Ramazan herkeste farklı tanımlanır. Kimine göre bolluğun ve bereketin ayıdır kimine göreyse on bir ayın sultandır. Kimi nafile ibadetlerin sevabı başka aylarda yapılan farzla eşit olduğunu söyler. Kimisi de oruç, teravih, kur'an, sahur ve iftar gibi kavramlar içerisinde Ramazan'ı anlatır. Ramazan'ı kim nasıl buluyorsa öyle izah eder. Hatta sosyal ve bilimsel açıdan Ramazan'ı inceleyenler de vardır.

 

            Oruç vefa duygumuzu geliştirir. Nefsimizin kötü alışkanlıklara karşı dik durmayı ve şükür etmeyi öğretir. Bize verilen nimetlerin kıymetini bildirir. En önemlisi de kulluk görevimizi hatırlatır ki biz bugün sorumluluklarımızı unutan bir ümmet olduk. Örneğin, Korona virüsten önceki halimiz tam bir kapitalist gibiydi. Dolar ve Euro peşinde koşuyorduk. Hatta açgözlüler hâlâ ekonomisini güçlendirme çabasında. Korona virüsü bile bir fırsat olarak görüyor. Bu salgın nedeniyle binlerce kişinin hayatının kaybetmesini bildiği halde para pul peşine düşüyor. İşte böyle insanlar yüzünden her şeyin fiyatı da ikiye katlandı. Fakir fukara bir lokma ekmeğe muhtaçken bu kapitalistler fırsatını kolluyorlar. Örnek verme ihtiyacı da  gerek duyuyoruz çünkü etrafımızda böyle insanlar oldukça fazla. Fakat kulluk görevini hatırlayan biri hiçbir zaman Allah’ı unutmaz. Onun hazır ve nazır sıfatını hatırlar. Velhasıl bu ay bol bol kendimizi ibadete vermek demektir.

 

            Oruç sahip olduğumuz nimetleri başkalarla paylaşmayı öğretir. Oruç bizi Allah yolunda infak etmeye yöneltir. Aç ve susuz kalmanın ne demek olduğunu ve dünyada açlık susuzluktan kıvranan binlerce kişinin derdini bir nebze de olsa hissettirir. Soframızda iki çeşit olunca en az bir çeşidin de yoksulların sofrasında olma arzusunu uyandırır. Bu yüzden her gün soframızda konu komşumuzu misafir ederiz. İhtiyaç sahiplerine gıda ve iftar paketleri gönderiyoruz. Elhamdülillah Müslümanlarda hâlâ bu şuur vardır. Diğer günlerde pek görülmezse de Ramazan ayında yardım etmeyi ihmal etmezler. Özellikle Koronavirüs gibi felaket dolu bu  günlerde Müslümanların yardımları iki kat fazla artmıştır ve yardım konusunda kendi görüşüme göre Türkiye'yi ilk olarak görüyorum. Geçen "Daiyl Sabah" gazetesinde  Türkiye'nin 53 ülkeye yardım yolladığını okudum. Hulasa Ramazan bize birlik beraberlik ve kardeşlik öğretir ki kardeşler birbiriyle her şey paylaşır.

 

 

          Oruç sağlığımıza zarar olan şeylerden uzak durmak için de güzel bir fırsat verir bize. İster sigara olsun ister içki veya bir madde bağımlılığı. Bu alışkanlıkları bırakmaya yardımcı olur. İstediğiniz her kötü alışkanlığı terk edebilirsiniz çünkü bu ayda şeytanlar yanınızda olmuyor. Bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: “Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn zincire vurulur.” (Buhari, Savm, 5) Özet olarak şunu söyleyebiliriz ki bu ayda yaptığımız önemli ibadetler -teravih, iftar ve sahur- vasıtasiyle Allah katında makbul görülmeyen her ameli tümden terk edebiliriz. Yeter ki biz Ramazan'ı Ramazan gibi yaşayalım. Bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ والعَمَلَ بِهِ فلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ في أَنْ يَدَعَ طَعامَهُ وشَرَابهُ“ Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini ve içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhari, Savm, 8 Ebu Davud, Savm, 25)

Hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum…