"Resûlullah (s.a.s.) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar." (Müslim, Müsâfirîn, 293; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 55; Tirmizî, Cenâiz, 41)

Toplumumuz olarak bazı dini olayları yanlış biliyoruz. Yanlış bilinen durumlardan birisi de namaz kılınmayan vakitlerdir. İlmihal ilminde bu vakitlere kerahat vakitleri denir.

Kerahat vakitleri;

Güneş doğduğu, battığı ve tam tepede bulunduğu zamana kerahat vakti denir.

Bu vakitlerde namaz kılınmaması gerekmektedir. Yukarıda ki hadisi şerifte belirtildiği gibi bu vakitlerde namaz kılmayı Resulullah(sav) yasaklamıştır. 

İlk kerahat vakti sabah namazının çıktığı vakittir. Yani güneş doğmasından itibaren 40-45 dakikadır. Bu vakitte namaz kılınmaz. Ayrıyeten sabah namazının farzı kılındıktan sonra namaz kılmak uygun değildir.

Mesela şükür namazı gibi nafile namazlar, sabah namazından sonra kılınmazlar.

Sabah namazı kılındıktan sonra camide güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikretmek büyük sevaptır. Ecdadımızda sabah namazından sonra camide oturup, bu büyük sevaplara nail olmak için zikirle meşgul olmuşlardır. Güneş doğduğunda da duha namazı kılmışlardır. Duha namazı iki, dört veya 8 rekât kılınır. Resulullah(sav);

“Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allah’ı zikreder, (kerahet vakti çıktıktan) sonra iki rekat namaz kılarsa, ona tam bir hac ve umre sevabı verilir.” Enes (r.a.) der ki: Rasûlullah (asm), “Tam bir (nafile) hac ve umre sevabı” buyurdu.

Yani sabah namazı için mescide gidip, farzı ikame ettikten sonra mescide oturup Allah’ı 40-45 dakika zikredip sonra duha namazı kıldığımızda hac ve umre sevabına nail oluruz. Ama buradaki mevzu yanlış anlaşılmasın; hac sevabına nail oluruz yani farz olan hacı yapmış olmayız.

Ecdadımızda bu sevaba nail olmayı ummuşlar ve hac ve umre sevabı olarak güne başlamayı kendilerine bir görev bilmişlerdir.

İkinci Kerahat vakti güneşin tam tepede olduğu vakittir.

Yani öğle ezanından 10-15 dakika öncesi. Bu vakitlerde de namaz kılmak mekruhtur.

Üçüncü kerahat vakti de akşam ezanından 40-45 dakika öncedir. Bu vakitlerde namaz kılmak mekruhtur. Fakat ikindi namazını akşam namazından 40-45 dakikaya kadar kılmayan kişi kılabilir.

Bu olay toplumumuzda akşam namazından 20-25 dakika önce hiçbir namaz kılınmaz diye söyleniyor. Fakat ikindi namazının farzını kılmayan kişi akşam ezanı okununcaya kadar sadece farzını kılabilir. İkindinin sünnetini veya başka namazı, akşam namazından 40-45 dakika önce kılamaz.

Şurası da unutulmamalıdır;

Kerahat vaktinde ikindi namazının farzını kılmayı, sürekli hale getirmek münafıklık alametlerindendir. İnsanın işi olabilir ikindinin farzını kerahat vaktine nadir bırakabilir. Ama bu adet edinilmemelidir.

Son olarak şunu da zikredelim; kerahat vakitlerinde uyumak uygun değildir.