Ama şimdi ne olacaktı?                                                      

Ortada yaklaşık iki hafta önce yayımlanıp, gündemde yerini almış, yazarı bilinmeyen bir roman vardı. Ve elbette yazarı merak eden okuyucular. Bu, kadın için eline geçmiş büyük bir fırsat olabilirdi. Kendisi işsizdi. Aylardır evdeki parasını yiyordu ve o da bitmek üzereydi. Yazarın kendisi olduğunu söylerse hem üne hem de servete sahip olacaktı. Ama ünlü olmak göründüğü gibi toz pembe miydi? Hayranları olduğu kadar nefret edenleri de olacaktı. Güzel yorumlar gibi linçler, ölüm tehditleri de alacaktı. Günlük yaşamında gözler üzerinde olacaktı, belki takip bile edilecekti. Kısacası özel hayatı kalmayacaktı.

Yine de kalan ömrü boyunca bunu söylememenin pişmanlığını yaşamak istemiyordu. Tabii ki yazarın kendisi olduğuna inandırmak da pek kolay olmayacaktı. Bunu ispatlayabilmesi için en ufak bir kanıtı yoktu. Ayrıca kim bilir bu romanı kendisinin yazdığını söyleyen kaç kişi vardı. Kadının da onlardan biri olduğunu düşünüp başlarından savacaklardı. En azından kadın böyle düşünüyordu.

Ama düşündüğü gibi olmadı.

Evet elinde herhangi bir kanıt yoktu ama yayınevinin elinde yayımlanmamış olan bir paragraf vardı. Yazarı belli olmayan bu kitap için önlemlerini almışlardı. Yazar olduğunu söyleyenlere eksik paragrafı soruyorlar ve elbette o kişilerde elleri boş dönüyorlardı. Ama kadın hatırladı. O olmayan paragrafı hatırladı. Böylece onun gerçek yazar olduğuna karar kıldılar. Öncelikle yeni bir kapak tasarlanacaktı. Yazarın isminin de olduğu bir kapak.

Kapak hazırlandı, çok geçmeden de yazar herkes tarafından öğrenildi. Uygulamalarda, haber sitelerinde gündeme oturmuştu. Kadının ismi arama butonlarında en çok aranan isim olmuştu. Televizyon kanallarındaki haberlere bile çıkmıştı. Okuyucuların da yüreğine su serpilmişti. Şimdi kadınla ilgili daha fazla şey merak ediliyordu. Bir açıklama yapması bekleniyordu. Sosyal medya fenomenlerinden, gündüz kuşaklarından konuk olarak davet aldı. Ama hiçbirine geri dönüş yapmadı. Kendi ismi ile bir kanal açtı. Ve tek video attı. Yedi dakika on dört saniye olan bu videoda kendisi değil roman hakkında konuşmuştu, belki de öyle hissettirmeye çalışmıştı fakat gerçekte hep kendini anlatmıştı.

  Duraktaki Roman – Meltem AKÇA ismi ile akıllara kazındı.

                                                                                Son