Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

RUHSUZ BİR ŞEB-İ ARÛS DAHA GEÇTİ

RUHSUZ BİR ŞEB-İ ARÛS DAHA GEÇTİ

Artık aynı şeyleri söylemekten biz yorulsak da Konya yöneticileri aynı şeyleri yapmaktan yorulmadı. Her yıl düzenlenen ve hep aynı sonuçları edilen birbirinin aynısı Şeb-i Arûs törenleri bu sene de yine aynı ruhsuz havasıyla geldi ve geçti. Peki, bu süreçte bir bakalım; Konya değerine ne kattı? Esnaf ne kazandı? Turizm açısından Konya’nın katma değerine bir katkı oldu mu? Bu etkinlikleri yapanlar oturup bunları değerlendirmiyor mu acaba diye merak etmiyor değilim. Galiba yine Şeb-i Arûs geldi şunu bir üzerimizden atalım da işimize bakalım mantığıyla yapılıyor bu etkinlikler. Etkinlik strateji gerektiren, hedefler ve amaçlar gerektiren, öncesi ve sonrasıyla değerlendirme gerektiren bir iletişim tarzı. Dünyanın tanıdığı, takip ettiği bir düşünürün şehrinin bu sığ düşünceli etkinliklerle anılması hem Mevlana’ya hem şehre zarar veriyor. Törenlerden ne gelenler memnun ne esnaf memnun. Gelen turist sayısı her geçen yıl azalıyor. Gelenler de Konya’da para harcamadan memleketine geri dönüyor. Konya maalesef elindeki gücün farkında olmayan ve bundan faydalanamayan bir şehir oluyor. Aynı etkinliğin İstanbul ayağı emin olun daha çok ziyaretçi çekiyor. Törene bir gelen ikinciye gelmeye gerek duymuyor. Kültür merkezi içerisine sıkıştırılan ve artık insanları kusturan seviyeye getiren Ahmet Özhan konserinden başka hiçbir yenilik getirilmiyor etkinliklere. İnovatif düşünce olmadan, pazarlama düşüncesinden yoksun, yıllarca kendini tekrar eden bir etkinliğin nasıl bir başarı kazanmasını bekliyoruz ki. Törenlerin tanıtım stratejisi zaten ayrı bir kötü örnek olay inceleme konusu. Yine birkaç markanın Şeb-i Arûs kutlaması ile biz tören haftasının geldiğini görüyoruz. “Gel Ne Olursan Ol Gel” diyen Mevlana’yı kendi bile anlayamamış Konya yöneticileri dışarıda bir çağrı yapmayı düşünmüyor bile. Neden bu etkinliklerin duyuruları tüm Türkiye’de yapılmıyor. Neden yurt dışında Mevlana’nın çağrısı yapılmıyor. Hızlı trende, hava alanlarında neden bir tek Şeb-i Arûs çağrısı ile karşılaşmıyoruz. Turiste mi ihtiyacımız yok. İlk önce şunu anlamalı ve kabul etmeliyiz ki Mevlana sadece Konya’ya ve Müslüman toplumlara hitap eden bir düşünür ve ilim adamı değil. Tüm dinlerden takipçisi olan, üstelik yakın takipçisi olan, bir felsefenin sahibi. Belirli bir ruhu olan, kendine ait fikir yapısı olan bir yaşam tarzı. Ancak Konyalı yöneticiler hala Mevlana’yı Sema gösterilerine sığdırmakta kararlı. TRT kanalı, bakın özel bir kanaldan bahsetmiyorum bizzat devletin televizyonu, 17 Aralık gecesi BKM’de yapılan ve Mevlana ruhu ile alakası bile olmayan bir etkinliği yayımlamak yerine Konya’dan canlı yayın yapması gerekmiyor muydu? Bu kadar Konya bürokratı, milletvekili, valisi, belediye başkanı, kaymakamı neden bunlara bir çözüm bulma yoluna gitmez. Madem bu kadar isteksizsiniz bu etkinliği yapmaya o zaman verin İstanbul’a hiç değilse değer kazansın.

Geçtiğimiz hafta yaşadığımı iki olayın aynı haftaya gelmesi sebebiyle belki de dünyaya hoşgörü mesajının verileceği en doğru nokta Konya Şeb-i Arûs törenleriydi. Hoşgörünün ve barışın sultanı Mevlana şehri terörün üst noktaya çıktığı, bu mesajlara ülkenin en çok ihtiyacı olduğu dönemde liderleri bir araya toplayamadı maalesef. Oysaki tüm dünya Konya’dan verilen mesajları dinlemeliydi ve Konya dünya barışının lokomotifi olabilmeliydi. Ülke yangın yeriyken Trabzonspor’un havai fişek gösterileriyle açılan stadı kadar önem kazandıramadınız Mevlana anlayışına. Tebrikler Konya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR