Hayrettin Atak

Hayrettin Atak

Paralel'le mücadeleyi beceremediniz, bırakın!

Paralel'le mücadeleyi beceremediniz, bırakın!

Paralel Yapı meselesini yazmak bu sefer elzem oldu;

Bıraksalar kendi kendine bile bitecek yapılanma, suni solunumla ayakta, malum… Suni solunumu yapanda ne dış istihbarat ne Türkiye ne de İslam düşmanları… Bizzat bu tür derin yapılanmalarla mücadele ettiğini sananların kendilerinden başkası da değil…

Sebebi de yazının sonunda…  

Kimse kimseyi kandırmasın ortada ne bir çözülme var nede bir “taban desteğini kaybetme…”

Gruptan ayrılan bir Hüseyin Gülerce… Onla birlikte kopup bir kişi de yok, herkesin malumu…

Fethullah Gülen’in “Bu ağır bir yolculuk olacak. Yüklerinizden kurtulun” sohbetinden sonra gerçekleştirilen Zaman ve Boydak operasyonlarını ya da satışa çıkan okullarını sayıyorsanız, mücadelenin ne olduğunu zaten anlayamamışsınız demektir…

Sahi Tahşiye operasyonunun şifrelerini çözdüğünüz Herkül ve Bamteli sohbetlerine baktı mı hiç bu ülkenin istihbaratçıları? Baksalar, Diyanetin verdiği ve ülke gündemine bomba gibi düşen fetvadan üç gün önceki ‘Din garip, Diyanet garip’ sohbetini de görürlerdi muhakkak…  Belki hiç alakası bile yok ama İstanbul’da Marifet Derneğinin binası yıkılmadan üç gün önceki sohbetin başlığı da ‘Marifet’. Dediğim gibi bir alakası bile yok belki ama artık kıllanmadan edemiyor insan. Bu konunun uzmanları da kıllanıyorlar mıdır ki?  Kıllansalar bu kadar beklerler miydi bu siteleri kapatmak için?

Bir arkadaşın dediği gibi; ‘Küçülmekte bir büyümektir’in şifreleri sohbetlerde rahatlıkla görülebilirdi oysa…

…   

Neyse konuya gelelim;

Bilgisayar oyunu yapabilecek donanıma sahip olsam ‘Paralel’le Mücadele’ oyunu yaparım… Hani şu Amerikan savaş oyunları var ya o konseptte…

Böylece Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a yaranmak isteyen hiç kimse yalan söylemek zorunda da kalmaz…

“Abi parallel’le bir mücadele ediyorum, sorma” diye başlayabilir bütün cümleleri… Yalan da olmaz böylece…

Paralel Terör Örgütü ile mücadeleyi anlayamayan tek insan olarak tarihe geçeceğim… Öyle ya adamların lideri radyolardan her gün örgütün propagandasını yapıyor… Televizyonlarında liderlerinin mesajları yayınlanıyor… Konuşmaları her gün çeşitli mecralardan dünya’ya yayılıyor… Yükselen yeni okulları örgüte yeni militanlar yetiştiriyor… Yeni hastaneler inşa ediyorlar… Bankaları işin para kısmını çözüyor… Yardımlar toplanıyor dağıtılıyor…

Adı terör örgütü… 

‘Ya olur mu adamların kolu kanadı kırıldı’ diye başlayacak cümlelere gelince; Kimsenin bir yerinin falan kırıldığı yok…

Operasyonların çerçevesini de kendilerinin belirlediğini düşünüyorum… Öyle Emniyet’ten Paralel Operasyonu manşeti atarak olmaz o işler… Üst düzey emniyet yetkililerinden biri söylemişti; ‘Koca akademide iki kişi vardı Cemaatten olmayan’

Konya adliyesinden en üst düzeydeki kişi Adli yapının yüzde 50’si onlardan oluşuyor şu an demişti… Rakamdaki büyüklüğü anlayabiliyor musunuz? Buna yüzde 30 sempatizan, yüzde 20’de güç neredeyse oraya meyledenleri ekleyin ve matematiği iyi olan biri de hesaplasın ortaya çıkacak rakamı…

Şimdi bu rakamlardan sonra yapılan operasyonların “İfşa olmuş elemanların, ifşa olmamışlar tarafından oyun dışına atılma projesi olmadığını” kim söyleyebilir kamuoyuna…   

Mustafa Şahin rektör olunca, yıllar boyunca Selçuk Üniversitesine yapılan yığınak ne oldu… Ne yığınağı şimdi tertemiz Üniversitemiz…      

Konya buluşma noktaları gibi… Ne kadar önemli isim varsa yolu geçmiş buradan… Burada planlanmış çok şey buradan harekete geçmişler… Sonuç; Konya’da ki   2009 model yapılanmaya bir operasyon… Adı Paralel Mücadele… Ama onlar 2009’daki yapılanmaydı; Peki ya şimdikilere… Konya’da yapılan usulsüz dinlemelerde kaç kişinin ifadesi alındı mesela…?  

Hani karşımızda müthiş bir örgüt vardı ya…

Şimdi vatandaşı nasıl inandırırsın bu operasyonu deşifre olmamış insanların, deşifre olmuşlara yapmadığını…

Konya Adalet sarayının yüzde 80’i, 4000 Emniyet mensubundan 3500’ü onlardan… Pardon ne operasyonu? ‘Bul karayı al parayı’ misali oradan oraya tayinlerle çözülecek işler mi bunlar…  ‘Operasyon yeteneklerine darbe vuruluyor’ diye düşünenler için söylüyorum; geçti artık o… O yeteneğe sahipler artık. Almanya ve Japonya 2. Dünya savaşından sonra bitik çıktılar ama hemen toparlandılar… Bizde bile böyle, Anadolu’nun en küçük ve sayı olarak en az Kayı Boyu Anadolu’nun, Avrupa’nın, Asya ve Afrika’nın hakimi oldu… Organizasyon yeteneğiniz varsa yaşama ihtimaliniz de vardır… İki Türk bir araya gelse devlet kurar, tarih örnekleriyle dolu…  

Sanıyorsunuz ki bitiyorlar…

Bu tavrınızla bir gün ülkenin anahtarını kendi ellerinizle teslim eder, ama yine de kurtulamazsınız…

Hatta Mevlana meydanında aldığı biatı izlersiniz hep birlikte uzaktan… 

Son olarak ta; her şeyi anlıyorum da şu ‘herkül’ ile ‘tiran’ meselesini bir türlü anlayamıyorum…

Bizde iyi insan ‘Hazret’,  kötü insan ‘Zalimdir’ çünkü…   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi
SON YAZILAR