sen koy" diyerek Yaşar Nuri'den daha "terbiyeli" olduğunu "ispat" ediyordu.

Yaşar Nuri Öztürk'ün "büyük" bir ilahiyatçı olduğunu biliyorduk. Ama Müjdat Gezen'in camiiler konusunda ve ilahiyatçılık konusunda Yaşar Nuri'ye ulaşabileceğini tahmin etmiyorduk.

Memleketimiz yeni ilahiyatçı severler kazanıyor.

Bunlar 28 Şubat hediyesi değil, 29 Şubat bonusudur.

28 ŞUBAT

28 Şubat bir daha gelmesin deniliyor.

Geçen sene de öyle deniyordu. Bu sene 28 Şubat yine geldi. 27 Şubat geliyorsa 28 şubat da gelecektir. Bundan kaçış yok.  Sen kendine bak. Sıkı giyinmeye dikkat. Göreceksin nice 28 şubatlar gelir ve geçer.  Sana hiç bir soğuk ilişemez.  Ama eteşin varsa, boşuna debelenme. Üşümeye devam edersin.  Soğuk dışarda değil senin içinde....

Kendini tedavi ettir.. Beyinde bir problem varsa gidemezsin.  Birisi seni götürmelidir doktora.  Zira hasta olduğunun farkında değilsin...

Cumhuriyet gazetesinin büyük ustası can abimiz üç aylık hapis hayatından çıkar çıkmaz bir mektup döşenmiş.

Mektupta içerdeki faaliyetlerinden söz etmiş. Bay ve değerli ustamız can abimiz eksik bir şey kalmış bu üç aylık hapis hayatında; "kızlı-erkekli" bir senaryo daha yazmalıydı... Bunu unutmuş olmalı..... Mustafa filminin usta senaristinde böyle bir zuhül olması garip olmuş.....

Yılbaşı kutlamasını "içerde" geçirdiğine" çok üzüldük. Ama telafi edebilir.....

Mesela bir yılı yarıya indirdir bir mahkeme kararıyla...

Haziran ayını yılbaşı yaparız olur biter. Bu ülkede on yılda onbeş milyon genç yaratan bir kuşak geldi-geçti tek partili dönemde.  Bir yılı altı aya indiremeyecek mi "Mustafa" filminin senaristi?

Buna gücü yeter. Baksana Türkmenlere gönderilen yardımı bütün dünyaya duyurmak konusunda üzerine yok...

Maşaallah. Barikallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR