Fatmanur Bektaş

Fatmanur Bektaş

Kudüs’ün Müslümanların Nazarında Önemi

Kudüs’ün Müslümanların Nazarında Önemi

Kudüs, ilk olarak Hazreti Ömer döneminde, Ebu Ubeyde komutanlığında kuşatmış ve ilk olarak bu devirde fethedilerek İslam toprağı yapılmıştır.

Günümüzde zulmün ve katliamın en büyüğünün yaşandığı bu topraklara İslam orduları ilk geldiğinde burada yaşayan halka canları, malları, namusları hususunda güvence vermiştir. Günümüzde Müslümanların kan kustuğu bu coğrafyaya gelen Hz. Ömer verdiği emanname de özet olarak şunları belirtmiştir:

"Hristiyanların evlerine, mallarına, canlarına, kiliselerine doku­nulmayacaktır. İsterlerse ha­satlarını alacaklar, isterlerse ba­rış içinde şehirden çıkacaklar, is­terlerse bizimle beraber kalacaklardır.”

Hristiyanlar anahtarı teslim etmek için halifeyi istiyor. Müslümanlar Hz Ömer'e: "gitmene gerek yok biz zaten kazandık" deseler de Hz. Ali bunu kabul etmiyor ve: "mutlaka git Ömer, Kudüs'ün kıyamete kadar bizim olduğunu bütün ümmete öğret" diyor.

Hz Ömer yanına bir yardımcı ve bir de devesini alarak Kudüs'e doğru yola çıkıyor. Günlerce yol alıyorlar. Yolculuk sırasında deveye bir kendi biniyor. Bir yardımcısını bindiriyor. Halifeyi törenlerle tahtlarla bekleyen Hristiyan halk bu mütevaziliği görünce şaşırıyor. Çokça duygulanıyorlar. Kudüs zemzemlerle misklerle yıkanıyor. İlk ezan okunuyor ve tüm Müslümanlar orada fetih namazı kılıyor. Hz Ömer'in duruşu karşısında papazların anahtarı teslim ederken duygulanıp ağladıkları söyleniyor. "Evet gerçekten bize rivayetlerde anlatılan, yardımsever, hoşgörülü, adaletli halife budur." diyorlar.

Ağlamalarının sebebi sorulduğunda ise "Müslümanlar bu ahlakta olduğu sürece Kudüs bize geri gelmeyecek." diyorlar.

Kudüs yıllardır zulüm altında ve aylardır soykırıma uğruyor. Bir zamanlar duruşuyla düşmanı korkutan, ağlatan ümmet bugün kimliğini unuttu ve sessizliğe büründü. Bugün o toprakları İsrail'in başına yıkması gereken ümmet, eli kolu bağlı bir şekilde olanları izliyor. Birçoğunun umrunda değil.

Kudüs'ün Müslümanların nazarında ki kıymeti bu kadar mıydı?

Hz. Ömer Kudüs’e ulaşıp şehrin anahtarlarını din adamlarından teslim aldığı zaman sıra her zaman yapıldığı gibi fethedilen toprakların, askerlerin payına düşen bölümlerin dağıtımına gelince; Hz. Ömer bilinen uygulamanın zıddına, askere toprak dağıtmadı. Hz. Ömer’in bu uygulamasının hikmetini merak eden askerler neden dağıtmadığını sorduklarında;

Hz. Ömer: “ Allah Resulü (sav) Mekke’yi fethettiği zaman, askere toprak dağıttı mı? Ordu hep bir ağızdan: "hayır" dediler. İşte Kudüs, Mekke’dir. Ben nasıl size topraklarını dağıtabilirim ki?”

İşte Sahabenin nazarında Kudüs’ün böyle bir değeri vardı. Onlar çevresi mübarek kılınmış bu toprakların ne denli kıymetli olduğunu çok iyi biliyor, oranın Müslümanların ilk kıblesi olduğu bilinciyle, o toprakları bir namus ve şeref meselesi olarak görüyorlardı. Öyle ki Kabe ile koruma hususunda eş değer olduğunun farkındaydılar.

Ömer Tuğrul İnançer'in dediği gibi: "Bu kadar Müslüman tükürse Tel Aviv'i sel basar. Ama bir araya gelip birlikte kalben buğz dahi edemiyoruz."

Halimizin özeti.

Ne acı..

Allah aynı bilinci bizlere ve ümmeti Muhammed’e nasip etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatmanur Bektaş Arşivi
SON YAZILAR