Osman Uzunkaya

Osman Uzunkaya

No’lur Ya Rab

No’lur Ya Rab

Bilmediğiniz bir anda kulağınıza çalınan enfes bir ses, bir melodi veya derununuza işleyen birkaç cümlelik söz öbeği size öylesine tesir eder ki şaşırıp kalırsınız. Şaşkınlığınız geçer geçmez, size tesir eden o şeyi duyumsarsınız. Sizi sizden alıp ötelere götüren duygu sağanağı gönül ufkunuzu çoktan esir almıştır. Ruhunuz kıyama kalkmış, gönül denen Kâbe’de tavaf başlamıştır. Artık ne Dünya’nın, nede başka bir nesnenin önemi yoktur sizin için. Tek gayeniz O’nun rızasını kazanabilmektir. Zira eşrefi mahlûkat olan insana yaraşan da budur zaten.

Vahaya ulaşmak öyle kolay değildir. Önce nefsinizi gemleyip sonra yola çıkmanız gerekecektir. Yolunuz uzun ve engebeli, yükünüz oldukça ağırdır. Önünüzde geçit vermeyen sarp dağlar, heybenizde azıcık bir kırıntı ve birkaç yudum su, sırtınızda paramparça olmuş eski bir aba; tepeniz de ise nar gibi kızarmış Güneş. Olsun! Gönlünüzde O’nun aşkı var ya! Mevlana’nın deyimizle siz ateşten denizi mumdan kayıkla geçmeyi göze almışsınız sonunda yanıp küle dönmek olsa da. Aşk denen şey tam da budur işte. Bir bakmışsınız çektiğiniz zahmet rahmete dönüşür ve sonsuzluk diyarının nur tokmaklı kapısı önünüzde beliriverir. Tokmağı vurduğunuzda kapı açılacaktır elbette. Karamsarlığa düşüp, ümitsizliğe kapılmak size yakışmaz. Zira inanan insanın felaha ereceği Yüce Rabbimiz tarafından bize bildirilmektedir. Biliyoruz ve iman ediyoruz ki! O, hiçbir zaman kapıya geleni orada bırakmaz. “Haya eder, kapıya geleni boş çevirmez. Derdi olanı çaresiz, darda olanı yalnız bırakmaz. Allah Teala en iyisini bilendir.” (Kelâbazi, Behrü’l-Fevaid, s.645,Hadis no:750)

Allah bazı kullarına aşk denen gaip mücevheri bulmayı nasip etmiştir. Bu yolda çektikleri çileler onları kemale eriştirmiştir. Bu Hak dostlarından biri de Erzurumlu Muhammed Lütfi Efendidir. Muhammed Lütfi Efendi dini ve fıkhi bilgilerle donanarak, gençlerin yetişmesine vesile olmuştur. O dönemde yaşadığı bölgenin Ruslar tarafından işgal edilmesi neticesinde etrafındaki insanları yanına alarak canı pahasına Ruslara karşı mücadele etmekten geri durmamıştır. Hayatından küçük bir kesit aktardığımız Erzurumlu (Alvarlı) Muhammed Lütfi Efendi; Yazdığı Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler ile gönüllere kazınmıştır. Allah dostunun İlahi formunda bestelenen bir şiiri şöyledir: “Beni benden cüda kılsan/Ne olur Ya Rab, Ne olur Ya Rab/Hak yoluna feda kılsan/Ne olur Ya Rab, Ne olur Ya Rab/Feyzi Muhammed’le gönül/Nuri muhabbetle gönül/Dolsa neveddetle gönül/Ne olur Ya Rab, Ne olur Ya Rab/Aşkın narına yanayım/Derdin ile boyanayım/Keremine dayanayım/Ne olur Ya Rab/Ne olur Ya Rab/Lütfi sana neyledi yar/Ağlar gözü her kışu yaz/Bir çare kıl ey çare saz/Ne olur Ya Rab/Ne olur Ya Rab.

Bu vesile ile Erzurumlu Muhammed Lütfi Efendiyi rahmetle yad ederim.

Yolumuza döşenen dikenleri Allah (cc )güle tebdil eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi
SON YAZILAR