Sessiz Son Anneler Günü
“Anneler, günümüz kutlu olsun” demek, bağıra çağıra kutlamak isterdim. Ama utanıyorum.
Ben anneler günü kutlarken, Gazze’de bebeklerin ölüyor olmasından utanıyorum.
Kutlu olsun yazarım da dili “Vatan sağ olsun” derken, kalbi titreyen anne okur diye utanıyorum.
6 Şubat’ta dünyası başına yıkılan kadınların yüzüne bakmaktan her gün utanıyorum.
Kartalkaya faciasının katilleri ayan beyan ortadayken, hesabının sorulmasını bekleyenlere cevap veremezsek, Doruk’un cesaretini gösteremezsek diye utanıyorum.
“23 Nisan Çocuk Özel Oturumunda” meclis kürsüsünde bir çocuk konuşurken; geç gelen, diğer çocuklar kendisine ilgi göstersin isteyen, konuşmayı dinlemeden giden siyasetinizden utanıyorum.
Bu dünyanın yalanından, dolanından, aç gözlülüğünden, doyumsuz ve vicdansızlığından ben utanıyorum.
Ne ister ki bir anne? Anneler gününde çocuğumun sağlıklı olmasından başka bir hediye istemeye KORKUYORUM.
Mattia Ahmet Minguzzi gibi pazara gider de geri gelemez diye korkuyorum.
En lüks otellerde vicdanlarımız yanar, bir çocuğun cansız bedeni dere kenarında donar diye korkuyorum.
İnsanlıktan nasibini almamışların kirli elleri bir bebeğe dokunur diye, kör olasıca gözleri bir çocuğa ilişir diye korkuyorum.
Dizi kanasa anne diye ağlayacakken, annesinin tabutunun başında ağlama derler diye ben çok korkuyorum.
Çocuklarımız bize Allah’ın emaneti. Emanetin sahibi cennetinde ağırlar o bebekleri de, ben cehennem ateşi susanları da yakar diye korkuyorum.
Bu son olsun. Bir sonraki anneler gününde kayıplarını geri getiremesek de anneleri teselli edecek yüzümüz olsun. Geçmişin hesabını sormuş olalım. Geleceğimize umutla bakalım. Ben gelecek anneler gününde “Anneler günü kutlu olsun.” yazmak istiyorum.
NE YAPMALI? Annelerin gözündeki bir damla yaş için, gerekirse dünyayı karşına almalı.