Tuğba İnal

Tuğba İnal

Kızıl Saçlı Kızdan Mektuplar

Kızıl Saçlı Kızdan Mektuplar

Genç adamın parmakları kitapların üzerinde dolaşıyordu. Kararsız parmaklar bir kitabın üstünde durdu. “Kızıl Saçlı Kızdan Mektuplar” …

Bu başlık adamın dikkatini çekmiş ola ki uzun arayış sonunda sadece bu kitabı alıp çıkmıştı.

İki odalı küçük evinde, bir duvarı tamamen kitaplarla dolu karşısında ise okuma köşesi için tek kişilik sütlü kahverengi, suni deri bir koltuk ve sehpa bulunan odaya girmiş, elindeki kitapla birlikte koltuğuna kurulmuştu.

Okumaya başlamadan önce, kitabın son paragrafına göz gezdirmek istedi.

“İnan bende istemezdim böyle olmayı. Hem de hiç istemezdim. Senden çok özür dilerim. Özrüm bir şey değiştirmeyecek, seni diriltemem ama ölmelerini engelleyebilirim. Yanına geliyorum Nolina. Ama bu sefer yağmurdan nefret ederek geliyorum. Beni kabul eder misin?”

Kitap genç adamda daha çok merak uyandırmıştı. Heyecanla okumaya başladı.

“Bugün hastanedeki ikinci günün ama durumun iyice kötüye gidiyor. Doktorlar bile ilk defa böyle bir vaka ile karşılaşmışlar ve benim aklım almıyor. Bir sebep arıyorum, sorguluyorum, ama yok. Nedenini bir türlü bulamadım. İyileşmen lazım Nolina. İyileş ki sana bunları okutabileyim! Evde bu defteri bulduğunda açıp okumak istemiştin ama izin vermemiştim… Lütfen şimdi gel ve oku. Sadece bunu istiyorum.”

Aradan yarım saat geçmişti ve gözlerini ayırmadan okumaya devam ediyordu.

                                                                                                                               

“Sevgili Nolina

 Taşlar geç de olsa yerine oturmaya başladı. Bazı şeylerin farkına vardım. Bunlardan biri de ne kadar şanssız ve bencil olduğum. Bunları geç fark ettim. Artık hiçbir şeyi değiştiremem. Sen öldün. Hem de benim yüzümden öldün. Benim yağmur sevdam yüzünden öldün. Kendimi ve yağmur damlalarını asla affetmeyeceğim. (10/8)

 

“Mezarına gelemiyorum. Lanet olası yağmur durmuyor. Durmuyor bir türlü! Mezarını ıslatıyor. Damlalar vücudunu yakmaya devam ediyor mu? Umarım yanmıyorsundur. Çünkü ben ıslanıyorum. Ama yağmur yüzünden değil. (11/8)”

 

“Bugün yanlışlıkla kumandaya bastım, televizyon açıldı. Haberleri gösteriyordu. Haberlerde ne vardı biliyor musun? Yağmur damlalarının vücudu yakması sonucu ölen kişi. Evet, aynen böyleydi! Senin gibi biri daha yanarak ölmüş. Peki bu nasıl oldu aklım almıyor… (13/8)

 

Genç adamın midesinden guruldama sesi geldiğinde dikkati dağıldı ve acıktığını fark etti. Kaldığı sayfanın arasına ayracını koyup kapattı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuğba İnal Arşivi
SON YAZILAR